Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Boşuna ucube sistem denilmiyormuş..
Bütçe görüşmelerinin hızla bitirilmesi, virüsün azımsanmayacak oranlarda yayılma gösterdiği Meclis’in de salgında Meclis çatısı altında olsun nefes alınması adına tatile sokulmasına hak veriyoruz elbet. Ancak kendi adıma, varlığı, iradesi sıfırlanmış bir Meclis’te, bütçe görüşmelerinde Tekadam rejimi, Saray adına dayatılmış metinlerin, deyim yerinde ise noktasına, virgülüne, kendilerinden gelmiyorsa dokunulması söz konusu olmayacak bütçe görüşmelerinin hızla bitirilmesinden ciddi ciddi üzüldüğümün de ayrımındayım..
İster işkolik, ister mesleki deformasyon deyin, sonuçta hiçbir değişiklik yaşanmayacak, bağımsızlığı en ağır ölçeklerde ayaklar altına alınmış bu Meclis’in, bütçe görüşmelerinin bitirilmesi sonunda, kendimi, habercilik babında en donanımlı bilgi sahibi olma aracı, çocuk dili ile “oyuncağı” elinden alınmış olarak duyumsayacağım.. Cumhuruyet’in habercilik yayınlarından sorumlu emekçi arkadaşlarım başta, sınırlı sayılarda olsalar da görsel yayın, televizyon, internet kanalları ile zengin habercilik yapan, saygınlıkları, izlenirlikleri yükselenlerdeki tüm gazeteci emektarlarımızdan da özür diliyorum.. Bu kadar çok kanıtın, gerçeğin bir yayında toplanabilmesi olanaksız, muhalefet de dersine çok iyi çalışmış..
Ucube başkanlık sistemine geçişte başrolde olan liderlik ile Gülen cemaatinin ağırlıkta oldukları cephe ittifakı, çok kısa bir zaman sürecinin ardından dağılınca, ülkemizden görünen yüzü ile su götürmez biçimde, emperyal, Amerika ağırlıklı, odaklı, 15 Temmuz FETÖ darbesinin gerçeği ile yüzleşilince, darbe püskürtülmüş, toplumsal sağduyu ile toplumsal duruş çok başarılı sonuç verse de.. Sağ siyasal İslamcı cephe ağırlıklı ittifakların içinden taşlar, dünyadaki pek çok gündemli depremlerle birlikte, ülkemizde de çok şiddetli depremler ölçeklerinde yerlerinden oynamıştı..
O günden bugünlere, 15 Temmuz darbesi ders, demokrasi ittifaklarında, ulusal değerlerde hakhukuk, özgürlüklerde, toplumsal uzlaşma arayışlarına geçmek hak götüre; karizmatik lider, Cumhur İttifakı, Tekadam rejimi üzerinden yürümekte direnilince.. Başkanlık rejimlerinin aslında hiç de demokratik olmadıklarının dünya örnekleri de görmezlikten gelinerek dünyamız fena halde otoriter rejimlere, bal gibi de diktatörlüklere kayarken, bodoslama en kötüsüne heveslenilmiş bir iktidar yürüyüşünün yolu seçildi..
***
Dünyanın tek en ucube başkanlık rejimi modelinin getirileri üzerinden ülke, Meclis’in elde tutulabilmiş yasama gücüyle de yetinilmeyerek, kalkan parmaklarla, kapalı kapılar arkasında alınmış oldubitti kararlarla yönetiliyor. Dünyanın en sorunlu bölgesinde, üstüne üstlük Türkiye’nin geçiş bölgesindeki dinamiklerinin yıkılması, en çok en güçlü emperyal güç odaklarının hedef tahtasındayken, iktidar gücünün büyüsüne kapılmış olmak gibi bir gerçek de söz konusu. Yanılma deneme yöntemleriyle dün ak dediğine bugün kara diyerek diretmek nasıl bir akıl işi?
Sorgulamanın ne yeri ne de zamanı. Atılan her yanlış adımın en ağır bedellerini ülkemizin en altta kalan çoğunluğu, en ağır boyutları ile, dayanılmaz acılarla, bedeller ödüyor. Galiba tam da bu gerçeklik içinde, ülkemizin bir araya gelemeyecek farklı yelpazeler, düşünceler içindeki sınıfları, toplumsal yapıları, örgütlü örgütsüz katmanları adını tam da koyamamış olarak, altından kalkamadıkları sorunlar yumağı içinde, toplumsal dip dalganın etkisinde, düşünerek ya da hiç düşünmeden, ortak karşı çıkışta buluşmanın refleksleriyle hareket halindeler.
Geldiğimiz noktanın analizinde, bilimsel yetilerini, uzmanlığına şapka çıkaracağımız bir bilim insanımız, Prof. Dr. Hasan Yazıcı, dünkü 2. sayfadaki makalesindeki yazısına “Önce güven aşısı” başlığını atmış. Güncel çok tartışılan aşıya ilişkin güvenden yola çıkarak, toplumsal güvenin yaratılabilmesinin anahtar cümlelerini de yazısının spotuna taşımış; “Toplumun güvenini sağlamak ancak ve ancak tekrarlayan dozlarda doğruyu söylemekle, kısaca bir gerçek aşıyla, olabilir ancak diye adeta haykırmak istiyorum” demiş.
Meclis’teki muhalefet sözcülerinin bugüne kadar tanıklık edemediğimiz ölçeklerde derslerine çalıştıklarının kanıtı; iğneyle kuyu kazar gibi, yaşanan acı örnekleri bir diğerininkine eklemleyerek, gerçek bir muhalefet ittifakını oluşturuyor olmalarında..
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama