Şahin Aybek

Türkiye nasıl bir eğitim tasarımıyla dünyaya meydan okuyabilir?

24 Mart 2022 Perşembe

Milli Eğitim Kurulları Milli Güvenlik Kurullarının Önüne Geçebilmelidir

An Be An Altın ve Dolar Değil Eğitim Verileri Takip Edilmelidir

Sürekli PISA, TIMMS gibi uluslararası sınavlarda başarısız olduğumuzdan söz etmekte, dünyanın ilk en iyi üniversiteleri içine girememekten yakınmaktayız. Kısacası hep eğitimimizin iyi olmadığından dem vurmaktayız. Sıkıntı ne, neyi yanlış yapıyoruz?  80 milyonluk kocaman bir ülke eğitimini daha iyi bir hale getiremez mi? Bence bırakın eğitimimizi daha iyi bir hale getirmeyi, ülkemiz için uygun eğitim tasarımları oluşturabilir ve uygulayabilirsek eğitimimizle dünyaya meydan okuyabiliriz. Eğitim sistemlerini örnek alan değil, eğitim sistemleri örnek alınan bir ülke olabiliriz.

Eğitim Sistemlerini Örnek Alan Değil, Eğitim Sistemi Örnek Alınan Bir Türkiye

Eğitim öğretimin en üst düzeyde gerçekleştirebildiği öğretim yöntemlerinden biri yaparak yaşayarak öğrenme modelidir. Öğrenci bu modelle kendini bizzat yaşamın içinde bulur, öğrenmeleri deneyimler ve daha aktiftir. Ülkemizde bu model nispeten fen liselerimizde kullanılmaktadır. Model falan dediğime bakmayın. Az sonra uzaya uzay aracı gönderecek kadar gizemli bir şeylerden bahsetmiyorum. Gayet sade ve net. Dünyanın ihtiyaç duyduğu eğitimli insanların beceri ve yeteneklerinin saptandığı, ama bunların yaparak yaşayarak öğrenme yöntemlerinin ağırlıklı olarak kullanıldığı öğrenme ortamlarında öğrencilerimize adeta yaşamın içindelermiş gibi öğretilmesi. Evet, bunu becerebilirsek eğitim sistemlerini örnek almamıza gerek kalmaz, eğitim sistemi örnek alınan bir ülke haline geliriz.

Kent Enstitüleri Tasarımını Yeniden Keşfe Gerek Yok

Daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz üzere köy enstitüleri modeli dönemi içinde devrim niteliğinde dünyayla yarışabilen modellerdir. Günümüzde ise adeta çağdaş köy enstitüleri misali kurulacak Kent Enstitüleri tarzı yeni eğitim tasarımları ülkemizin ihtiyacı olan tasarımlardır. Sorgulayan, soran, araştıran, eleştiren, dogmayı geride bırakıp aklı ön plana çıkarabilen bireylerdir, ülkemizin dünyaya meydan okuyabilecek güce gelmesinin hareket ettiricileri. Ancak böyle eğitim kalkınmanın itici gücü olabilir. Kendi hayatını değiştirme güç ve bilincine sahip, aklını kullanabilen, bilimi merkeze alan, okuma alışkanlığı olan, bir müzik aleti çalabilen, spor yapan, sanatla barışık, Türkiye’yi ve dünyayı tanıyabilen çağdaş nesilleri ancak bu Kent Enstitüleri tarzı tasarımlarla yetiştirebiliriz.

Dünya Bizim 1940’larda Köy Enstitüleriyle Geldiğimiz Noktadadır

Evet, sihirli sözcükler gibi, yaparak yaşayarak öğrenme. Tüm dünya bunu John Dewey’e mal etse de dünya eğitim tarihi boyunca hep uygulanmış bir yöntemdir yaparak yaşayarak öğrenme. Dünyadaki başarılı eğitim sistemlerinin ortak noktalarından biridir yaparak yaşayarak öğrenme. Bu yönüyle dünya bizim 1940’larda köy enstitüleriyle geldiğimiz noktaya bugün gelmiştir. Günümüzde de bu yöntemin uygulandığı eğitim tasarımlarıyla insanımızın hayatını daha anlamlı hale getirebiliriz, yani böyle eğitimle ancak yaşam kalitelerini artırabiliriz.

Güçlerini Özgürlüklerden ve Bilimden Alan Eğitim Tasarımları Başarıya Ulaşabilir

Bir ülke eğitimi kadardır, yani çağdaş dünyada eğitimin kadar konuşabilirsin. Bu anlamda eğitimden gelen gücünün farkına varabilen bir Türkiye’yi kimse tutamaz. Yani eğitimden gelen gücümüz ekonomiyi, kalkınmayı, sanatı, edebiyatı tüm alanları güçlendirecektir. Ama işte çağın bir gereği olarak da bu güçlü eğitim tasarımlarını güçlü yapan özgürlüklerin, aklın ve bilimin eğitim tasarımlarına en üst düzeyde hakim olmasıdır. Ancak böyle eğitim tasarımlarıyla öğrencilerimiz öğrenmiş oldukları bilgileri gerçek hayattaki sorunların çözümlerine uygulayabilirler. Yani hayattaki sorunları çözmekten uzak bilgi çok da işlevsel değil artık ezber bilgi olmanın ötesinde.

Milli Eğitim Kurulu Milli Güvenlik Kurulunun Önüne Geçebilmelidir

Türkiye’nin eğitim tasarımı, her iki yılda bir değişen eğitim bakanlarının, ideolojilerin, partilerin, sendikaların çok üstünde bir devlet politikasına dayanmak zorundadır. ARGE’ye önem verilen, fen liselerinin yaygınlaştırıldığı, okul öncesinin çok önemsendiği, veriye dayalı- kalıcı- sürdürülebilir eğitim reformlarının yapıldığı, ortak aklın hakim olduğu, yüzyılın becerilerinin kazandırılabildiği, an be an dolar ve altının değil; eğitim verilerinin takip edildiği, sınav baskısının en aza indiği, kodlama-girişimcilik-inovasyon-üretim-donatım-beceri temelli eğitim-STEM ve yaratıcılık gibi konuların daha fazla konuşulabildiği ve Milli Eğitim Kurullarının Milli Güvenlik Kurullarının önüne geçebildiği eğitim tasarımları. Türkiye Hepimizin Eğitim Hepimizin…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları