Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Haksız, hukuksuz atılan yüz binlerin işlerine el konuldu

16 Ocak 2018 Salı

İşlerine iade edilme istemi ile açlık grevlerinin 313. gününe gelmiş eğitimciler Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın bir iç burkan görüntüleri eşliğinde verilen satır arası haberler arasında çok sayıda CHP’li milletvekilinin Meclis OHAL Komisyonu’na verdikleri önergelere de doğru dürüst yanıt verilmediğinin bilgisi yer alıyor. Dört gün öncesinin Meclis’e ulaşan dosyalarıyla haksız, hukuksuz kamudaki işlerinden atıldıkları savı ile işe iade istemiş kamu çalışanı sayısı 110 bine ulaşmıştı. Komisyonun en kalabalık kadrolarla en hızlı koşullarda söz konusu dosyaları inceleyip bir sonuca varabilmesi için 2-4 yıl arasında bir zaman dilimi gerektiği bilgilendirmesi de var.
Yine de dünün taze siyaset kulislerine göre, koşulların elvermesi, anketlerin uygun ipuçları göstermesi halinde, Saray’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini erkene alacağı yandaş değerlendirmelerinde öne çıktığına göre, hiç değilse siyaseten haklarında haklı hiçbir suçlama, çıkarma gerekçesi bulunamamış bu iki eğitimcinin dosyalarının öncelikli, hızlı incelenip işlerine iade kararı verilmesi akla uygun değil mi? Bu zararı en çok kendilerine açlık grevi eylemine başladıkları günden bugüne bu kadar acımasız bir siyaset, baskı zinciri uygulamalarının nedenini hiç düşündük mü?
Destek, dayanışma eylemi yapmaya kalkışanlara en şiddetlisinden polis gücü, operasyonlar düzenlendi. Sayılamayacak kadar ağır orantısız güç kullanımı, operasyonlarda ne kadar çok kişinin ne kadar ağır bedel ödediklerini saymak bile olanaksız. Kafa-kol kırılmaları, şiddet en sıradanı, gözaltına alınanlar... Hak arama eylemlerinin yayılmaması, güçlenmemesi için akıl almaz orantısız güç, şiddet kullanıldı? Yetmedi açlık grevini kamuoyu gündeminden uzak tutma beklentisi ile tutuklandılar, açlık grevinden vazgeçme yolunda en ağır koşullarda zorlandılar. İpin ucu kaçtı, çıktıktan sonra da açlık grevi eylemlerini sürdürdüklerine göre, akıl yolu dosyalarının bir an önce incelenmesi karara bağlanması, dahası işe iadeleri olmalı değil mi?..

***

Nedenini hâlâ sorgulayamadıysanız, kestirmeden “Haksız işten atılanlar, ekmekleriyle oynananların hak arama örgütlülüklerini dibe vurmak, olayları, yaşananları kamuoyu gündeminden uzak tutmak için...” diye özetlemek gerekiyor. İnsanların haksızca ekmeği ile oynamak, kamudaki işlerinden atmak öyle kolayca geçiştirilecek, hafife alınacak bir suç değildir. Ülkemiz için bu haksız, hukuksuz, vicdansız uygulamanın en ağır boyutunu, 12 Eylül sürecinde 1402’likler olayı ile yaşamıştık. Türkiye’nin sadece bu nedenle Uluslararası Çalışma Örgütü’nde (ILO) gözünün yaşına bakılmadan kara listeye alınmasına, ILO Genel Kurulu’nda verilen karar süreciyle tanıklık etmiştim...
Bugün yaşadığımızın hak-hukuk ihlali, insan haklarına aykırı vicdansız boyutunu, bugüne kadar haklarında hiçbir suçlama kanıtının gündeme gelmemesinden güvenli, Meclis’in oluşturduğu OHAL komisyonuna dosyası ile başvurmuş kamu çalışanı mağduru, işten atılmışlar sayısına bakarak algılamaya bir çalışsak ya... En vicdansız incelemelerle işe iadelerde haksız-hukuksuz karar vermek, ortalıkta suç kanıtı yaratılamadığına göre öyle kolay bir iş de değil. Göz boyama, tansiyonu düşürme adına kimi örnek dosyalardan iyi niyetli iş yapma çabası görüntüsü verilemez mi?
Bağışlayın ancak “affedersiniz yanıltıldık, aldatıldık” denilemeyecek en zorlu noktada, kamu çalışanlarının yüz binlerle işten atılmış olmaları gerçeği var. İnsanların kitlesel ekmekleriyle oynanmasının vicdansızlığı boyutu ile elbet değil sadece. 15 Temmuz-20 Temmuz süreçlerine İktidarlarının iç çatışmaları, hesaplaşmaları, hesaplaşamamalarıyla doğrudan ilişkili vahim gelişmelerin kilidi, gerekçesiz, daha doğrusuyla kanıtsız, yargı kararı, suç kanıtları ortaya konulmadan, yüz binlerin birden işten atılmalarının ta kendisi. Kesinlikle dünyada bu boyutta acımasızlığın bir örneğini ben duymadım, olabilemez de diyorum. En katlanabilir sayılarla haksız çıkarılmışların işlerine geri döndürülebilmelerinin kapılarının da açılabileceğine inanmıyorum.
Yerlerinin çoktan Saray, tek adam rejimi adına, AKP’nin yeniden oluşturulması süreci içinde yapılmış ittifaklar çerçevesinde, saadet zincirinin de aracı olarak, boşalan kadroların doldurulmuş olmasını bir sağır sultanlar duymamıştır. Sokaklara taşan AKP tüm örgütlerinin yeniden seçilerek oluşturulması süreci aynası değil mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları