Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tencere dibin kara, seninki...

24 Ekim 2017 Salı

ABD’li yayın kuruluşu CNBC, Rıza Sarraf davasında Sarraf’ın çok önemli itiraflarda bulunabileceğini iddia etmiş.. Barzani referanduma giderken gitmesine değil, sadece zamanlamasına itiraz eden Amerika, resmi kurumlarının resmi görevlilerinin ağızlarından açıklamalarla, tavşana kaç tazıya tut politikalarından hiç vazgeçmiyor... Sanki Irak işgalinin Bağdat’ta Saddam heykelinin başı düşürülürken noktalanan askeri işgal operasyonunun şovunda, Kerkük’te, Musul’da nüfus ve tapu kayıtlarının yakılmasında siyasi, askeri başrol ağırlığı yokmuş gibi. Bölgenin Kuzey Irak yönetimi içine alınmış olmasına bugüne kadar itirazı yoktu. Bağdat, bölge içinde, Irak’tan koparılmış olarak referanduma gidilmesine itiraz edince, kerhen de olsa Irak’ın parçalanmaması tezi dillendirildi.
Aynı zaman dilimi içinde, BOP kapsamındaki haritaların Türkiye ve İran’ı da içine alıyor olması ile otomatik gündeme giren Türkiye ve İran tepkisi, doğrudan taraf olmalarıyla işin rengi biraz daha değişti.
Amerika’nın IŞİD’in bölgeye yerleştirilmesindeki rolü, Irak ve Suriye iç dengelerine ilişkin değişken siyasal hesap ve projeleri bir yana.. IŞİD’in tersine tepen silah niteliğine kavuşmuş olarak Amerika ve AB ülkelerinde de terör eylemlerinde etkin rolü, Irak ve Suriye içindeki katliam, vahşetteki tırmandırdığı eylemleriyle dünyanın başına bela en kanlı terör örgütü niteliğini kazanması sonrası, IŞİD’in temizlenmesi odaklı dünya ittifakının oluşturulmuş olması sürecinde, Amerika’nın bölgede PKK ve PYD’yi silahlandırma sürecine apaçık geçildikten sonra, Bağdat, İran, Türkiye bölge ülkeleri refleksinin buluşma noktasında oluşmuş bir fiili cephe ittifakında, Rusya katalizör, her gün değişen dalgalanmalar gündemde. Amerika bir yandan Irak askeri gücünün daha önce yerleştirilmelerinde katkıda bulunduğu Barzani peşmergelerinden bölgeyi teslim almalarına hak veriyor konumunda. Diğer yandan Bağdat yönetimi adına PKK ile çatışan İran’a bağlı Şii silahlı güçlerine itiraz etmekte...

***

Tencere dibin kara seninki benden kara vaziyetlerinde, hızla değişen bölge dengelerinde, bugüne kadar oynanagelmiş emperyal oyunlar tuzağında daha ne kadar çok kan akacak, parçalanmalar yaşanacak? Yoksa bölge halkları yaşanan kaos, bataklık, ödenen bedellerden ucundan ucundan olsun dersler çıkarmış olarak, yeniden oluşmuş çok kutuplu emperyal güç dengelerinde, biraz nefes alabilecekleri barışçı çözümlere ulaşabilecekler mi?

***

Türkiye için yaşamsal soru ise Osmanlı yıllarından Amerika’nın düşü Ortadoğu haritaları üzerinde oynama, BOP hesaplarının yeniden yeniden kuşkusuz İngiltere rehberliğinde Ortadoğu’da pişirilmesi denemelerinde gelinen son tablodaki toplumsal refleksleri. Malum Amerika’nın tek kutuplu dünya adına, uygarlıklar çatışması çerçevesinde, İslam dünyası için öngördüğü “Ilımlı İslam, yeni Osmanlıcılık, laik Cumhuriyet rejimi, Atatürk devrimleri kazanımlarını ret..” olarak özetlenebilecek projeleri iflas etti, tozlu raflarda çoktan yerini aldı... Afganistan işgali, Taliban terör örgütünü yaratmak üzerinden işgalin tarafı olmamış, hep kendilerine sadık kalmış olarak sivil askeri otoriter yönetimler arasında sallanıp duran Pakistan’ın düşürüldüğü tablo ortada.
Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin, kurtuluş, kuruluş savaşları destanlarının yazılması üzerine oturtulmuş Atatürk devrimleri ile toplumsal kazanımları, birikim, dinamikleri ile, topu birden güncel bölge terör örgütlerinin hedef tahtasına konulmuş olsa da direngenliği, toplumsal refleksleri elbette Pakistan ile kıyaslanamaz. Türkiye, üç koldan terör örgütlerinin hedef tahtasında, askeri sivil darbelerde, hukuk devleti düzeni laik Cumhuriyeti yok etme, en hafifi ile ülkeyi kaosa sürükleme, parçalama projelerine karşı işte bu iç dinamikleriyle direniyor. Siyasal İslamcı, cemaatçi, ırkçı ya da emeryal güç merkezlerine sadakat yarışında ideolojilerin rüzgârlarında, ayrımcılık tuzaklarının peşinden sürüklenenler bile, eksikli gedikli olsa da ortak değerlerden bir şeyler kapmışlar.. Liderlik karizması, biat kültürü, askeri, sivil diktatörlüklerinin ömürleri, hiç öngörülemeyen bir yerlerde kırılıveriyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları