Öztin Akgüç

Hukuka bağlı devlet önceliği

28 Aralık 2022 Çarşamba

Hukuk kurallarına uyan, keyfi davranmayan, yasalar karşısında vatandaş eşitliğini sağlayan, ayrım yapmayan, hakları güvence altına alan devlet olma öncelik olmalıdır. AKP döneminde, siyasal hatta kişisel çıkar hesaplarıyla, muhalefet üzerinde baskı kurmak amacıyla yapılan düzenlemeler, keyfi uygulamalar, kuralsızlık, vatandaşlar arası ayrım, özetle hukukta yozlaşma (profanizm), belirsizlik, güvensizlik yaratmıştır. Belirsizlik, güvensizlik ortamında sağlıklı karar almak, öngörmek, planlamak olanaklı değildir. İktidar değişiminde, belirsizliği, güvensizliği ortadan kaldırarak yargı bağımsızlığını sağlama, hukuka bağlı devleti oluşturma öncelik olmalıdır.

Osmanlı Devleti’nde ıslahat düzenleme, düzeltme, iyileştirme girişimi 1839 Tanzimat Fermanı da denilen “Gülhane Hattı Hümayunu” ile başlamıştır. Fermanda padişahın yetkileri kısıtlanmış, hakların güvence altına alınması, yönetsel, parasal denetim sağlanması amaçlanmıştır.

Gülhane Hattı Hümayunu’nu adli yenileşmede 1856 “Islahat Fermanı” izlemiştir. Günümüzde de zaman zaman yollama yapılan medeni yasa niteliğinde “Mecelle”, hukuki ıslahat girişiminin ürünüdür. Osmanlı Devleti’nde ıslahat, yenileşme, iyileşme istekleri, girişimleri, iç ve dış etkenlerle engellenmiş gerçekleştirilememiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet hükümetleri, hukuk reformuna önelik vermiş; Batı’da dönemin en yeni yasa örnekleri Alman Ticaret Kanunu, İtalyan Ceza Kanunu, İsviçre Medeni Kanunu ülkemize uyarlanmış, adliye vekâletinde görevli hukuk eğitimi almış elemanlar, lisans ve lisansüstü eğitim için ilgili Batı ülkelerine gönderilmişlerdir.

Yargı erkinin kullanılmasının, adalet hizmetinin, yansız hakça, yerine getirilebilmesinin olmazsa olmaz koşulu yargı bağımsızlığıdır. “Yargı bağımsız” diye yasal düzenlemeler yapmanın, göstermelik kurullar oluşturmanın yargı bağımsızlığını sağlamadığı, son karar örneklerle de kanıtlanmıştır.

Yargı bağımsızlığı, başka bir organdan, otoriteden talimat almadan, etki altında kalmadan, kişisel çıkar kollamadan, tarafsızlıkla, özgürce, kurallara bağlı olarak karar alma işlevinin, görevin gereği gibi yerine getirilmesidir.

Yargının bağımsızlığının temel koşulu, yargıda grev alanların, yargı erkini kullananların gerekli niteliklere sahip olmasıdır. Gerekli niteliklerin başında da iyi eğitim gelir. Eğitim, düşünme yeteneğini, yaratıcılığı, mevcut yetileri, eleştiri yapma anlayışını geliştirir; bilgi zenginliği, özgüven, dürüst davranış ortamı, meziyet sağlar. İsmet Paşa (İnönü) dönemin başbakanı olarak Ankara Hukuk Fakültesi’nin 1929 yılında ilk diploma töreninde bu gereği şöyle dile getirir: “Efendiler, elinde yanlış bir şahadetname ile cemiyete çıkan adamın memlekete zararı sizin tasavvur edebileceğinizden çok fazladır. Bir cemiyette en muzır adam, ehliyetsiz olduğu halde salahiyet sahibi olanlardır. Bu adam, bütün hayatında ilmin, liyakatin ve çalışkanlığın düşmanı olacaktır.” Günümüzde yaşanan olaylar, İnönü’nün ileri görüşlülüğünün haklılığının kanıtıdır.

Eğitimin kalitesini, öğrenciler, eğitim kadrosu, eğitim izlencesi, program (müfredat) kurum kültürü belirler. Ülkemizde 91 hukuk fakültesi mevcut. Hukuk fakültesi açma kolaylığının sayının artmasında etkili olduğu anlaşılıyor. Ancak öğrenci düzeyi, öğretim kadrosu, müfredat, öğretim kurumu gelenekleri, kültürü oluşumu açısından yeterlilik en azından kuşkuludur. Liyakatin ehliyetin temeli eğitimdir. Eğitim kişiye, güven, onur, koruma, etik değerler de kazandırır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları