Şahin Aybek

Annelere düşünmeyi öğreten kadın: Gülüş Türkmen

24 Ağustos 2022 Çarşamba

Yazar, araştırmacı Gülüş Türkmen ile kitaplarını, projelerini, “Annelik Haritası” ve “Sürdürülebilir İyi Ebeveynlik” paradigmalarını konuştuk…

“Güncel ve yerel bir düşünce geliştirmemiz gerektiğini anladım ve kendimce harekete geçtim. Bizim toplumumuza biraz ters aslında, çünkü bizim kültürümüz tepeden inme yönergeler istiyor, emir almak istiyor, böyle alışmış. Sorun, annenin düşünerek değil inanç temelli ebeveynlik yapıyor olması. Temennim kolaya kaçmayan, fikirleri inançlara dönüştürmeyen, anne babalığı bir performans gösterisi gibi hissetmeyen ebeveynlerin çoğalması.”

Bu topraklar kolay kolay kadın düşünür üretmiyor. Siz, “Sürdürülebilir İyi Ebeveynlik” diye bir felsefe ortaya çıkardınız ve bu yaklaşımın uluslararası tanınırlık almasını sağladınız. Bu nasıl oldu?

Bana 10 yıl önce deseydiniz ki “Sen Türkiye’de bir kadın düşünür olarak anılacaksın, bir ebeveynlik felsefesi ortaya çıkaracaksın ve dünyanın en çok atıf alan kuramının fikir babası Dr. Richard Ryan senin kitabına bir önsöz yazacak”, gülerdim. Ben Brüksel’de sanat yönetmenliği okudum fakat bu mesleğin yanı sıra pek çok farklı işe bulaştım: Bestecilik, editörlük, çevirmenlik, küratörlük... Bir baltaya sap olamayan ama çok balta taşıyan insanlardanım. Annelere yönelik bir portal yönetirken, annelerin başka topraklarda, başka kültürler için üretilmiş yaklaşımlara itimat etmeleri dikkatimi çekmişti. Bir yabancı ekol takip etmeyi seçiyorlardı ama o ekol o annenin koşullarına uygun olmayabiliyordu. Güncel ve yerel bir düşünce geliştirmemiz gerektiğini anladım ve kendimce harekete geçtim.

Nasıl başladı bu hareket?

Annelerin ebeveynlik tutumlarını kendi kendilerine test edebilecekleri bir uygulama geliştirmiştim, “Annelik Haritası”. Kitabın son bölümünde ilk kez Sürdürülebilir İyi Ebeveynlik ifadesini kullanmıştım. Oradaki fikirler üzerinden anneler, babalar ve uzmanlarla birlikte üniversitelerde, okullarda konuşmalar yapmaya başladık. “Sürdürülebilir İyi Ebeveynlik Konuşmaları” pandemi zamanına dek her yıl devam etti. Sonunda konuşulanları kitaplaştırdık.

Sürdürülebilir İyi Ebeveynlik kitabında yeni bir ebeveynlik trendi mi var? Yeni prensipler mi buluyoruz?

Bir trend ve prensipler yok. Bu da bizim toplumumuza biraz ters aslında, çünkü bizim kültürümüz tepeden inme yönergeler istiyor, emir almak istiyor, böyle alışmış. “Öyle olmaz, böyle yap” densin, “Böyle yapmazsan çok kötü olur” diye de aba altından sopa gösterilsin. Halbuki bu kitap, anne babalığın temel dönemeçlerine yönelik güncel bilgileri verip, bizim topraklarımızda görülen yaklaşımı neyin dengeleyebileceğini anlatıyor.

Bir örnek verebilir misiniz?

Tabii. Mesela ABD’de bir dönem çok popüler olan Doğal Ebeveynlik tam bir pazarlama harikası. 8 adet prensibi var, çocuk iki yaşına gelene kadar annesi ona evde baksın, mümkünse aynı yatakta uyusun istiyor, vesaire. Bu yaklaşım ABD’deki çoğunluk için iyi bir mesaj olabilir çünkü bağımsızlığına düşkün Amerikalı kadın bir an önce çocuktan özgürleşmek ve işe dönmek istiyordur. Ama Türkiye’deki toplumsal baskı bu yönde değil. Doğal Ebeveynlik bizde halihazırda olan baskıyı desteklediği için, ateşe körükle gidiyor. “Tam benlik!” diyor anne. Sevginin böyle bir şey olduğuna inanıyor. Burada “inanmak” fiili çok önemli, anne inanmazsa eğer bir sorunla karşılaştığı zaman yanlış yaptığının farkına varır. O suçluluk duygusunu yaşamak istemez.

Yani yanlış bir şeye mi inanıyor demek istiyorsunuz?

Elbette yanlış bir şeye inanabilir. Küçük çocuğu ile birlikte uyuyan bir anneye uzman “yatakları ayırmalısınız, bu ikiniz için de sağlıklı değil” dediğinde, Doğal Ebeveynlik yapmak isteyen annenin kafası karışacak: Hani birlikte uyumak iyiydi? Kim haklı? Annenin kişiliğini birebir görüp tanıyan, bebeğin durumunu fark eden, kültürü bilen bir uzman mı, yoksa ABD’den gelen o kitap mı? Hem yatakları ayırmak büyük bir efor istiyor: Bebek belki ağlayacak... Oysa hiç ağlatmadan koynuna almaya devam etmek konforlu... Burada anne, önce bilinçaltından bir seçim yapıyor: “Ben birlikte uyumaya devam etmek istiyorum.” Sonra da bu seçimini haklı çıkaran her kimse, onu savunmayı seçiyor. Bu durumda anne, kendisi ve çocuğu için belki de sağlıksız olan bir yaklaşımın sağlıklı olduğunu savunmaya başlıyor. Buradan geri dönüş yok çünkü artık anne, bir anneden daha fazlası oldu: O bir taraftar, bir ideolog.

Yani anne, annelikten de öte, moda bir ekolün sözcüsü haline geliyor?

Evet, tamamen. “Annelikten öte” dediniz de, benim ilk kitabımın adı “Anneliğin Ötesinde”. Odaklandığı konu da bu, annelik trendlerinin Türkiye’de nasıl yayılmış olduğu.

Yani bu sorun Türkiye’de var, Avrupa’da yok mu?

Avrupa’da bu sorun çok az görülüyor açıkçası. ABD’de ve Türkiye’de daha yoğun. Bunun sebebini eğitim seviyesine bağlıyorum, bilmiyorum yanılıyor muyum? ABD’de toplumun büyük çoğunluğu Türkiye’nin bir ülke olduğunu dahi bilmez. Türkiye’deki eğitim seviyesinin içler acısı hali zaten ortada. Avrupa’da hala buraya kıyasla çok daha sağlam bir genel kültür bilgisi görüyorum insanlarda. Bir gazeteyi eleştirel gözle okumayı biliyorlar, kaynak araştırmayı öğrenmişler, her söyleneni peşinen doğru kabul etmiyorlar.

O zaman sorun, annenin düşünerek değil inanç temelli ebeveynlik yapıyor olması?

Çok güzel ifade ettiniz.

Ve siz, Sürdürülebilir İyi Ebeveynlik kitabı ile anneleri düşünmeye teşvik ediyorsunuz?

Evet. Birkaç ay içinde ikinci kitap yayınlanacak. İlk kitap Türkiye’deki durumu tayin etmek ve temelleri oturtmak üzerine idi. İkinci kitap, anneleri ve uzmanları gündem konuları üzerine tartışırken gösteriyor. Tartışmaya nasıl başlıyorlar, kendi düşüncelerini nasıl sınıyorlar? Bazen ilk başta doğru zannettikleri bir görüş, zamanla yanlış çıkabiliyor ya da nüanslar kazanıyor. 

Peki, sadece annelere mi yönelik bu çalışmalar?

Hayır. Sürdürülebilir İyi Ebeveynlik dediğimizde, hem anneleri hem de babaları konuşuyoruz. Benim araştırmalarım annelik ve anneler üzerinden başladı çünkü hem dünyada hem de özellikle bizim gibi toplumlarda kadın, çocuğun ilk bakımvereni oluyor. Yani annelik yapan, kadın oluyor. Öncelikle onu kazanmak gerek.

Bundan sonrası için planlarınız var mı?

Evet. Destek arıyoruz öncelikle. Projemizi, felsefemizi daha geniş kitlelere duyurmak isteriz. Konuşmalar, paneller, programlar ve canlı yayınlar yapmaya devam etmek isteriz. Şimdilik küçük ve sadık bir kitle ile ilerliyoruz. Temennim kolaya kaçmayan, fikirleri inançlara dönüştürmeyen, anne babalığı bir performans gösterisi gibi hissetmeyen ebeveynlerin çoğalması.

Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları