Öztin Akgüç

Yılgınlığa Kapılmamak

26 Haziran 2011 Pazar
\n

\n

AKPnin 2011 milletvekili seçiminde yüzde 50,0 oy alması, CHP artı MHP oyları toplamının yüzde 39 düzeyinde kalması, bir kısım vatandaşta yılgınlığa hatta ümitsizliğe yol açtı.Her şey bitti”, “kurtuluş yokgibi bir duyguya kapılanlar da oldu.

\n

Türkiyede gerçek bir demokratik düzenin kurulabilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanabilmesi, yaşam kalitesinin yükselebilmesi, ülkenin kalkınabilmesi için halkın aydınlanması olmazsa olmaz koşuldur. Halk aydınlanmazsa, algılama, irdeleme yetisi gelişmezse, demokrasi bir gösteri olarak kalır; insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir düzen kurulamaz, yaşam kalitesi yükseltilemez, gelir artsa da gerçek anlamda kalkınma gerçekleşmez. Halkın aydınlanması gerçekleşmeden, hukukun üstünlüğünü, insan haklarına saygıyı, yolsuzlukların önlenmesini, yaşam kalitesinin yükselmesini istiyoruz. Halkın oyu ile sağcı iktidarların, halkın aydınlanmacı yolunu tıkayanların yenileceği umuduna kapılıyoruz. Umut gerçekleşmediğinde de yeise, umutsuzluğa düşüyoruz. Gerçekçi olabilsek, sonuçları öngörebilir, gereksiz bir yılgınlığa da kapılmayız.

\n

***

\n

Ben tarihçi değilim, ancak Batıda kalkınma, gelişme, ancak aydınlanma çağına giriş, orta çağ karanlığının dağılması, bir baskı, vesayet düzeninin, dine dayalı siyasal otoritenin zayıflaması ile mümkün olabilmiştir.

\n

Halkımızın değer yargıları, davranış biçimleri, bilgi ve beğeni düzeyi, aydınlanma çağını yaşayamadığımızı belki de henüz giremediğimizi gösteriyor. Zaman zaman halkımıza mikrofon tutuluyor. Belki de tarih, coğrafya, müzik, siyasal yaşam konularında bilgisi ölçülmek ya da gösterilmek isteniyor. Denekler özellikle seçilmiyorsa, halkımız ne tarihini, ne coğrafyasını, ne müziğini, ne de dininin özünü biliyor. Bu gerçeği görerek savaşımı sürdürmemiz gerekiyor.

\n

Nitelikli devlet adamı, nitelikli olduğu için de toplumun en azından bir bölümü tarafından benimsenmemiş İsmet İnönü, ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeliözdeyişimizi ya bu deveyi gütmeli, ya gütmelişeklinde ifade etmişti. Yenilgiyi kabul edip geri çekilmek zaaf göstermektir; inançlarımız, toplumsal amaçlarımız varsa, savaşımı (mücadeleyi) sürdürmek zorundayız.

\n

Toplumun aydınlanma çağına girebilmesi için sanatçılara, yazarlara, bilim insanlarına, aydın din adamlarına büyük görevler düşüyor. Batının aydınlanma çağına girişinde başta tanrıbilimci (ilahiyatçı) Martin Luther olmak üzere, J. Jack Rousseau, Montesquieu, Diderot, Voltaire, Lessing, David Hume, John Locke, İsaac Newton gibi, yazar, feylosof ve bilim adamlarının büyük katkıları olmuştur.

\n

***

\n

Türkiyenin aydınlık çağına girmesine iki büyük engel, obskürantizm terimi ile ifade edilen aydınlanma düşmanlığı, halkı cahil bırakma isteği, diğeri de toplumda yaşanan tersine ayıklama, tersine seleksiyondur. Ülkede halkın aydınlanmasından çekinen, halkın cahil kalmasından yararlanan geniş bir kesim var. Günümüz politikacılarının büyük bir bölümü, dinciler, emperyal güçlerin ülkedeki uzantıları, birkaç istisna dışında medya, bilim adamı olarak geçinenler hatta kendilerine yazar, sanatçı sıfatı yakıştırılanlar, üstü açık ya da kapalı biçimde halkın cahil kalması eğilimindedirler. Halkın cahil kalması isteğinin de bir ölçüde etkisiyle, çıkar hesapları, kompleksler, niteliksizleşme toplumda tersine ayıklama doğuruyor; kötü iyiyi en azından dışlıyor. Şarlatanlık, halkı bir şekilde kandırarak çıkar sağlama güdüsü yaygınlaşıyor.

\n

Halkın aydınlanmasına engel olan politikada, bürokraside, medyada, hatta üniversitelerde yaşanan kısırdöngüleri kırmak çaba gerektirir. Bu malzeme ile bir şey olmaz anlayışı ile geri çekilmenin, yılgınlığa kapılmanın bir yararı yoktur. Halkı aydınlatma savaşımı kesinlikle kazanılır diye bir yargıya varamayız ama savaşımdan kaçmak bırakınız toplumsal sorumluluğu, kişinin öz saygısını yitirmesine de nedendir.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları