Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yasa buyruğu bütçe..

12 Aralık 2020 Cumartesi

Meclis’in sözde başkanlık rejimlerinin olmazsa olmaz bağımsız kimliğinin katledildiği, dünyada bir örneği olmayan bizdeki partili başkanlığa izin veren modelde, Tekadam, Saray rejiminde, dikte edilmek üzere hazırlanmış bütçe metninde, dişimizi kırabileceğimiz bir tek değişiklik olamayacağını bile bile, bütçe görüşmelerini sabahtan akşama izlemeye çabalamak hangi akla uyar diyebilirsiniz?

Kişisel bütçe oluşumunda hiçbir katkısı olmasa bile, muhalefet sözcüleri, milletvekillerinin sözcülerinin ortalığa saçtıkları kimi gerçekleri dinleyebilmek için dedikten sonra, sabırla izlenirse çok çarpıcı bilgilere, heyecanlı tartışmalara, kavgalara tanıklık edebilmek için de eklenebilir.. Dikte edilmiş metne olduğu gibi parmak kaldıracak Millet Cephesi’nin en aklı başında sayılabilecek, konuları, gerçekleri de bildikleri kuşkusuz konumda olanlarının hallerini, kendilerine buldukları savunma yollarını yakından izleyebilmek.. Yavuz hırsızın ev sahibini kovalamacasına benzer, siyasetçiliğin gerçekleri tersyüz edebilme yeteneklerini gözlemlemek de öğretici oluyor.

Yine de şekil şartı babında Meclis’ten olabildiğince hızlı geçirilmeye çalışılan bütçenin yaşamın gerçekleriyle olan çelişkilerini kapatabilmek olası değil. Bilindiği için de Millet Cephesi bütçe savunucularının kürsüde olabildiğince uzun konuşmalar yapıp parlak tablolar çizme adına uzun söylevler yapma talimatlarını aldıklarını gözlemlememek olanaksız gibi.. Milli teknoloji hamleleri, parlak yatırım projeleri, hayaller, hayaller..vurgulamaları ile ağızlardan akıtılan ballı cümleler yanında, bütçeyi eleştirenlerin vatana ihanet boyutlarında ağır sözlerle damgalanmaları..iç içe..

***

Sokakta karşılaştığım gerçeklere ilişkin tanıklıklar bambaşka.. Bu sabah metroyla gazeteye gelirken, yanımda oturan başörtülü, tertemiz yüzlü genç kızımızın, telefonda yakınlarıyla paylaştığı gerçekler bambaşka.. Aslında iş bulduğu için sevinçli bile sayılabilirdi.. Alacağı ücret üzerinden yaptığı hesaba inanamadım. Toplam nakit eline geçecek 350 liradan, yol parası, yemek için kesilenlerden sonra eline kalacak aylık paranın yüz liranın altında, 50-60 lira kadar olabileceğini söylüyordu. Teselli cümlesi hiç olmazsa işsiz kalmamış olacağı idi. Herhalde karnının doyabilmesi, evde ek yük olmaması, işinin olması algısı teselli sayılıyordu.

Sonrasında hak vermemezlik de yapamadım. Hafta içinde bir kişinin kendini metro raylarına atarak intihar etmiş olduğunu, kapatılan hat ilanının ardından tanık olanların ağzından duymuştum. Şu virüsün derdine düştüğümüz birkaç ayın içindeki, en uygunu metro yolculuklarımda bu ikinci tanık olduğum raylara atlayarak intihar olayı idi.

***

Cumhuriye’ten Tanıklıklar sayfası için 12 Mart’ın acımasız darbe oyunları, provokasyonları içinde, yaşananların bedelini ödemekten yorulan seçmenin soldan CHP iç operasyonu da içinde Ecevit’in başkanlığında yapılan seçimlerdeki oy patlaması sonuçları dikkatimi çekmişti. Sağdan da Erbakan’la simgelenen ulusalcı cephenin partisi MSP’nin oy patlaması yaşanmıştı. İkili Cumhuriyet affı kapsamı da içinde, ulusalcı reformları içeren bir koalisyon paketinde anlaşmışlardı.

Gelin görün ağırlıklı siyasal İslamcılar yönlendirmesinde, sağdan siyasette çok yetenekli, 12 Mart darbesi ile görevden alınmış olmasına karşın, cephenin başını çeken lideri Demirel’in taktikleri ile, af uzlaşması oylamadan “141-42” suçlarının kapsam dışında kalması yolunda geri dönünce, Ecevit hükümetinin çekilmesi gündeme geliyor. Çok çarpıcı olanı 12 Mart’ın sol gözterip sağ vuran askeri ve sivil ayakları hızla devreye giriyorlar. Bütçenin zamanında Meclis’ten geçmesi zorunluluğunu gerekçe yaparak Ecevit koalisyon hükümetinin bütçe geçirilmesi sonuna kadar görevde kalması zorunluluğunu dayatıyorlar.

Bütçe görüşmeleri adına bugüne benzer görüntü veren tabloda gelişmeleri inceleme kalkıştığımda ise bugünün dayatmalı bütçe görüşmelerine göre, Meclis’in çok daha anlamlı işlesevliği ile yüzleşiyoruz. Ne de olsa Ecevit’li CHP ile Erbakan’lı MHP’nin koalisyonunda, sol gösterip sağ vuran askeri ve sivil eller ne kadar güçlü olurlarla olsunlar, Meclis iradesini sıfırlayan bugünküne benzer bir bütçe görüşmeleri olgusunu yaratamıyorlar.. 12 Mart’ın askeri darbe düzeni bile daha işlevsel bir Meclis varlığını, gerçeğini yok etmeye yetmemiş..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları