Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP’de liderliğe sığınma zorunluluğu

26 Kasım 2016 Cumartesi

Ya da tam tersi liderliğin fiili dayatmalarla yarattığı düzenin geri dönüşü olamayacak boyutlarda güçlenmesi, seçim kazanarak iktidara gelmiş AKP, kurulmuş Hükümet, Meclis grubu için iktidar erkinin kullanılamayacağı boyutlarda etkinlik, belirleyicilik, alternatifsizlik üretmiş olması... Var olan anayasal düzen içinde güçlü bir çoğunlukla iktidar erkini hukuken yakalamış, elinde tutan AKP İktidar erkinin iplerinin benzer bir rejim modelinde örneği yaşanamayacak, görülemeyecek boyutlarda, anayasal hukuk düzeninin işleyişine de aykırı olarak liderlik erkine “gönüllülük” olarak açıklansa bile teslim edilmiş olmasının çarpık, ülkemizin geleceğini de ipotek altına alan ağır sonuçlarının her gün bir yeni boyutuna, seyirci konumunda tanıklık ediyoruz.
En çok AKP’nin yetkilerini kullanamayan erk sahiplerinin, seslerini çıkarmamaları, ortaya çıkan çelişkilere sessizce katlanmaları sayesinde...
En son en çarpıcı sahneleri, Meclis’teki partilerle uzlaşılmış olarak çıkarılması gündemde bir kararnameye gece yarısı konan AKP’nin tecavüzcüleri kurtaracak korsan kararnamesi tartışmaları sürecinde yaşadık... Kadınların sağduyulu, caydırıcı, güçlü tepkileri sonuç getirdi... AKP iktidar erki adına son açıklamalar, ilgili bakanlar, Başbakan da içinde, korsan getirilmiş gece yarısı AKP yasa değişikliği önerisinden geri dönülemeyeceği yolunda oldu. Aradan saatler geçmeden, oylamaya saatler kala Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hükümet bu sorunu geniş mutabakatla çözmeli” gece yarısı uyarısı geldi. Sabah Başbakan bir gün önceki açıklaması ile tam çelişkili olarak tasarıyı komisyondan geri çekme kararlarını açıkladı. Ardından sorumlu Bakan Bozdağ yine bir gün önceki diretmesinden geri dönmüş olarak “konu kapanmıştır” ile noktayı koydu.

***

Cumhurbaşkanı’nın kendi kadın örgütlenmelerini dinlemiş, kadın hareketlerinin güçlü tepkilerinin sonuçlarını tartmış olarak Hükümetin uyarısını bir kenara koyarak, bir başka gerçeğin altını çizmekte yarar var. CHP, Meclis’e dönme kararı vermiş henüz gerçekleştirememiş HDP yanında, MHP de çok kesin bir çıkışla söz konusu tuzak yasaya destek vermemişti. AKP Meclis grubu, dikkatinize sunmak isterim, FETÖ darbesi sonrası ilk kez tek başına desteklenmeyen bir yasayı çıkarma sınavı ile yüz yüze kalacaktı. Göze alınmamış olabilir mi?
Adı Cumhurbaşkanı olarak değiştirilse de, var olan anayasal düzene aykırı fiili yönetim, iktidar erkinin kullanılması tablosunu düzeltmek üzere, başkanlık rejimi geçiş çalışmalarına geçersek... Sarayın çok acelesi olduğunu ortaya koyan gelişmeleri, aceleci girişimleri sorgulamayacak mıyız? Kendi gerekçelendirilmeleriyle zaten ilan edilmiş, Cumhurbaşkanı’nın seçimle gelmesi tezinden yola çıkılarak yaratılan baştan sona anayasal, hukuk devleti düzeni icraatlarından rahatsızlık çok önemli, anlamlı olsa bile... Zaten AKP iktidar erki cephesinden en küçük bir sorun çıkartılması söz konusu değilken Türkiye’nin üç koldan terör şiddeti kıskacında, yaşanmış çok ağır FETÖ darbesinin yaraları sarılamadan, Ortadoğu savaş bataklığına da çekilinmiş, ekonomik Türkiye’ye özgü büyük krizin sarmalında, başkanlık sistemi için Meclis oylaması, sonrası referandum riskinin göze alınmasının akılcı açıklaması ne olabilir?
Hele de Türkiye doğrudan liderlik erki sorumluluğunda çok ağır insan hakları, hukuk devleti ihlali gerekçeli dünya çapında etkin siyasal odaklar, kurumlar eliyle suçlanırken... Liderlik erkinin gücünü dünyada benzeri görülmeyen bir metinle sadece yasallaştırmak değil, demokrasiler, erkler ayrılığının olmazları ile ağır çelişkilerle katlamak isteyen bir model arayışına kalkışmak neyin nesi? Türkiye tipi başkanlık, pardon cumhurbaşkanlığı model taslağının, MHP ile uzlaşılmış metninden ilk çıkan bilgiler bile, demokrasi dışı otoriterleşme arayışının yeterince çarpıcı hükümlerini içermekte. Başkanlık rejimleri için söz konusu güçlü erkler ayrılığı, hele de yargı bağımsızlığını umursamaz bir tabloda sadece ve sadece MHP’nin desteği koşullarına “evet” deme çabası. Aynı zamanda sıkışıklığın itirafı değil mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları