Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Halkımız, iktidar yalan söylüyor, çarptık böldük hesap tutmuyor’

10 Ağustos 2024 Cumartesi

Dünyanın en uzun soluklu, en kalabalık işçi katılımlı, gününe göre on bin yüz binlerin katıldığı, 50 gün sürmüş Zonguldak büyük madenci direnişine tanıklık edenler çoğunluktadır. Bizim gibi, çocukluk yaşlarında yaşanmış olsa da Menderes hükümetinin sivil diktatörlük son yıllarını, hele de 27 Mayıs’ın öncesi, nisan-haziran aylarında, gençliğe, CHP içinde, sol muhalefet kabul edilenlere yaşatılmış olanlara tanıklık etmişler de hiç unutamamışlardır. 

Sokaklara hak aramak için çıkmışların haykırışlarında, öne çıkmış, beyinlere kazınmış sloganların başında, “Halkımız, iktidar yalan söylüyor, çarptık böldük hesap tutumuyor” sloganı öne çıkmış, beyinlere kazınmıştır. İkili yorumlara, çağrışımlara açık, çok çarpıcı etkisi vardır. Siyasi baskılarla, en ağırından cezalandırmalara, sokaklarda hak arayanların acımasızca susturulmalarını anlatmakla sınırlı kalmaz. Kitlelerin, milyonların, yaşamlarındaki haksız, çıkarlar, kirli vurgunlar adına soyulmalarının sınır tanımaz boyutlarının haykırılışının sesidir. 

Ülkemiz tarihinde olduğu gibi, elbette dünyada da çok fazla örnekleri yaşanmış, yaşanmaktadır. En güncel haberler içinde, bazen bizleri bıktırıcı boyutlarda yorduğu için, nefes alabilmek adına, dinlediğimiz yayınların düğmesini kapatmaya zorlayan. Sadece yaşanan yer ile canları yakılanlar üzerinden adların değişmesi ile yaşatılan acıların, ödetilen bedellerin sınırları yok. İşçiler, emekliler, çocuklar, kadınlar, haksızlık, hukuksuzluklara karşı çıkanların topunu birden hedef alan öfkeli şiddet, saldırganlıkta da sınır tanımaz. Dilsiz, korumasız canlılara karşı bile gözler kararmış. 

***

Artık sağır sultanın bile duyduğu, bildiği üzere, AKP-MHP birbirlerine zorunlu sarılıp sarmalanmışlar olarak Meclis’te oy ortaklığını sürdürmek konumundalar. Dışarıya, öncelikle de kendi kamuoylarına dönük olarak atıp tutmada bir diğerlerine sınırsız özgürlük vermiş havalarını estiriyorlar. Nereye kadar sürdürebilecekleri, aralarında neleri konuşup kotarmakta oldukları gerçekten bizler için sır. Siyasi uzman yorumcularının kafaları karışık. Sonuçta bizim de kafalarımız karştırılmak isteniyor. Gelin görün ki sıradan vatandaş, oy veren, verecek olan seçmenler için, yaşam koşularının katlanılmazlığında sınır konamıyor. 

En uyanık hesaplarla, gerçekle ilişkisi olmadığı biline biline, düzenlenebilecek resmi istatistikleri, yalanlarla, dolanlara süsleyebilmek adına oynanan sınırsız oyunların çeşitliliğinde, aylar öncesinden kararı verilmiş zorunlu düzenlemelerin uygulama tarihleri geciktirilerek enflasyon artışlarının düşük gösterilebilmesinin günübirlik oyunları ile yüz yüze kaldığımızı sonrasında sahipleri bile itiraf etmek zorunda kalıyorlar. 

Efsaneleştirilen anlatımlara göre, sadece çocukların “kral çıplak” diye bağırabildikleri tekerlemesinin bile geçerliliğinin kalmadığı günlerin, gerçeklerin içinde bir yaşamla yüz yüzeyiz. Mikrofonla yüz yüze kalan herkes, aidiyeti, yandaşlığı bir yana, “kral çıplak” diyerek bağırmanın ötesinde, söyleyebilecek söz bulamaz hale düşürülmüş. Ağzı olan konuşuyor. Ağzı, sesi olan herkes ama edepli ama edepsiz, derdini anlatma yolunda dilini tutamıyor. 

Sokağa çıkamayacak kadar evlerine kapanmışları bilemem ama her gün toplu ulaşım ağı içinde uzun yolculuklar yapanlar arasında zorunludan çok gönüllü tanıklıklarımı paylaşmaya çalışırsam görebildiğim tek gerçeklik, yaşam tarzları arasında uçurum olanların artık topunun birden aynı söylem dilinde bulumuş olarak çatır çatır dertlerini sesli paylaşıp sesli tartışmaların içine dalabiliyorlar. En eskilerden bugünlere uzanan çok zengin bir gündemle, her şeyleri masaya yatırmaktan hiç de kaçınmıyorlar. Türkçesi artık kül yutmuyorlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları