Sağlık çetelerinin yüzünden...

22 Ekim 2024 Salı

“Yenidoğan çetesi”nin, yeni doğmuş bebekleri yoğun bakım odalarında vurgun vurma uğruna, seri katillerin acımasızlığında öldürmeleri olaylarının kamuoyundan saklanmadığı noktada, yaşadığımız toplumsal öfke, panik ortamında, ülkenin her yerinden gelen haberlerin ardı arkası kesilmiyor. İnsan canı, sağlığı üzerinden uzmanların görüşleri ile insan yaşamı, canının söz konusu olduğu alanların tümünde yıllardır işlenmekte olan cinayetlerin birbirinden daha vahşi boyutları ile bir kez daha yüzleşiyoruz. 

Elbette madalyonun öteki yüzünde, her koşulda insan canı, sağlığı üzerinden, birbirinden değerli, emek verme, yaratıcılıkta değerli bilim insanlarımızın katkıları ile yaptıkları olumlu işler, başarılar da var. 1966, benim de gazeteciliğe başladığım yılda Türk Tabipleri Birliği’nin, toplumsal sorunların her dalında TTB’nin tüm kadroları, bilim insanları, kitlelerin, ilgili meslek örgütlerinin destekleri ile verilmiş, uzun soluklu bir TTB’nin halka dönük sağlık sorunları savaşımı da var. Yazarımız, söz konusu savaşımlarını, gazetemizin sayfalarına da taşımış Dr. Erdal Atabek’i yeni uğurladık. 

Ortak emeklerle ülkemizde doğru yoldan çok başarılar elde edilmiş yılların ardından, kırılan kirli çirkin ittifakların destek gördüğü ortamlarda, bildiğiniz üzere halk sağlığı için savaşım verenlere karşı acımasız savaşımlar da açıldı. Cezalandırıldılar, hapislerde yattılar. Can üzerinden kirli kazanç kapılarının yolları yeniden açılıverdi. Sevgili Erdal Atabek’in “Barış davası” sanıklığı, toplumsal çıkarlarımızdan yana duruş sergileyen ülkemizin tüm örgütlü kadroları ile birlikte cezalandırılmaları günlerinden sonrası bir anıyı paylaşmanın zamanı. 

Savunduğu değerlerle tersine çevrilmiş, sağlığın yeniden para karşılığı satın alınabildiği bir düzen içinde, her tür kirliliğe bulaştırılması halinde, yaşamını nasıl sürdürebileceğinin sorgulaması üzerinden birkaç cümle içine sığdırdığı kararlılık cümleleri bilincime kazılmış. Kamu alanları kapalı, gazete yazıları, kitap çalışmalarının sınırlarının ötesinde, nöroloji ihtisasından da yararlanarak rehberlik, danışmanlık ilk aklına gelebilenlerdi. Gönüllü sorumluluklar, toplumsal sorumluluklara devam. Ötesi yok. 

***

Yaşamını yakından izleyebildiğim değerli bir başka dostum, SSK yıllarında onkoloji dalındaki başarıları ile önde Vakıf Gureba’da önde Dr. Nurettin Unur, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın girişimi ile Bezmialem Üniversitesi yapıldıktan sonra, zorunlu uzaklaşmış olarak Şişli Etfal’de emekli olduktan sonra, mesleğini yapmaktan vazgeçtiğini öğrendiğimde isyan ettiğimi anımsıyorum. Karpuz ekmeyi seçmesine aklım ermemiş tartıyor, uzmanlık birikimlerine ailem üzerinden de çok fazlasıyla tanıklık etmiş olduğum için “Hakkın yok” diye itiraz ediyordum. Kararlı, “Çocuk musun, benim alanımda paralı hastane hizmetleri kapsamında, her hasta başından kazandırılan paralar ön planda. Aksine izin verilmez, her hasta için sayısız harcama kalemi, yoğun bakım eklemlenir.” inadıyla, çabalamaktan vazgeçemiyor. 

Ülkemizde, sil baştan vurgun düzenine geçişlerde öylesine çarpıcı gelişmelerle katlanarak yüzleşmekteyiz ki. Hangilerinin sınırsız kirlenme, dibe vurmanın daha karanlık örneklerini oluşturduklarına karar veremez zamanlardayız. Kanıtlar ortalığa saçılmışken yargının işletilmesi sonuçlarından ödleri kopanların elleri titriyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hak verilmez alınır 19 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları