Sinan Meydan
Sinan Meydan sinan.meydan@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Halkevi Tiyatroları

27 Mart 2024 Çarşamba

“Nerede bir Halkevi sahnesi varsa orada gerçek Türk tiyatrosu vardır.”

Bugün Dünya Tiyatro Günü. Her ne kadar bugün unutulmuş olsa da bir zamanlar Türkiye’de Halkevi tiyatroları vardı. 

HALKEVLERİNİN KURULUŞU

Atatürk, kurduğu laik Cumhuriyet ile Türkiye’de gecikmiş bir Rönesans başlatmak istedi. 

Cumhuriyet, halkı bilim, kültür ve sanatla buluşturmak için Halkevlerini kurdu. İlk Halkevi 19 Şubat 1932’de Ankara’da Türk Ocağı binasında açıldı. O gün ülke genelinde -Konya’dan Van’a- 13 Halkevi daha açıldı. 1940’tan itibaren köylerde ve kasabalarda da Halkodaları kurulmaya başlandı. Halkevlerinin kapatıldığı 1951’de yurt genelinde 478 Halkevi merkezi, 5 bin Halkevi şubesi ve 4 bin Halkodası vardı. (1) 

Kültür sanat merkezleri durumundaki Halkevlerinde dokuz kol vardı: Bu kollar şunlardı: 1. Dil, Edebiyat, Tarih, 2. Güzel Sanatlar, 3. Temsil (tiyatro ve seyirlik oyunlar), 4. Spor, 5.  Sosyal Yardım, 6. Halk Dersaneleri ve Kurslar, 7. Kütüphane ve Yayın, 8. Köycülük, 9. Müze ve Sergi. Her Halkevi bu dokuz koldan en azından üçünde örgütlenmek zorundaydı.(2) 

DÖNEMİN KÜLTÜR MERKEZLERİ

Türkiye’de güzel sanatların yaygınlaştırılması görevi Halkevlerine verildi. İsmet İnönü, Halkevlerinin 3. açılış yılı söylevinde bu kurumların ülkede güzel sanatların gelişmesi ve sevilmesi için çalışmaları gerektiğini söyledi.(3) 

Halkevi binaları ilkokul, belediye binası ve hükümet konağı ile birlikte ana caddelerde veya kent meydanında kamu binalarıyla birlikte konumlandırıldı. Her Halkevinde tiyatro, sinema, konser, vb. etkinlikler için temsil salonu, açık ve kapalı spor alanı, gazino (büfesiyle birlikte), derslikler, kütüphane, (okuma odası, kitap odası), kapalı jimnastik salonu, müzik çalışma odası, konaklama bölümü (misafirhane) ve idari kısım (başkan ve yönetim kurulu odası) ile komitelerin çalışma odaları standart olarak yer aldı. Büyük Halkevlerinde bir müze ve kıyı kentlerindeki Halkevlerinde su sporları için kayıkhaneler vardı. Halkevleri suyu, elektriği, aydınlatma araçları, ısıtma sistemi olan örnek yapılardı. 

İnsanlar Halkevlerinde kitap, dergi ve gazete okuma, radyo dinleme ve film izleme olanağına sahipti. Halkevlerinde çok çeşitli sahne oyunları sergilendi, çeşitli konserler verildi, resim, heykel ve fotoğraf sergileri açıldı. Okuma yazma, müzik, resim ve çeşitli bilgi beceri kursları düzenlendi. Sağlık, bilim, kültür, sanat, tarım konularında halk konferansları verildi. Çok sesli Batı müziği icra edebilecek orkestralar ve korolar kuruldu. Tarih araştırmaları ve türlü derlemeler yapıldı. Mimar Sinan’dan Ziya Gökalp’a Türk büyükleri anıldı. Zafer, Cumhuriyet ve Dil Bayramları ile Ağaç, Toprak ve Köylü Bayramları kutlandı. Halkevi Sosyal Yardım Kolları hastaları tedavi ettirdi, ücretsiz ilaç verdi. Halkevi Spor Kolları, çeşitli spor etkinlikleriyle halka spor alışkanlığı kazandırdı. Halkevleri kütüphaneleri halkın kitaba, gazeteye, dergiye ulaşmasını sağladı. Her Halkevi kendi yayınlarını çıkardı. Halkevlerinin Ağustos 1944’e kadar çıkardığı eserlerin sayısı 492 bine ulaşıyordu.(4) 

1930’larda Diyarbakır Halkevi Orkestrası salonları “hıncahınç dolduran” büyük kalabalıklara klasik müzik konseri vermekteydi.

HALKEVLERİNDE TİYATRO VE SAHNE SANATLARI

Halkevleri Talimatnamesi’nde, Halkevi Temsil Kolu’nun görevleri şöyle sıralanıyordu: 1. Halkı tiyatro aracılığıyla yetiştirmek, 2. Gezici veya yerli, sesli veya sessiz sinemalardan yararlanarak halkın kültürel ve artistik sevgisini yükseltmek, 3 Kukla, karagöz, ortaoyunu gibi ulusal oyunları düzenleyip, bunlardan halk terbiyesi bakımından yararlanmak. (5) 

Halkevleri Talimatnamesi’nin III. bölüm, 46. maddesi dikkat çekiciydi: “Piyeslerdeki kadın rolleri hiçbir bahaneyle erkeklere verilemez.” (6) 

Halkevleri, tiyatro başta olmak üzere aralarında opera ve balenin de bulunduğu her türlü sahne sanatını ülke geneline yaydı. Böylece hem halkın modern ve geleneksel sahne sanatlarını tanımasını hem de birçok genç sanatçının yetişmesini sağladı. (7) Ankara, İzmir, İstanbul, Bursa, Afyon, Kayseri, Diyarbakır Halkevleri başta olmak üzere Halkevleri bulundukları illerin tiyatroları halini aldı. Ayrıca Halkevi Temsil Kolları düzenledikleri turnelerle tiyatroyu ülkenin en ücra köşelerine kadar götürdü. (8) Halkevi Temsil Kolları, salon, sahne, ışık gibi araçları en yalın hale getirip halkın ayağına giderek köy meydanlarında, pazarlarda, panayırlarda oyunlarını halka ulaştırmayı başardı. (9) Halkevleri Temsil Kolları sayesinde Elazığ, Muş gibi doğu illeri de tiyatroyla tanıştı. Örneğin 1936’da Elazığ Halkevi’nin temsil kolu altı ay içinde tam 92 temsil verdi. (10) Halkevleri sayesinde çok sayıda tiyatro eseri halkla buluştu. Bir anlamda modern Türk tiyatrosunun temelleri Halkevlerinde atıldı. Atatürk, bu gerçeği, “Nerede bir Halkevi sahnesi varsa orada gerçek Türk tiyatrosu vardır” sözleriyle dile getirdi. (11) 

1934 Sivas Halkevi tiyatro kolu “Kağnı” piyesini sahneler. ( Hayat Ağacı dergisi)

Türkiye Cumhuriyet’inde ilk bale gösterisi ve ilk opera da Halkevlerinde sahnelendi. Dünyanın en ünlü bale öğretmenleri 1930’larda Halkevlerine konuk oldu. Halka açık ilk dans dersleri Halkevlerinde verildi. Örneğin, 1934’te Ankara Halkevi’nde Bayan Marga Melike tarafından küçük kızlara dans ve ritmik jimnastik dersleri verildi ve bu çocuklardan başarılı olanlar temsillerde yer aldı. (12) Türkiye’nin ilk dansçıları da Halkevlerinden çıktı. Örneğin Türkiye’nin ilk baleti Orhan Esenil, Eminönü Halkevi’nde yetişti. (13) Atatürk’ün isteği üzerine hazırlatılan ilk Türk Operası “Özsoy”, İran Şahı Rıza Pehlevi’nin Türkiye ziyareti sırasında 19 Haziran 1934’te Ankara Halkevi’nde sergilendi. (14) “Özsoy”dan sonra Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 15. yıldönümü anısına 27 Aralık 1934’te “Taşbebek” ve “Bayönder” operaları da yine Ankara Halkevi’nde sergilendi. (15) 3 Haziran 1941’de Ankara Devlet Konservatuvarı ilk mezunlarını verdiğinde opera öğrencileri de ilk gösterilerini 24 Haziran 1941’de Ankara Halkevi sahnesinde sergilediler. W. A. Mozart’ın tek perdelik “Bastien und Bastienne” adlı operası ile Puccini’nin “Madamme Butterfly” operasının ikinci perdesini sahnelediler. Bu oyunları, Beethoven’in “Fidelio”, Smatena’nın “Satılmış Nişanlı”, Mozart’ın “Figaro’nun Düğünü”, Puccini’nin “La Boheme”, Verdi’nin “Maskeli Balo”, Bizet’in “Carmen”, Rossini’nin “Sevil Berberi” operaları izledi. (16) 

Halkevi sahnelerinde oynanacak oyunların ve piyeslerin yazımına da büyük önem verildi. CHP, oyun yazarlarına oyun sipariş etti, çok sayıda oyun yarışması açtı. Hükümetin teşvikleri sonunda 1950’ye kadar, dörtte üçü yerli eserlerden oluşan, 100’e yakın tiyatro oyunu yazıldı. (17) 

Halkevlerinde, Atatürk’ün “Fikirler ve inkılâplar sanatla yayılır” düşüncesi doğrultusunda, devrimin ilkeleri, tiyatro oyunlarıyla, piyeslerle halka ulaştırılmak istendi. Halkevlerinde ve Halkodalarında daha çok Türk tarihini, Türk kültürünü, köy hayatını, Kurtuluş Savaşı’nı anlatan, hurafeleri, yobazlığı, eleştiren oyunlar oynandı. (18) Oyunların adlarına, konularına ve içeriklerine bakılınca Cumhuriyetin “uluslaşma” ve “çağdaşlaşma” hedefine yönelik bir repertuvar oluşturulduğu görülecektir. Oyunları yazanlar, sahneleyenler ve oynayanlar halkın içinden insanlardı. 

Halkevleri tiyatronun yanında diğer sahne sanatlarına da önem verdi. Örneğin Ankara Halkevi, opera, kukla ve ortaoyununa yer verdi. Şişli ve Eminönü Halkevleri radyoda temsil verdi. Ankara, Balıkesir, İzmir ve Şehremini Halkevleri çocuklar için Karagöz gösterileri yaptı. Ankara, Balıkesir, Zonguldak, İzmit, Bingöl, Elazığ, Kayseri, Kırşehir, Adapazarı, Tefenni, Siirt ve Dinar Halkevleri film gösterdi. (19) 

Halkevleri çeşitli konserlere de sahne oldu. Dünyaca ünlü yabancı sanatçılar da Halkevlerinde konserler verdi, bu konserleri yüz binlerce kişi dinledi. Örneğin, 23 Kasım 1935’te Almanya’nın ünlü sanatçılarından B. Pol Grummer, Ankara Halkevi’nde bir konser verdi. (20) 7 Nisan 1936’da da Berlin Operası sanatçılarından Maria Müller, piyanoda kendisine eşlik eden Münih Devlet Operası’ndan Dr. Franz Hallasch’la birlikte yine Ankara Halkevi’nde bir konser verdi. Sanatçılar, Halkevi salonunu dolduran kalabalığın sürekli alkışlarıyla karşılandı. (21) 

Her yıl Halkevi sayısının artmasına paralel üye ve etkinlik sayıları da arttı. Örneğin 1940’ta Halkevlerinde 2.200 temsil sergilendi, 1.150 konser düzenlendi, 1.950 film gösterildi. 1940’ta Halkevleri toplam 10 milyon 645 bin 720 kişiye hitap etti. (22) 1941’de Halkevlerindeki üye sayısı 145 bini buldu.(23) O yıllardaki ülke nüfusu dikkate alındığında Halkevlerinin etki alanının genişliği çok daha iyi anlaşılacaktır. Halkevleri, Türkiye nüfusunun büyük bir çoğunluğunu kültür, sanat, spor etkinlikleriyle buluşturmayı başardı. 

Erken Cumhuriyet döneminde Halkevleri ve Halkodaları, 18 yıl boyunca, her türlü geri düşünceye ve cehalete karşı kültür, sanat ve spor etkinlikleriyle Türkiye’nin toplumsal aydınlanma evleri oldu. Halkevleri, antik dönemden binlerce yıl sonra Anadolu’da halkı tiyatroyla buluşturdu. 

Demokrat Parti iktidarı, 8 Ağustos 1951 tarihli ve 5830 sayılı yasa ile Halkevlerini ve Halkodalarını kapatarak binalarını Hazine’ye devretti. Böylece erken Cumhuriyet dönemindeki 18 yıllık Halkevi-Halkodası aydınlanması sona erdi. 

DİPNOTLAR/KAYNAKLAR

1. Şerafettin Turan, Mustafa Kemal Atatürk, Kendine Özgü Bir Yaşam ve Kişilik, Ankara, 2008, s. 607,610; Firdevs Gümüşoğlu, Ülkü Dergisi ve Kemalist Toplum, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, İstanbul, 2005, s.145. 

2. CHP Halkevleri Talimatnamesi, Hâkimiyeti Milliye Matbaası, Ankara, 1932. 

3. İsmet İnönü, “Yeni Halkevlerini Açma Nutku”, Ülkü, C.V, S.25, Mart, 1935, s.401.

4. Uluğ İğdemir, “Halkevleri ve Halkodaları”, Atatürk ve Halkevleri, Atatürkçü Düşünce Üzerine Denemeler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1974, s. 129. 

5. CHP Halkevleri 1940, Ulusal Matbaası, Ankara, 1940, s. 6. 

6. Nurhan Karadağ, Halkevleri Tiyatro Çalışmaları (1932-1951), Ankara, 1998, s. 96. 

7. Çağlar Tunçay, Atatürk Döneminde Müzik Alanında Yapılan Çalışmalar, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü (Yayımlanmamış) Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2009, s. 101. 

8. Seda Bayındır Uluskan, Atatürk’ün Sosyal ve Kültürel Politikaları, Ankara, 2010, s. 464. 

9. Haydar Ediskun, “Bir Halkevi Nasıl Çalışabilir”, Halkevleri Dergisi, S.38, Ankara, 1969, s.9 

10. “Elaziz’de Tiyatro Vaziyeti”, Son Posta, 1 Eylül 1936, s.5. 

11. Anıl Çeçen, Atatürk’ün Kültür Kurumu Halkevleri, İstanbul, 2000,s.133. 

12.  “Kızlarımızın Dans Dersleri”, Ulus, 26 Aralık 1934, s.6. 

13. Gümüşoğlu, s. 140. 

14. “Şehinşah Hz. Şerefine Verilen Temsil”, Cumhuriyet, 20 Haziran 1934, s. 5. 

15. “Dün Ankara’da Verilen Müzikal Festival”, Cumhuriyet, 29 Birincikanun 1934, s.1, 5. 

16. Uluskan, s.399. 

17. Uluskan, s. 461-462 

18. Halkevlerinde oynanan belli başlı oyunlar şunlardı: “Akın”, “Mavi Yıldırım”, “Mete”, “Kahraman”, “Atatürk’e İlk Kurbanlar”, “Ana”, “Gönüllerin Türküsü”, “Devrim Yolcuları”, “Vatan ve Vazife”, “Özyurt”, “Atilla’nın Düğünü”, “Sümer Ülkeleri”, “Bir Yavrunun Şarkısı”, “Yanık Efe”, “Çoban”, “Tohum”, “Kanun Adamı”, “Şeriye Mahkemesinde”, “Tırtıllar”, “Mahçuplar”, “İnsan Sarrafı”, “İkizler”, “Yanlış Yol”, “Kozanoğlu”, “Hissei Şaia”, “Bayaz Kahraman”, “Kızıl Çağlayan”, “Yarım Osman”, “Bir Yağmur Gecesi”, “Erkek Kukla”, “Para Delisi” ve “Yapışkanlar.”  (Karadağ, s. 114; Semra Şen, “Atatürk, Cumhuriyet ve Tiyatro”, Erdem, C.XI, S. 32, Eylül 1988, s.624; Uluskan, s. 462-463.) 

19. “Halkevleri”, Ulus Gazetesi Eki, Teşrinievvel, 1937,s.4. 

20. “B. Pol Grummer’in Konseri”, Ulus, 23 Kasım 1935, s. 3. 

21. “Maria Müller’in Halkevi’ndeki Konseri”, Ulus, 8 Nisan 1936, s. 3. 

22.  Ziya G. Mugulkoç, “Halkevlerinin Gelişme Dönemi (Sosyal Bir İnceleme)”, Atatürk ve Halkevleri, Atatürkçü Düşünce Üzerine Denemeler, Ankara, 1974s, 144. 

23. Kadri Kaplan, “Halkevleri”, Atatürk ve Halkevleri, Atatürkçü Düşünce Üzerine Denemeler, Ankara, 1974, s.137; İğdemir, s. 129



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları