Şehriban Kıraç

Suriye'de yalnız kaldık

26 Ekim 2012 Cuma

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı ile Suriye’de işadamlarının yaşadığı sorunlar ve son ekonomik gelişmeleri konuştuk.

Suriye ile uzun dönemdir ekonomik ilişkilerde bir kopukluk var. Bu, işadamlarının oradaki yatırımlarını nasıl etkiliyor?

- Suriye ile bir savaş olacağını düşünmüyorum. Ama bu durumun biraz daha süreceğini düşünüyorum, hemen çözüleceğini düşünmüyorum. Suriye ile ekonomik olarak tüm münasebetlerimiz durdu. Bizi daha çok zora sokan ve DEİK olarak bizim de takip ettiğimiz, orada yatırımı olan arkadaşlarımızın durumu. Yatırımı olan arkadaşlarımız gidip gelemiyorlar. Üretimleri durdu. Mesela Libya’daki olaylar global bir boyut kazanmıştı. BM devreye girmişti. Bu nedenle Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Libya’da kaybı olan işadamlarımıza yardım etmişti. Ama Suriye öyle değil. Orada yatırım yapan arkadaşlarımız yalnız kalmış vaziyette. DEİK olarak elimizden geleni yapıp gerekli kurumlara başvuruyoruz. Sorunları ilgili bakanlıklarımıza anlatıyoruz. Yazılı, sözlü olarak bunları dile getiriyoruz. Ama hâlâ bir netice alamadık. Biz en azından BDDK’nin devreye girerek Suriye’deki işadamlarımızın borçlarını ertelemesini bekliyoruz. Oradaki mallarına hâkim değiller. Suriye hâlâ bir harp alanı ilan edilmiş değil. O yüzden malları, fabrikaları ne âlemde bunları bilmiyoruz. Sigortalar konusunda sıkıntılar var. Arkadaşlarımızın üretimlerinin durması tabii ki Türkiye’deki işlerini de etkiliyor.

Bankalardan destek alınmazsa şirketler Suriye’den tamamen çekilir mi?


- Tabii bundan kolay kolay vazgeçilmez. Mesela Libya’daki arkadaşlarımızın bir kısmı tekrar gitti fabrikalarını üretimlerini yapmaya başladı. Bankalarla olan durum alınan kredileri zora sokuyor. Her işadamımızın kendine göre bir plan çizmeye çalışıyor.

 

2023 hedeflerine ulaşmak zor

DEİK son dönemlerde ağırlığı Afrika, Latin Amerika ve Asya Pasifik ülkelerine verdi; burada amaçlanan nedir?

- Avrupa’ya ihracatımız düşüyor. Yeni alanlara açılmamız gerekiyordu. Neresi olabilir, dedik. Güney Amerika, Asya Pasifik ve Afrika dedik. Kimse Türkler gelsin de bize mal satsın demiyor. Bu DEİK ve üyeleri için önemli bir çalışma ve vakit aldı. Bu bölgelerde yeni iş konseyleri kurduk. Şu anda 106 iş konseyimiz var.

Hükümetin 2023’te 500 milyar dolar ihracat ve ilk 10 ekonomi arasına girme hedefi var; bunlar gerçekçi hedefler mi?

- Bunda bazı zorluklar var. Ekonomimiz ihracat endeksli büyüyor. Bunun için daha çok üretmemiz, daha çok pazar bulmamız gerekiyor. Bu hedefleri koyarken bir şeyi gözden kaçırıyoruz, mesela altyapıya bakmıyoruz. Örneğin demiryolları, liman, yol, daha iyi haberleşme çok önemli. İhracatı daha iyi bilen insanlar lazım. İhracatın patlama yapan ülkelere baktığımız zaman bunlar limanlar, demiryolları için çok önemli fonlar ayırmışlar. Bizim limanların, demiryollarının hali ortada. Mersin, İzmir ve Haydarpaşa limanlarının hali ortada, ne yapılacakları belli değil. Bunlara giden yolların durumu çok kötü. Biz demiryollarımızı mal nakliyesi için hiç kullanmıyoruz. Ben 40 yıldır sanayiciyim daha devlet demiryollarına bir paket verip bir yerden bir yere göndermemişim. Birçok ülkede demiryolları çok önemli bir ulaşım şeklidir. Biz buna yeterince önem vermiyoruz. Bütün bunlara rağmen 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak çok zor görünüyor. Bu eksikleri kısa zamanda gidermek lazım.

Siz yurtdışına çok gidiyorsunuz. Türkiye’nin durumu hakkında ne diyorlar, Türkiye dışarıdan nasıl görünüyor?

- Türkiye dışarıdan içeriden görüldüğünden daha iyi görünüyor. Tabii bazı sıkıntılar var. Türkiye’de üreticilerde esnaf dediğimiz KOBİ’lerde sıkıntılar var. Ama genelde öbür ülkelerle mukayese ettiğimizde ülkemiz iyi görünüyor.

 

En etkili diyaspora

DEİK’in Türk diyasporasını harekete geçirme projesi var, bu konuda neler yapıyorsunuz?

- Yabancı ülkelerde 7 milyon Türk var. Artık diyasporasına önem vermeyen ülkeler kendi fikirlerini başka ülkelerde kabul ettiremiyorlar. Mesela İsrail, Ermenistan bu konuda güçlü. Her yıl yurtdışında yaşayan 50-100 genci Türkiye’ye getirip buradan kopmaması için bir adım atıyoruz. Gelecek yaz bunu hayata geçireceğiz. Bir ay boyunca burdaki şirketlerde çalışmalarını sağlayacağız. Dünyanın her tarafında gıda ile ilgili Türk kuruluşları var. Ama bunların imajları iyi değil. Bunlara iyi bir konsept verebilir miyiz bunun çalışmalarını yapıyoruz. İnsanlar buralara baktığında burası Türk lokantası diyebilmeli. Bu ikinci hedefimiz. Üçüncü hedefimiz de bazı başarı ödülü vermeyi istiyoruz. En iyi lobi yapan, en iyi girişimci olabilir. En kalabalık diyaspora bizim olmasın ama en etkili diyaspora bizimkisi olsun diyoruz. Yurtdışındaki vatandaşlarımızın neye ihtiyacı var, ne istiyorlar bunu bilmiyoruz, bunu araştırıyoruz. Bu bugünden yarına olmaz. Bunu devletle yapmak lazım, bu DEİK’in işi değil. Burada büyük paraların harcanması gerekiyor.

2012’nin sonuna geldik. Ekonomik gidişatı nasıl değerlendiriyorsunuz?

- 2008 krizinin etkilerinin devam ettiğini görüyoruz. ABD yavaş yavaş toparlanıyor. Avrupa’da sıkıntı devam ediyor. İspanya, İtalya ve Yunanistan konuşuluyor. Ama gözden kaçan durum şu ki, bazı Avrupa ülkelerindeki bankaların şirketlere ve devletlere verdikleri kredilerin geri dönüşünde sıkıntılar var. Özellikle Doğu Avrupa’daki bazı küçük ülkelerin ciddi borçları var. Bunların ödenmesinde zorluklar yaşanıyor. Bu durum Avrupa’yı daha derin bir krize sürükleyebilir.

Ortadoğu bölgesinde hâlâ taşlar yerine oturmuş değil. Türkiye’ye baktığımızda artık geçmiş senelerdeki yüksek büyüme rakamlarını görmeyeceğiz. Bu yıl yüzde 3.5 büyüme öngörülüyor ki bu kadar genç işsizimizin olduğu bir dönemde yeterli değil. Yurtdışından önemli bir doğrudan yatırım miktarı geliyor. Geçen yıl 14.5 milyar dolar yabancı sermaye gelmişti ki bu yıl bu rakamı aşacağımızı düşünüyoruz.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları