Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ne ‘Cumhur’un ‘tek adam’ rejimi hukuksuz ittifakı..

03 Mart 2018 Cumartesi

“Halk” sözcüğünün, kurtuluş, kuruluş savaşları, Atatürk devrimlerinin ortak değerlerini anımsattığı için siyaseten kullanılması sakıncalı. Yerine, FETÖ’cülerle iktidar ortaklığı yıkılmış, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ile FETÖ’cü terör örgütü gerçeği ile yüzleşilmiş olsa da, siyasette siyasal İslamcı Osmanlıcılık kimliğinden vazgeçilemediğinden, halkın iradesinin temsil edileceği kastı ile kullanılan AKP-MHP ittifakına, seçmen tabanının etkilenmesi yolunda, “cumhur”un ittifakı adı yakıştırılıyor.. Seçmen tabanında, Sünni İslam ağırlıklı, sağ siyasal İslamcı kimlikli bir cephe ittifakının oluşturulması algısı doğrultusunda bir cephe oluşturulması tek adam rejiminin olmazsa olmazı..
Pişkinlik, yüzsüzlükte dün ak denilenlere bugün kara denilmesinde, demokrasi, hak, hukuk ihlallerinde, gerçeklerin ters-yüz edilmesinde sınır tanımazlık, hakkını aramaya kalkışanlara izansız, acımasız suçlamalar, cezalandırmalarda her gün yeni yöntemler.. Sivil diktatoryal, dünyada bir örneği olmayan haksız hukuksuzlukların, tek adam rejiminin olmazsa olmazları..
AKP kurucu kadrolarının kökenlerinde yeri olan Saadet Partisi’nin, siyasetteki ağırlığının düşük oylarıyla kıyaslanamayacak ölçeklerde yükselişinde, uzman, yandaş olsun olmasın seçim araştırmacıları da içinde, her yelpazeden siyasetin ağır topları, uzman gazeteci görüşlerinin nerede ise aynı cümlelerle bütünleşmesi çarpıcı bir örnek, gelişme. Temel Karamollaoğlu halkın anlayacağı yumuşak bir dille sadece partisinin ilkeli, değerler üzerinden bir çizgide durmak istediğini söyledi. Erdoğan, AKP, Tek adam rejiminin tartışılmaz lideri olarak SP’yi Cumhur ittifakına katabilmek uğruna adım üstüne adım atmakta. Sonunda istediği sonucu alamazsa, siyaseten “benden günah gitti” demeyi hedeflemiş, sonrasında eleştiriler, ihanet cephesi suçlamalarına katmak üzere ön hazırlık da olabilir.. AKP uzmanları ortak değerlendirmelerinde “sağ cephe ittifakında çatlak yaratmamak çabası..” olarak açıklıyorlar.

***

Meral Akşener’in SP, DP ile ittifak cephesi kurmak istediği doğrultusundaki açıklamaları, Abdullah Gül’ün aday olabileceği söylentileri ile SP’nin savunduğu değerlerle ittifakın dışında kalması simgesel bir algı tehdidi, turnusol kâğıdı etkisi var. SP’nin AKP’in cumhur ittifakını kabul etmesi halinde, MHP’den bile daha avantajlı konumlara gelebileceği üzerinden açık artırmalı yorumlar da var. Analizlerde bu tablonun, kesin cepheleşme, çaresiz oy verme zorunluluğu algısı sağlanamazsa, AKP içinden bile çok yüksek oranlarla, çok boyutlu olumsuzluk algılamaları ile kopmalar yaşanacağının kaçınılmazlığından..
Kestirmeden bu ülkedeki halkın, seçmen tabanının, demokrasi, hukuk devleti, parlamenter rejim, laik Cumhuriyet, Atatürk devrimleri ile edinilmiş değerler bağları sanılanın çok üstünde. Ülke bütünlüğü, insan hakları, kadın, çocuk, çevre, üretici, hak-hukuk- adalet, bağımsız yargı, eğitim, sağlık, çalışma haklarının gaspı.. hangisi olursa olsun ötekileştirilenlerin, emekçilerin, mağdurların hakları üzerinden öylesine içselleşmiş, bilinçaltında kalmış olsa da kazılmış algılar söz konusu ki..
Hak savunuculuğu cephesinden güçlü itirazlar, kaygılarınızı gündeme taşıdığınızda, tavandan baskı, şiddet, tehditle oluşturulmuş haksız-hukuksuz-insan hakları-demokrasi karşıtı cephe, içinden içinden, sorunların boyutları ile bağlantılı olarak kırılıveriyor. Son tipik, çarpıcı örnek, en yandaş sendikacılık kadrolarına, sadakat, suskunluğa güvenilerek pancar işçileri üzerinden oynanmak istenen büyük oyunda gündeme giren kırılma.. AKP sorumlu bakanları, özelleştirmedeki işçilerin haklarının korunacağı yolunda söz verme yarışına girseler de kimseleri inandıramıyorlar. İktidarlarının özelleştirmeler kirli oyunlarının yıllara sığdırılmış, birbirinden trajik icraatlarının sonuçları ile işçilere yaşatılanlar bilinçaltlarına kazınmış.. Yandaş özelleştirmeler vurgunları, siyasal ittifaklarında ölüme mahkûm edilen o kadar çok maden işçisi, alışveriş merkezi yapılarak gelecek kuşakları açlığa, işsizliğe mahkûm edilmiş o kadar çok Sümerbank, Et-Balık,ORÜS, TİGEM, Tekel işçisi gerçekleri var ki.. Pancar fabrikalarının özelleştirilmesi kirli oyununda sendikalı işçisi, pancar üreticisi ile yükselen karşı duruşa, dünya ölçeğinde yasaklı, sağlık için tehdit sentetik şeker tekellerinin oyunları eklemlenince.. halktan, seçmenden öfke fışkırıyor..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları