Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Times yalan söylemez!..’

20 Şubat 2018 Salı

Kabaca son 50 yılın dünya ölçeğinde yaşanmış, en yaşamsal emperyal çıkarlar güdümündeki, bedelleri ağırlıklı yoksul güney dünyası için ağır savaşların, Türkiye’ye yansımalarının, fotoğrafçı, belgeselci olarak canlı tanıklarından, Sevgili Ergun Çağatay için Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’ndeki dostlarından anılarla aktarımları dinlemiş olmanızı isterdim. Aynı gün bir diğer dünya çapında belgeselcimiz Coşkun Aral’ın birinci ayı dolan, “kaçınılmaz” tanımlamasını yaptığı Zeytin Dalı operasyonu bağlantılı, deneyimleri, tanıklıklarıyla donanımlı değerlendirmeleri bir o kadar değerliydi.. Vietnam Savaşı’ndan günümüze dünyanın en kanlı savaş senaryoları ile bağlantılı, Suriye kördüğümünde yaşanan kirli, bir o kadar kanlı senaryoları okumak çok daha ufuk açıcı oluyordu.
Times yalan söylemez!..” başlığı ile benzer yaşanmışlıklarla, bugün yaşadıklarımızı daha sağlıklı değerlendirme çabalarına bir katkı daha olsun istedim.. Kanlı pazar, 1968 olaylarının bütünü içinde yaşananların odağında, yoğun habercilik, tanıklıklardan sonra 1968 Temmuz ayında 5 haftalık bir İngilizce dil kursu için Londra’daydım. AB üniversitelerinden gelmiş dönemin havasında daha bir solcu gençlik hareketinin içinden çıkmış öğrenciler ile, onların duygularıyla iletişim kurmada usta eğitimciler ilişkisinde kendimizi Londra’da düzenlenen Vietnam Savaşı karşıtı büyük mitinglerin içinde buluyorduk. Doğal dil öğrenimi sohbetlerinin gündemi, dönemin odak savaşı ile birlikte, kendi ülkelerimizin gençlik ve siyasal hareketlerinin sorunları oluşturuyordu.
Benim içinden gazetecilik tanıklıklarımla yaptığım değerlendirmeler üzerine, “Ama sizde çok güçlü bir de Amerikancı Türkİslam sentezinde sağcı gençlik eylemleri varmış” itirazıyla Times’ta gerçekten yayımlanmış kısa ama kesin bir haber önüme kondu. Özetle Vedat Demircioğlu’nun öldüğü, 6. Filo karşıtı sol gençlik eylemleri üzerine on binlerle sağcı gençliğin Amerika lehine sokaklara çıkıp eylem yapmalarından söz ediliyordu. Sol gençlik hareketinin ülkemizdeki çok etkin örgütlenmesi karşısında, yavaş yavaş Türk-İslam sentezi üzerinden gençlik yaratma çabalarının varlığını yadsımadan, ülkücü, siyasal İslamcı örgütlenmeler yanında özellikle AKP’nin kurucu kadrolarının içinden çıkmış, “kanlı pazarı” örgütlemiş MTTB yapılanmasını da anlattım. Ancak ülkemizin kültürel değerleri nedeniyle sağdaki söz konusu gençlik hareketlerinin hiçbirinin Amerikancı politikaları doğrudan savunamayacaklarını anlatmaya çalıştım. Asla Amerikancı eylem yapmak söz konusu olamadığından, antiemperyalist kimlikli büyük sol gençlik eylemlerinin karşısında “komünist, dinsiz” suçlamalarıyla baskınların yaşandığı gerçeğinin altını çizdim..

***

Times yalan söylemez” itirazları üzerine de, Cumhuriyet’i arayarak, olaylı günlere ilişkin haberlerin hepsini yollamalarını istedim. Fotoğraflı koca koca haberleri gözlerine sokarak, Times’ın kuşkusuz İngiltere’de yaşananlara ilişkin özenli olmasının, Türkiye, elbette yoksul güney dünyası ülkelerinde yaşananlara ilişkin geçerli olmadığını anlatmaya çabaladım. En yakın tanıklıklarımızla Irak, Afganistan işgalleri süreçleriyle başlayan Ortadoğu, İslam dünyası, son düğüm Suriye üzerinden.. bizim yaşadığımız gerçekler ile Batı medyası haber ve yorumları hiç çakışıyor mu?
Bizim için sorunlar ülkemiz medyasının genel tablosu ile vahim boyutlarda katlanarak büyüyor. Bilindiği üzere İngiltere de içinde Batı medyası için geçerli demokrasi, basın özgürlüğü kriterleri bizde rejimi demokrasi sayılan ülkelerin içinde en ağır yasaklı konumda. Sivil İktidarlarının Cemaatli, Cemaatsiz icraatlarında dünyada en çok gazetecinin yargısız infaz olarak, en olumsuz koşullarda cezaevlerini doldurdukları gerçeği buzdağının sadece görünen parçası. Medya üzerinde estirilen dehşet terör sayesinde ana akım medya bile nefes alamaz konumda. El konulmuş, yandaşlarda uygulamalar korkunç. İşsiz gazeteciler çalışanları katlıyor, gazeteci avında, basın özgürlüğü yasaklarında dur durak yok..
Irak işgali gerekçesindeki büyük yalanla başlayan gelişmelerin odağında işgalde suç ortaklığını reddeden Ecevit Hükümeti’nin yıkılması projesi ile başlayan İktidarları süreçlerinde, bölge ülkelerinde akan kan, ödetilen bedeller, bize yansıyan sorunların boyutları ortada. Balkanlar travması, İslam dünyası içinde yaşanan kanlı çatışmalar, Ortadoğu travmasında, en kirlisinden çıkarlar çatışması bataklığında Türkiye’nin çok haklı ayakta kalma isyanında gerçeklere ulaşmak ne kadar yaşamsal ve de ne kadar zor..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları