Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Demokrasilerde işçi hakları da vardır...

05 Mart 2016 Cumartesi

Yazımın başlığı çok gereksiz, anlamsız bir vurgulama biliyorum. Çünkü rejimi demokrasi olan tüm ülkelerde, gelişmiş, evrensel, ILO sözleşmeleri, tüm ilkelerini kucaklayan boyutlarıyla olmasa da, hakların en vazgeçilemezlerini kapsayan, yani sendikal örgütlenme, toplu pazarlık hakları, özgürlüklerinin varlığının yadsınamayacağını içeren bir hukuk düzeninin işlerliği söz konusudur. Demokratik rejimler masasının varlığının vazgeçilemez kanıtı, ayağı sendikal hak ve özgürlüklerdir. Tam da bu nedenle 12 Eylül Anayasası bağlantılı, 1983’te yürürlüğe giren sendikal hak ve özgürlükleri düzenleyen 2821-22 sayılı yasaların hak ihlalleri ile Türkiye hep, her yıl, ILO (Çalışma Örgütü’nde) ilgili hak ve özgürlüklerin masaya yatırıldığı uzmanlık komitelerinde hesap veren ülkeler içinde oldu.
Türkiye, sendikal hak ve özgürlüklere ilişkin yasaklar nedeniyle özel listelere, dahası kara listeye bile alınmış, hesap vermek zorunda olan ülke konumuna düştü, yasakların kaldırılması yolunda sayısız kez uyarıldı. ILO’daki suçlu konumundan sıyrılmaya yönelik pek çok makyaj içerikli düzenlemelerle sendikal yasakları kaldırdığını savunsa da aklanamadı. İğne oyası gibi incelikli yan yana getirilmiş 2821-22 sayılı yasaların sözde özgürlükleri düzenleyen hükümlerinde öylesine hesaplı, yan yana gelişler var ki... Sonuçta 1983’ten günümüze, işverenler ve siyasi erkin izin vermediği tek bir yeni sendikanın kurulabilmesi, işyerlerinde işçinin özgür iradesi ile sendika seçimi, özgür toplu pazarlık düzeni hakları kullanılamadı. Sendikal haklara ilişkin trajik sonuçların bir ayağında işçilerin gerçek ücretlerinin sürekli aşağı çekilmesi, sosyal damping, dünyada rekorlara koşulan iş cinayetlerinin yaşandığı olumsuz çalışma koşulları var.

***

1963-80 yılları arasında sadece 17 yıl gibi kısa bir süreçte ülkemizde kullanılabilmiş, 1961 Anayasası bağlantılı 1963’ten geçerli, 274-75 sayılı yasalarla gelen, göreceli özgür sendikal haklar düzeninde ülkemizdeki işçi hakları kazanımlarında, olumlu gelişmeler yaşanmıştır. 1980 tarihine kadar sendikal haklardan yararlanan işçilerin değil sadece, onların öncülüğünde tüm kayıtlı işçi, dahası kayıtsızlar, emeği ile geçinen küçük üretici, esnaf, çiftçinin de yaşamlarını gösteren genel istatistik eğrilerinde hep yükseliş vardır. 1980 milat, 1983 sonrası yeni yasalar uygulanması dönemlerinde ise tersine gidiş geçerlidir. Yasaklı düzende hızlı geriye çekmede, Özal döneminde henüz örgütlülükleri güçlü sendikalardaki patlamalar, bahar-yaz-büyük Zonguldak direnişleri, kamu grevlerinde kimi anlamlı kayıplar geri alınsa da, özelleştirmelerin de katkılarıyla kırılmalar hızlanmıştır. 1980’e girerken dünya için bile rekor sayılabilecek sigortalı işçilerin yüzde 60’lara ulaşmış sendikal haklarını kullanabilen işçi oranı, günümüzde diplerde yüzde 5’lerde.
AKP iktidarları sürecinde taşeronlaştırma, kayıt dışı tırmanışa ek, iş yasası esnek çalışma düzeni ile angarya, mesaisiz çalıştırma bile genel uygulama olmuştur. Uzun yıllardır çalışanların çoğunluğunun ücretlerinin asgari ücret olarak geçerli olduğu bir düzenin üstüne, daha olumsuz koşullarda taşeron çalıştırmalar kamuda bile yaygınlaşmış, kayıtsız çalışanlar ile işsizlerin sayıları çalışanlar toplamının üstüne çıkmıştır. Cumhurbaşkanlığı dayatmasında sözde demokratikleşme adına yıllardır anayasa değişikliği tartışmaları, başkanlığı getirme uğruna siyasetin tartışmak zorunda olduğu tek gündem maddesi yapılmışken... En yaşamsal, sendikal haklar yasaklı 12 Eylül hukukunun düzeltilmesi gündemimizde var mı? Bir zamanlar AKP’nin bile değişmesini istediği ağır yasaklı, defolu YÖK’ün demokratik yapıya dönüştürülmesi yakın mı? Çok ağır defolu siyasi partiler yasası, barajın kalkması atlanıp duruluyor.
Bütün bunları Renault işçilerine yaşatılanlar yüzünden yeniden yazdım. 5 bin işçiden 4 bininin ağır bedeller ödemiş olarak seçtiği sendikalarının işyerinden atılması yolunda oynanan kirli oyunların, baskıların boyutlarına hele bir bakın? Hak aramanın yol olmasından ödleri patlıyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları