Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘BDP Krizine’ AKP İlgisi

10 Ekim 2013 Perşembe

    İmralı’da Abdullah Öcalan ile doğrudan görüşmelerin başladığı yıl başından bu yana hükümet, sürecin yürütülmesinin yanı sıra sürekli olarak BDP’nin içini hedef alan hamleler peşinde oldu. Hatırlayalım; İmralı’ya gidecek ilk BDP heyetinde parti yöneticisinin yer almasına izin verilmedi. Bu yüzden ilk gidenler Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata oldu. BDP yönetimi “Gidecek heyeti biz belirleriz” diyecek olduysa da hükümet geri adım atmadı. Araya Öcalan’ın girmesi sonrasında genel başkan yerine Grup Başkanvekili Pervin Buldan üzerinde mutabakat sağlandı. Ona ‘blok’ milletvekilleri Altan Tan ve Sırrı Süreyya Önder eşlik etti. Bu ziyaretlerde BDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bulunmaması dikkat çekti. Görüşme notları medyaya sızınca AKP kanadından “Bu BDP ile olmayacak” sesleri yükseldi. Ardından da Gezi Parkı Direnişi gelince heyet bir kez daha değiştirildi. Gezi’de ön plana çıkan Sırrı Süreyya Önder, Başbakan’dan veto yerken ilk kez Demirtaş’ın İmralı’ya gidişine izin çıktı. Ondan sonra da bir genel başkan ve bir grup başkanvekilinden oluşan (Demirtaş ve Buldan) heyet formatı sabit hale geldi. Bu manevraların arkasında yatan gerekçe şuydu: Hükümet bu süreçte BDP’yi Kandil’e değil İmralı’ya yakın bir muhatap gibi görmek istedi. Ancak Demirtaş onların kafasındaki ‘aracı’ modeline hiç uymadı. AKP’de “Sol tandanslı” olarak kodlanması; atılan adımlara övgü, AKP’ye dokunmama yerine sürekli hükümet eleştirisi içinde olması ve Kandil üzerindeki etkisi nedeniyle hükümetin çok da arzu etmediği bir ‘muhatap’ oldu. AKP’nin derinlerinde çözüm süreci başlar başlamaz, “Süreç aynı zamanda BDP’yi de dizayn sürecidir. Sürecin bir noktasında BDP’yi halen yöneten kadrolarda da değişim olmak zorunda” değerlendirmeleri ve beklentileri sıkça dile getirildi. Hatta iktidar kulislerinde “Sürekli sol söylem ve BDP’yi Güneydoğu’nun CHP’si” konumuna getiren isimler olarak Demirtaş ve başka bazı isimlerin bizzat Öcalan tarafından tasfiye edileceği spekülasyonları da eksik olmadı. ‘Muhataplıktan çıkarsınız ’uyarısı Hükümetin açıkladığı demokratikleşme paketi sonrası BDP’den gelen açık hoşnutsuzluk ifadeleriyle, “BDP’de kriz” haberleri eşzamanlı olarak gündeme girdi. Üstelik bu krizin doğrudan aktörü de Selahattin Demirtaş’tı. Peki bu krize en çok kim ilgi gösterdi? Tabii ki iktidar. Çözüm sürecini yerel seçim kampanyasının temel bir parçası haline getirmeye hazırlanan AKP’nin, Güneydoğu’daki tek ve en büyük rakibinin üzerinden ilgisini eksik etmesi düşünülemezdi. Nitekim bunun ilk sinyali de geldi. Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan dün Yeni Şafak’taki köşesinde Demirtaş ve onun yönetimindeki BDP’yi kıyasıya eleştirmekten kaçınmadı. Akdoğan’ın yazısıyla AKP “BDP’deki krize” doğrudan müdahil hale geldi. Akdoğan’ın BDP’yi tarif eden ifadeleri arasında, “MHP’den daha sorunlular”, “Sorundan besleniyorlar”, “Öcalan üzerinde baskı oluşturmayı hedefliyorlar”, “İmralı’yı beklemeden doğrudan Kandil’in yönlendirmesiyle hareket ediyorlar” gibi ağır ithamlar da var. Ancak yazısının belki de en dikkat çekici yeri “Kendi iç sıkıntılarını Başbakan’a yüklenerek aşmaya çalışmak çok ucuz bir yöntemdir” şeklindeki vurgusu ve sonrasında gelen şu uyarısıydı: “Demirtaş öyle bir söylem ve üslup ortaya koyuyor ki sanki BDP’yi ötekileştirmeye ve muhataplıktan çıkarmaya çalışıyor. Sorumluluk sahibi bir genel başkan koskoca bir siyasi hareketi marjinalliğe ve ciddiye alınmamaya itebilir mi?” Görüldüğü gibi AKP çözüm sürecinin kendisi kadar BDP ile de ilgili. Bu süreçte Kürt sorunu çözülür mü çözülmez mi onu izleyerek göreceğiz. Ama bu sürecin içinden “Demirtaş’sız bir BDP” çıkmasının AKP’yi oldukça sevindireceğine ilişkin elde yeterince işaret var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları