Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Enternasyonal düşlü 1 Mayıs gerçeğimiz...

02 Mayıs 2017 Salı

En hızlı enternasyonal işçi sınıfı örgütlülüğü ideolojisinden, liberal demokrasi adına, bireyin özgürleşmesi gerekçeli, alt kimlik haklarının verilmesi yolunda aynı topraklarda barış içinde birlikte yaşam koşullarını yaratmaktan sorumlu olacakken, başta dini inanç, ırk kimlikleriyle, mezhep, aşiretler üzerinden iç savaşlar bataklıklarına çekilme tuzağına saplanıp kalanlar dikkat.. Bu 1 Mayıs’ta işçi sınıfından, tam bilinçli, yeterince örgütlü, güçlü olamasa da hem ülkemiz içinden, hem de dünya işçi sınıfı 1 Mayıs etkinliklerinden yükselen seslenişlerin satır araları önemli.. Laf aramızda medya güdülemesinde işçi sınıfının 1 Mayıs Bayramı etkinliklerinin tarihi sınıf çıkarları oluşumu, içeriğinden koparılarak kutlanmasında çok yol alındı. İdeolojik saptırmanın ötesinde, dünya ölçeğinde emeğin evrensel ile ulusal örgütlülüklerinin kırılmasında, çokuluslu güçlü sermaye örgütlülüğünün, siyasal örgütlülüklerin üstünde güç kazanmalarının payı daha da önemli. Dünya, ülkemiz ölçeklerinde, akıl almaz hak kayıpları, örgütlülük çöküşleri, kuralsız çalıştırmalar, sosyal damping gündemde.. Dünya çapında kırılmalarda kuşkusuz gelişmekte olan ülkelere, hele de kendi çapında kabuk değiştirmeyi başaran Türkiye’ye büyük pay düştü. 12 Eylül askeri darbesinin, Batı emperyalizminin, Amerika, AB projeleri kapsamında, Türkiye’nin kendi iç dinamikleriyle de yakaladığı çağdaş, ekonomik-sosyal- siyasal gelişmelerden rahatsız olarak, arka bahçelerinde biçilen dona uymamasının da rolünü unutmadan..

***

1961 Anayasası -63 sendikal yasaları- siyasal-demokratik, meslek-çıkar örgütlenmelerindeki patlamalar.. DİSK’in öncülüğünde 1976 1 Mayıs görkemli kutlaması. 1977 kanlı 1 Mayıs tanıklığımda otelin önündaki çatışmayı öngörmüş olsam da, anlık kendimi koruma amaçlı direğe sığınıp çömelerek kurşunlara hedef olmamaya çabalarken, mermilerin çakıl taşları gibi etrafıma asfalta saplanıp kalmalarından şaşkındım.. Otele sığınıp camdan izleme şansını yakaladığımda ise, ateş açanların otel camları, sular idaresi.. yüksekten sivil görevlilerin işi olduğunu görecektim. Öldürme kastından çok panik yaratma amaçlı, resmi elbiseli polisler de miting alanına sıkışıp kalanları kaçmaya zorluyorlardı. Kalabalığı yalayarak gidip gelen panzerin altında kalan kadını bile gördüm. Zaten çoğunluk, panikle Kazancı Yokuşu’nda sıkışıp kalarak öldüler. Bugünden bakınca, ülkeyi 12 Eylül askeri darbesine sürükleyen en önemli iç-dış odaklı provokasyon olarak okuyabiliriz. Tanıklıklarımız, Meclis araştırma komisyonları bir işe yaramadı. Ama 12 Eylül cunta iradesi DİSK’in tüm yöneticilerini Marksist-Leninist illegal terör örgütünün üyeleri olarak işkenceden de geçirerek, dört yıl boyunca tutuklu yargıladı. Türk-İş’e bağlı sendikaları bir tür kendi kendine en etkin sendikal faaliyetlerinden vazgeçmeye zorladı. 1982 Anayasası, 2821-22 sayılı sendikal yasalar, yasakları böylece gerçekleştirildi. Sonrasında DİSK davasının cezasız düşürülmesi, Türk-İş’in yasakların kaldırılmasındaki etkin savaşımları, örgütlülüğün etkin kırılması, yasaklarla ve sermaye ile sağ siyasi iktidarların güçbirliğinde bugünlere dönük kalıcı kazanımlar getiremedi.

***

Taksim simge sayıldığından olacak, her fırsatta yasaklandı. İlk yıllar Çağlayan yeterince dışlanmış alan olarak görülürken, ortak konfederasyonlar, sendikalar, sol yelpaze örgütlerinin 1 Mayıs buluşmalarında özelleştirmelerden canı yananlar, işten atılanlar, sendikaları püskürtülenler katılımları öncelikliydi. Kadıköy’de çiçekleri sopalayan, dışlanmış, eğitimsiz, işsiz kalmış varoş gençliği isyanını atlamayalım. Sonraki yılların gelişmeleri, özellikle İktidarları sürecindeki çarpıcı gelgitlerin özeti, 12 Eylül koşullarında, Özal dönemlerinde yaşatılmış sendikal püskürtmelerin ötesinde, kamu sendikacılığının bitirilmesinden söz etmeliyiz. Günümüzde toplu pazarlık, grev hakları olan kamu sendikacılığının izi yok. Yasaklı düzenin yandaş sendikaları ile masa başı iş kotarmalarda sözleşmeli, taşeron çalıştırmalar başını alıp gitti. Ülkemizde çalışanların üçte ikisi asgari ücrete kayıtlı, angarya çalıştırma gani.. 1 Mayıs’ın enternasyonal düşlü gerçeği ne mi? Dünyada da ülkemizde de en sarısı içinde, sendikal söylemlerin enternasyonal düşler içinde, yenile yenile ideolojik çıkar cephesi oluşturma çabaları noktasında buluşmaları.. İnanç, ırkçılık başta alt kimlikler çatışmaları tuzağından çıkma çabaları..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları