Şahin Aybek

Ziya Selçuk eğitim şurasını toplamamalıdır

24 Şubat 2020 Pazartesi

Gerçekçi, Uygulanabilir, Veriye ve Bilime Dayalı Olmayan Bir Şurayı Toplamaya Gerek Yoktur

Milli Eğitim Şuraları Eğitimimizi Yönlendiren En Önemli Organizasyonlardır

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bütün tarafların katılımı ile acilen Milli Eğitim Şurasını toplamalıdır. Akıl akıldan üstündürden hareketle ortak bir eğitim aklı oluşturabilmek için bir eğitim şurasına ihtiyaç vardır. Niye acilen bir eğitim şurasına ihtiyaç olduğunu ortaya koymak adına “Milli Eğitim Şuraları nedir, ne işe yarar?” sorusuna yanıt vermek uygun olacaktır.

Milli Eğitim Şuraları Eğitimimizi Yönlendiren En Önemli Organizasyonlardır

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalar, büyük oranda eğitim şuralarında tartışılmış konulardır. Tavsiye niteliğinde kararların alındığı şuralarda, tüm taraflar, eğitimle ilgili görüşlerini dile getirir ve eğitimle ilgili olarak bir ortak akıl oluşturulmaya çalışılır. Bilimsel ve politik gerekçelere dayanan eğitim şuralarındaki temel amaç; eğitim sistemimizin sorunlarına bilimsel ve idari danışmanlık yaparak; çözüm önerileri üretmektir. Milli Eğitim Bakanı tarafından toplantıya çağırılan şuralar, danışma organı niteliğinde olduğundan; burada alınan kararlar ancak Milli Eğitim Bakanı’nın tasdikiyle kesinleşir. Bu toplantılarda alınan kararlar bakanlıkça uygulanmazsa; bu kararlar temenniden öteye gidemez. Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimimiz adına çözümler ürettiği en yüksek danışma organı olması açısından şuralar, eğitim tarihimiz içinde önemli bir yere sahiptirler ve eğitim tarihimiz boyunca da bu şuralarda alınan kararlar, eğitim politikalarımızın oluşturulmasına ciddi etkilerde bulunmuştur.

Mesele; Nasıl Bir Şura Toplanacağı ve Burada Alınan Kararların Uygulanıp Uygulanamayacağıdır

Milli Eğitim Şuralarının toplanması çok önemli olduğu gibi; daha da önemli olan, nasıl toplanacağı; yani tüm paydaşların burada temsil edilip edilemeyeceği, kararlar alınma aşamasında akla ve bilime dayalı bir ortak iradeyle kararlarının alınıp alınamayacağı, alınsa bile sonrasında bu kararların aklı, bilimi, liyakati merkeze alan bir irade tarafından istikrarlı bir şekilde siyaset, partiler ve sendikalar üstü bir devlet eğitim politikası olarak uygulanıp uygulanamayacağıdır. Yoksa eğitim tarihimizi incelediğimizde, eski şuralarda eğitimimizin sorunlarını çözecek çok güzel kararlar alınmış; ama sonuç itibariyle ya bu kararlar hiç uygulanmamış, ya çok geç uygulanmış ya da uygulanan bazı kararlar daha meyveleri bile görülmeden bir iki yıl içinde rafa kaldırılmıştır. İlk eğitim şurasının yapıldığı 1939 yılından günümüze sonuncusu 2014 yılında olmak üzere 19 tane eğitim şurası yapılmıştır. Eğitim şuraları 81 yıllık tarihiyle, eğitim sistemimize yön vermişlerdir. İlk eğitim şurası 1939 yılında toplanmış olsa da Atatürk’ün savaşın ortasında bile eğitime çok önem vererek topladığı 16 Temmuz 1921 tarihli Maarif Kongresi ve sonrasında 1939 yılına kadar toplanan heyet-i ilmiyeler, şuraların müjdecisidir. 1923, 1924 ve 1925 (1926) olmak üzere üç defa heyet-i ilmiyeler toplanmıştır.

Yaptırım Gücü Olmadıktan Sonra Eğitim Şuralarını Toplamanın Bir Anlamı Yoktur

Eğitim şuraları tarihimiz bize şunu göstermiştir. Çok büyük emekler verilerek yapılan şuralar, birer rapor olarak raporlar çöplüğündeki yerini almaktadır. Çünkü şuralar sadece danışma organı olarak görülmektedirler. Yine, şuraları yapan bürokratlar, dönemin siyasilerince getirildiğinden; bilim ve akıl yerine şuralara siyaset etkisi hakim olmuştur. Ve son olarak da; eğitimin şuralarının demokratik bir yapıda yapılmamış olduğunu söyleyebiliriz. Şura üyelerinin büyük çoğunluğunun seçimle değil atamayla gelmesinden; veli, öğretmen ve öğrencilerin şuralarda sadece sembolik olarak temsil edilmesi, şuraların anti demokratik yönleridir. Yani; Ziya Selçuk Milli Eğitim Şurasını, acil toplasa bile, yukarıda saydıklarımız dikkate alınmadığı sürece, toplanan şuralar göstermelik, Milli Eğitim Şurası toplanmalı önermesi de popülizmden ve kolaycılıktan öteye geçmeyecektir. Ve yine şuraların, eğitim sistemimizin hafızası olduğunu düşündüğümüzde; bu tip şuralara, tüm kesimlerden ve eğitimi bilenlerin çağrılması özel bir önem arz etmektedir. Hemen ya da sonra toplanabilecek bir Milli Eğitim Şurası’nda Sayın Bakan Ziya Selçuk’un dikkat etmesi gereken en önemli nokta; gerçekçi, uygulanabilir ve bilimsel bir şura olmasıdır. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları