Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cumhuriyet’in gazeteciliğe katkıları çok, bir arkadaşımızı daha uğurladık

09 Aralık 2023 Cumartesi

Yaşamın, geniş ailesi ile birlikte Viyana’da yerleşmeye zorladığı, Türkiye sorunları ile hiç kopmadan gazetecilik, toplumsal haklar savaşımından vazgeçmeyen, sevgili arkadaşımız Selim Yalçıner’i toprağa, son yolculuğuna uğurladığımızı Ergin Yıldızoğlu’nun 4 Aralık günlü köşe yazısından öğrendik. 29 yıllık çok değerli bir dostlukla paylaşımlarından söz ediyordu. Kendimi biraz daha şanslı duyumsadım. Aynı çatı altında yüz yüze gazeteciliğin tadını çıkarmamız çok daha derin, uzun soluklu olabilir.

Ergin’in sözünü ettiği, Maraş katliamının insanlık suçlarının tanıklıklarının yansıtılmasındaki ustalığı, yürekliliği, ülkemizin topraklarından birçok değerli yazar, gazetecinin daha yetişmekte olduğunun da çarpıcı kanıtlarıydı. Nadir Nadi, çok kişi için yapmadığına emin olduğum bir saygıyla, daha önce hiç yüz yüze tanıştıklarını sanmadığım, gazetenin haber röportajcısına özel mektupla teşekkür etmişti. Cemiyetimizden gelen ödül, sonraki yılların çoklu başarılarının da habercisiydi.

Kendi kendimle konuşur gibi arşivde anlatıklarımı dinleyen, arşiv taramalarında iğneyle kuyu kazmaktan yılmayan arkadaşımız Gülsev Toksöz ortalıktan kaybolmuştu. Acil yukarıdan başka bir haber için zarfları karıştırıyor sanırken bir sürü sayfa fotokopisi ile karşıma çıkıverdi. 11 Ağustos 1966 tarihli ilk sayfada Deniz Lisesi’ni kazananların listesinden kırmızı kalemle çizilmiş Selim Yalçıner ismini okumuş oldum. 8 Haziran 1971’de çizilen isminden ise tutuklandığını öğrenmiş olduk.

Arkadaşları ile paylaştığı acılı tutukluluk, kaçınılmaz işkenceli günler, duruşmalar paylaşımlarının haberleri ise Cumhuriyet’in manşetine çıkmış. Arkası 9 Mart 1972 görselli 1. sayfa haberinde ise Selim’in ismi idamı istenen 1. sıradaki sanıklar arasında geçiyor. 15 Ağustos 1971 manşet haberimizin başlığından okuduğumuza göre ise idamı istenen eski MBK üyesi Solmazer’in tahliyesinin duyurulmasıyla ise Rahşan affından yararlananlar içinde tarihini bilemeden serbest kaldıklarını öğrenmiş oluyoruz.

***

Selim Yalçıner’in Cumhuriyet gazetesinde aramızda ilk imzalı yazısı 4 Nisan 1978 tarihi ile, “İstanbul Barosu yüzyıllardır toplumu savunuyor” başlığı ile çıkmış. Uzatmadan aynı çatı altında birlikte sıcak dostluk paylaşımlarımızın 5 Kasım 1980’e kadar “Türk TIR’ları Avusturya geçiş belgesi için günlerce bekletiliyor” başlıklı haberine kadar sürmüş olmalı. Pardon bir de 15 Temmuz 1982 tarihli ustalıklı bir imzalı haberi daha çıkmış. Kaşık Adası’nın 1953’te 93 bin liraya satıldığını öğrenmiş bulunuyoruz.

Toplumsal görevler, etkinlikler yetmez kitaplarıyla geleceğe dönük üretmede eksiklik yapmıyor. 12 Eylül döneminde Cumhuriyet’in koşullarını, sık sık kapatmalarla gelen ekonomik zorlukları da anımsamalı. Boyun eğilmemiş olunması başka, çalışanlarının özellerinde yüzleştikleri gerçekler çok başka. Bir diğerimizle paylaşmayı bile ayıp sayan kültürden gelenler olarak Selim Yalçıner’in ailesi ile yaşadıkları büyük göçün özellerini konuşmak yerine hep içeridekilerin dertlerini öne çıkarmayı seçmişiz.

Selim Yalçıner, Viyana’dan yer bulabildiği ölçekler içinde dış haberlerin içinde yazmakla kuşkusuz yetinmemiş, ülkesi ile vatandaşı olduğu ülke bağları içinde yeni kanalları açabilmede öncülükten de vazgeçmemiş. Çok sayıda dünya ölçeğinde gelişmiş değerler içinde paylaşımlarda eksiklik hiç yapmamış, olumlu katkıları ile yüzleri güldürmüş. O kadar çok emeği, katkısı var ki elbette yakın tanıklıklarla bizlere de ulaşmalı. Paylaşıldıkça değerleri de katlanacak, yolu hep açık olacak...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları