Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tanıksız, tutanaksız ikili anlaşmalar

17 Mart 2018 Cumartesi

Afrin restleşmesinin odağında da, ülkelerin, tarafların temsilinde en yetkin kişilerin saatler süren masalarda yapılmış görüşmeleri, pazarlıklarının, uzlaşmaya varılmış anlaşmaları var. Çağımız teknolojileri, ülkeleri, kurumları temsil eden başkanlar, başbakanlar, ilgili bakanlar, gündemine göre istihbarat, askeri kuvvetler, uluslararası örgüt temsilcilerinin bir masada uzlaşmalarını kolaylaştırıyor. Bazen çok acil gündemlerin olmazlarına yönelik, telefonla bile uzlaşmaya anahtar kararlar alınıyor..
Sorunlar, kaos, krizler, söz konusu anlaşmaların kuşkusuz insan haklarına, hak-hukuk-demokrasiye aykırı, halklardan saklanan içerikleri, kirli çıkar hesapları, güç kayırmacılığında, halklara ödetilen ağır bedellerin pis kokularının geri dönüşü olmayan sonuçlarıyla sonradan ortaya çıkıyor olmasında..
Ülkelerin çıkarlarının kollanması, hele de halklarının, içinde birbirinden kirli, kaypak, İnsana acımasız.. savaş, terör, işkence.. tuzaklarında yanıp kavrulmamalarının olmazsa olmaz korunma araçları da var..
Amerika’sı, AB’si, Rusya’sı, İran’ı, hatta uzaktan akla gelebilecek tüm gücü yetecek ülkeleri, halkının ödediği bu çok kanlı bedellerden sorumlu diktatörü, Esad’ı ile.. bölgedeki çatışmalar, bataklığın yumağında etkin tüm güçlerle ikili, çoklu masalardan kaçınamayacak bir noktadayız.

***

Doğrusu laik Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürkçü dış politikanın değerlerini ayaklar altına almış, 2002 Erdoğan liderliğinde, Cemaat ortaklığında kurulmuş İktidarlarının İslam dünyası üzerinden sürüklendikleri düşlerin kurbanıyız.. Parçalanma projelerinden kurtulabilme yolunda, en hafifi ile ağır tuzaklara düşürüldüğümüz noktalardan dersler çıkarmamız gerekiyor değil mi?
Afrin üzerinden Amerika kaynaklı son düştüğümüz tuzağın gündemi ne? Amerikan Başkanı’nın telefonda Erdoğan’a verdiği sözü tutmaması ayrıntı. Daha vahimi, tanıksız, tutanaksız saatler süren pazarlıkta Afrin için varılmış anlaşmadan çark gündemde. Pazarlığın tarafı görevden alındı, yeni gelen için yeniden görüşme ertelendi, olumlu, umutlu değerlendirme yapabilme lüksü yok. Belki boşluklarda, çok kaypak çıkar çelişkilerinden bir çıkış yolu, formül bulma en iyimser yaklaşım.
İyi güzel de CHP’den gelen çok haklı çıkış sorgulanmayacak mı?
İkili görüşmelerde de en yetkin kişilerin pazarlığında tanıklık, tutanaklar için arada Dışişleri’nin bulunması koşulu, zorunluluğu yok mu? Olmazsa, yapılmış anlaşmanın ne hükmü ne de sağlıklılığı söz konusudur. Hiç kuşkunuz olmasın dünyanın en kirli, en diktatoryal uygulamalarının bile kendi kuralları içinde işleyen denetim, güç çarkları vardır.
Bizdeki sorun dünyada bir benzeri olmayan tekadam, Saray rejiminin şekli, hukuksal taban oluşumu, seçimi söz konusu olmadan, Ak Parti’nin hükümet, Meclis, kamu erklerinin kullanımından gönüllü vazgeçmeleriyle ortaya çıkmış bir sonuç.
Laf aramızda, 15 Temmuz yarımkalan, Amerika destekli FETÖ’cü darbe, 20 Temmuz, OHAL düzeni travmalarıyla da açıklanamaz..
Çünkü daha 2002’lerde, Kıbrıs için yapılan Kofi Annan görüşmelerinde de Dışişleri devreden çıkarılmıştı. “Yes be anam” savsatalarıyla, Kıbrıs bağlantılı, AB, Akdeniz doğalgaz paylaşımlarında yediğimiz kazıklarda, Ege kayalıkları ile denizden kuşatılmamızda, acil Dışişleri’nin dışlanmasının bedelleri YOK mu?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları