Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Milyonlarca emekçiye kıdem tazminatı tuzağı

06 Haziran 2017 Salı

CHP emek bürolarının dün yapılan “kıdem tazminatı çalıştayı” AKP’nin bir kez daha gündeme taşıdığı kıdem tazminatı projesi sadece kıdem tazminatından yararlanabilen 1-2 milyon civarındaki işçinin kazanılmış haklarının gasp edilmesini içermiyor. Gündeme getirilmesine gerekçe yapılan, kıdem tazminatından yararlanamayan 15 milyona doğru uzanmış çok olumsuz koşullarda çalışanların çok boyutlu yeni hak kayıpları için yeni tuzaklar içeriyor.
CHP’nin çalıştayına katılan DİSK, Hakİş, Türk-İş’in, çok sayıda emek örgütlenmesi, bilim insanının katılımıyla tartışılmaya çalışılan kıdem tazminatı projesinin içeriğini bilen, duyan yok. İktidarlarına yakın örgütlenmelerden dahi, dahası İktidarlarının fonla bir biçimde tazminat hakkı verilmesini amaçladığını savladığı, yararlanamayan çoğunluk için ortada görüşü alınmış emek örgütlenmesi yok.
Kayıt dışı, kuralsız çalıştırılanları taşeron elinde, süreli çalıştırma ile kıdem tazminatı hakkı baştan yasal düzenleme ile katledilenleri, işsizleri ile milyonlarla emekçi zaten üzerlerinden oynanan oyunlar, tuzaklardan tümden habersiz, örgütsüz sessiz, toz pembe vaatleri, güzel sözleri dinliyor..

***

1936 iş yasasına girmiş, en çok 1961 Anayasası, 1963 sendikal yasaları sonrası yasa ve de sözleşmelerle geliştirilmiş kıdem tazminatı hakkı üzerinden çok fazla yalanla gerçeklerin çarpıtıldığı çalıştayda ortaya konan veriler, bilgilendirmelerle kanıtlanmış oluyor. Her şeyden önce bizde çok geliştiği öne sürülen, ancak sınırlı süresiz sözleşmeli işçinin yararlanabildiği kıdem tazminatı hakkının dünya ülkelerinin ortalaması düzeyinde olduğu dünya resmi ekonomik raporları ile sabit.
Kaldı ki işçi ücretlerinin yüksek olduğu yıllarda kıdem tazminatı yükünden yakınan işveren örgütleri günümüzde fona devrini değil, sadece 30 günün düşürülmesini de istiyorlar. Sigorta, her tür ödeme yükümlülüğünden sabıkalı işverenlerin yükünü devlet üstlenmeyecekse, üçlü taraftan kesintilerle bireysel hak olarak gelecek bir tazminat düzenlenmesinde yararlanamayan işçilerin yaralanabilecekleri savının gerçekçiliği sorgulanıyor. Emek cephesi uzman görüşleri ise fona ödeme yükümlülüğünün, en çok 2002 sonrası gündeme sokulmuş, çeşitli kuralsız çalıştırma yöntemleri sayesinde haklarını kullanamadan çalıştırılan milyonlarla işçi gerçeğinin ortaya çıktığı bir bir masaya yatırılıyor.
Nasıl bir kıdem tazminatı arayışları kapsamında işçiler cephesinden öncelik ayrılma halinde tazminat yasağının kaldırılmasında. Tazminat yükü kimi zaman dilimleri içinde toplu işçi çıkarmalarında engel sayılsa, işsiz günler için güvence getirse de, ayrılma hali için konulmuş yasak, işçinin daha iyi bir iş ya da dayanılmaz çalışma koşullarına durma hakkını elinden alıyor.
Çalıştayda gündeme gelen en ağır sorun boyutu ise söz konusu hakların tarafı işçilerin 2002’den günümüze uğradıkları ağır hak kayıpları.. Ücretin gerçek değerlerle payı 2002’de 12.4’ten, 2014’te eksi 27’3’e düşmüşken işçinin neden algılamadığının sorgulanmasına gelince. Tek neden ideolojik, sendikal örgütlülüğün zayıflaması, inançların öne çıkarılması ile cepheleşmeler değil. Dünyada örneği az görülebilecek dışa açılma, kredi borçlanması ile işçinin de tüketici kredileriyle ağır borçlandırılmasıyla tüketiminin, harcamasının düşmemesinde.
İktidarlarının yandaşı, hayırcı cepheden sendika liderleri, uzmanlar, bilim insanlarının bir biçimde gündeme getirdikleri emek haklarına ilişkin uygulamalar içinde, emekçi lehine düzenleme, uygulama örneği yok. Sendikal örgütlülük toplusözleşme hakları, paralel gerçek ücretler üzerinden kayıplardan daha sorunlu alanlar, kuralsız calıştırmaya kapı açan, kamuoyunun gözünden kaçırılmış yasal düzenlemeler.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları