Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Halklar, emperyal savaşlara kurban

23 Eylül 2017 Cumartesi

Boğaziçi’nin üniversite mi, yüksekokul mu olacağı kavgasında, bugünkü üniversitenin tarihi birikimi, kütüphaneleri, binaları, geniş alanları ile çağdaş üniversiteye temel oluşturmasına karşı çıkanlar kavgasında, 1968’li yıllarda hazırladığım bir yazı dizisinin içinde, ABD
siyasal erkinin denetimindeki Osmanlı dönemi kolej yıllarında, Osmanlı içinde yürütülmüş parçalama siyasetlerinin bir parçası arşiv belgelerine de ulaşmıştık. Kurulacak Kürdistan devleti haritalarının okul kütüphanesindeki varlığı ilginçti. Sevr’e öncülük yapıp Lozan’a imza atılmamış olması gerçeği ile buluşunca daha da ciddi anlam, içerik kazanıyordu..
İran’da Şah’ın devrilmesi, Humeyni operasyonundan sonra, iki devletin halklarına, akıtılan kanla da çok pahalıya patlayan, 1980-88 İran-Irak savaşının nasıl bir kirli tuzak olduğunu yaşamış olmak bölge halkları için ders olamadı. Irak işgali projesi bir ayağı ile ABD’nin travması, kuralsız düzeni kuralsız savaşlarının ürünü, İkiz Kuleler’in siyasal İslamcı terör örgütü eylemi olarak yaşanmasının sonuç ürünüydü...
Dönemeç taşlarında, 1980’lerde hızlanan Sovyetler’in dağılması, Rusya-Afganistan bölgesel çatışmalarında, Amerikan askeri destekli Afganistan’ın siyasal İslamcı kimlikle donatılması, radikal İslamcı terör örgütü Taliban’ın kurdurulması vardı. Afganistan’da bağımsızlık savaşımının ilk yıllarında ilk feminist anayasasına basamak olan dinamikler tersyüz olmuştu. El Kaide türevi radikal İslamcı terör örgütleri 1980’ler sonrası, Pakistan, Ortadoğu topraklarında pıtrak gibi türerlerken Filistin Arafat bağımsızlık hareketi, Hamas’la parçalanıyor, ABD’nin 12 Eylül terör travmasına uzanan radikal İslami terör eylemleri dünyaya yayılıyordu.
İsrail-Filistin arasında barış sürecini oluşturma çabaları, 1993 Oslo-2000 Camp David, Clinton’un araya girdiği, şık İsrail- Filistin liderleri törenleriyle taçlanıyordu. Barış için yapılanların “çok az ve çok geç olduğu” saptamasını, İstanbul’da İsrail Barış Örgütü Başkanı ile Ankara Filistin temsilcisinin ortak görüşü olarak bize Taksim toplantısında sunulmasını hiç unutamadım...

***

Günümüzde yaşadıklarımıza ilişkin, asla unutulmaması gereken bir diğer fotoğraf karesi, ABD’nin 2003 Mart’ında başlattığı, nisan ayında finali yapılan Bağdat’ın işgalinin noktalanmasıyla ilişkiliydi. Yandaşlar Saddam heykelini devirmeyi başaramadıklarında, ABD’li askerler bir araç desteğinde heykele ip atılması ve başının koparılmasını sağlarlarken, aynı anlarda Musul ve Kerkük’ten gelen çuvallarla evrak yakılması fotoğraflarının altında, yörenin nüfus ve tapu kayıtları olduğunun bilgisi veriliyordu...
Ülkemiz, laik Cumhuriyetin, Atatürk devrimleri kazanımları, toprak bütünlüğünün korunması açısından trajik olması gereken gelişmelerde... Ülkede yaşanmış büyük depremlerin ekonomik yıkımında, Ecevit koalisyon hükümetinin içine düştüğü bankalar kriziyle noktalanma süreçlerine bakmak gerek... Siyaset ayağında Amerika’nın Irak işgali için destek isteminin reddedilmesi yaşanmıştı. 2002 Ocak ayında Ecevit koalisyon hükümeti iyice sıkıştırılmış, ünlü işçinin iş güvencesi yasa tasarısının Meclis gündemindeki tartışmalarında, ortaklık içinde çözülmenin gerçek nedeni saklanmış olarak gündeme sokulmuştu...
Krizden çıkışta Dünya Bankası’ndan gelmiş sosyal demokrat kimlikli Derviş’li parti modelinin mayası tutmayınca, hiç akla gelmeyecek “ılımlı İslam”, “yeni Osmanlıcılık” kimlikli, Fazilet içinden, Milli Görüş’ten kopartılanlarla, Gülen Cemaati ortaklığında İktidarları erki formülü bulunmuştu...
Baştan Irak işgaline onay veren, Güneydoğu üzerinden ABD askeri üs kullanımı için toprak tahsisi bile yapan Ak Parti’nin gökten zembille uçmuşçasına kurulup seçim kazanması tarihi 3 Kasım 2002. Erdoğan’ın yasaklı olmasına formül bulunmasıyla Meclis’e girişi sonraya kalsa da proje tezkerenin Meclis’ten dönüşü ile Güneydoğu toprakları üzerinden giriş ayağı eksikli kalsa da, bugünlerde izdüşümleri yaşatılan BOP projesi, Ortadoğu haritaları ile enerji yataklarıyla uyumlu sınır oynamalarıyla bir kez daha gündeme sokulmuştu.
Ortadoğu halkları hâlâ, İslam dini, mezhepler, aynı ırklar üzerinden sınır çatışmaları tuzaklarında akan kanlarının, ağır yaşam kayıpları, çağlar gerisine püskürtülmenin aymazlığındalar...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları