Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Evdeki Hesap Çarşıya Uymadı...
Erdoğan’ın liderliği, daha doğrusu rejim, parlamenter düzenimize aykırı tek kişilik otoriterliği ile yola devam projesinde evdeki hesap çarşıya uymadı... İktidarlarının 12 Eylül referandumu ile elde ettikleri sonuçlarla, Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları ne olursa olsun İktidarlarının kazanım hanesine yazılacaklar için uçurum sonuç farkları var...
Anayasa değişiklikleri paketine insan hakları savunucusu, kendine demokrat diyen kimselerin itiraz edemeyecekleri birkaç madde koyup, AB’nin siyasilerinin bir bölümü ile bizim 2. Cumhuriyetçilerin de desteğini alarak yapılan AKP’nin 12 Eylül’ü, anayasal değişikliklerinin kilit maddeleri, kendileri için anlamlı sonuçları İktidarlarının kadrolaşma, rejim değişikliği, devleti tüm kurumları ile ele geçirme, güçler ayrılığı, yargı bağımsızlığını da katletmek üzere istenilen kıvamda önünü, yolunu açabilmekti... Bugün Cemaatle iktidar ortaklıklarının bozulması gündemli içine düştükleri yolsuzluk eksenli güçlükler dışında... Elbette birlikte İktidarlarına otoriter güç katarken çıkar ayrılıklarına bu kadar keskin bir çatışma içinde düşeceklerini öngörememişlerdi.
Son iki seçim kampanyasında Cemaatle hesaplaşma, paralel devlet ağırlıklı suçlamalar, bir yanı ile her tür suça araç edilen İktidarları gücünün sivil, diktatoryal, haksız, hukuksuz, kadrolaşmalarla kullanılmasının insan hakları, demokrasi, hukuk devleti için ne boyutlarda tehditlerin oluşturulabileceğinin kirli çamaşırlarının ortalığa saçılması oldu. Kuşkusuz yollar ayrıldığında birlikte ortak düşman, en azından hedef sayılan bireyler ve kurumlara karşı uzlaşmalı kullanılan araçlar, başta yasadışı teknik dinlemeler, özel polis, yargı operasyonları birbirlerine karşı kullanılınca işin suyu çıktı. İttifakın seçmenlerinden şimdi “Başbakan’ı dinleme cüretini gösteren vatan haini, casus...” ya da “Halkı soyan her tür kirli işe bulaşmış, payını almış yönetici İktidar kadroları...” suçlamalarından seçtiklerine göre oy kullanmaları isteniyor...
***
Laf aramızda İktidar ortaklıkları bozulmadan, İktidarlarına yıllar eklendikçe, istenilen anayasal, yasal hukuk değişiklikleri keyfi yorumlarla da icraatlara katlanılmaz sonuçlara da dönüştürüldükçe... İnsan hakları, demokrasi, anayasal, hukuk devleti düzeni işleyişini altüst eden kadrolaşmalar, sivil diktatoryal eğilimlerin katlandığı İktidarları icraatları nedeniyle yıl yıl, ay ay işin suyunun çıktığını ortaya koyan icraatların katlanmasıyla İktidar yürüyüşünün ne menem bir yol olduğu kafalara çarpıyordu... Siyasal İslam projelerinde istedikleri gibi çıkarlarıyla uyumlu kullanabildikleri stratejik ortaklarının İktidarını isteseler de zengin Kuzey dünyası Türkiye’de yaşanan haksızlık, hukuksuzlukları, özgürlüklere aykırı icraatları kendi seçmen kamuoylarına savunamaz konuma düşüyorlardı...
Dünya yangın yerine dönmüşken, İslam dünyası ağırlıklı yaratılmış ırklar, dinler, mezhepler eksenli kanlı iç savaşlar, yeni çıkarlar eksenli haritalar, bölünmelerin kavuran ateşinde, bir anlamda da zengin Kuzey dünyasının doğrudan müdahale gücündeki krizde, Türkiye’ye yönelik duyarlılıkların daha da işlevsiz olduğu, olacağı gerçeğini unutmadan... Bizdeki siyasal değişimlerde ABD-AB ya da başka güçler eksenli doğrudan müdahalelerin en sınırlı döneminde olduğumuzu sevinçle düşünebilecekken... ABD’nin Irak’ta su ve petrol savaşları yolunda IŞİD’i havadan bombalamak zorunda kalmasıyla işin rengi değişti... Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Erdoğan’ın seçim kampanyasında, geçmiş seçimlerde övünçle kullandığı stratejik ortaklık suçlarını Cemaatin sırtına atabilmesinin de etkisi bitti...
***
Oy isterken cumhurbaşkanı değil de başkan seçiliyormuş gibi kampanya yürütülmesine, İktidarları gücünün elinde olacağına ilişkin bir dizi vurgulamaya gelince... İşte evdeki hesabın çarşıya uymayacağı, seçmenin en çok aldatılmakta olduğu püf noktası burada... Partisine, arkasından oluşacak hükümete, İktidarları gücünü elinde tutacağına ilişkin sayılanların hepsi seçmeni güç üzerinden aldatmaca... cumhurbaşkanı adayı Başbakan Erdoğan’ın seçim kampanyalarında ağırlık verilen, güçlerin elde kalacağına ilişkin gerekçelendirmelerin tümü hak-hukukgerçekdışı...
Seçim kampanyasında açıkça sayılan güç kullanım araçlarının, Cumhurbaşkanlığı icraatları '6Flarak karşımıza çıkarılmaları, Cumhurbaşkanlığı yetki ve sorumluluklarına, hukuka aykırı. AKP Hükümeti’nin, sonra da ilgili kurumlar, kişiler, seçmen katında itiraz edilemeyeceği varsayımının kendisi anayasal, hukuk devleti düzeni ile çatışmakta... Cumhurbaşkanı seçiminin hukuksal onayı ile birlikte, seçilenin parlamento üyeliği, Başbakanlık görevleri ortadan kalkmakla, partisi ile ilişkisi kesilmekle kalmıyor... Oy vermeyen seçmenler içinde, tarafsız, kamu ve halkın yararları adına, hükümeti, icraatlarını, Meclis’i... İlgili tüm kamusal kurumları anayasal, yasal görevleri adına kollama yükümlülüğü doğuyor. “Ben seçmene söz vermiştim, lider kalacak, icraatları yapacaktım...” demek hakkı olmuyor...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Yoğun kar yağışı beklenen iller açıklandı!
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- Afyonkarahisar'da feci kaza
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Ölü ve yaralı var!
- CHP'li vekilden Masterchef Sergen'e tepki
- AKP'li isim açıkladı!