Öztin Akgüç

Hamakat davası

18 Ocak 2023 Çarşamba

Siyasal bir dava nedeniyle gündemde olan tartışılan “ahmak” sözcüğü, anlama, kavrama, çözme, yargılama gücü yeterince gelişmemiş anlamında tanımlanıyor. Bu sözcük, bir sıfat mı, ayırt edici bir özellik mi, bilişsel, entellektüel zekânın (intellegence quotient-IQ) belirlenmesinde bir düzey mi, kökü nedir, hakaret içeriyor mu? Tüm bu soruların yanıtı tartışmalıdır.

Bir kişinin, ayırıcı bir yönünü belirtme olarak algılandığında ahmak sözcüğü bir niteleme sıfatıdır. Hakaret, aşağılama, küçük düşürme saygınlığı zedeleme olarak algılandığında ahmak sözcüğü hakaret içermez. Hakaret değil günlük yaşamda daha çok “ahmakça davranma”, “ahmakça konuşma” “ahmakça ise girişme” gibi uyarı amaçlı kullanılır.

Bilişsel, entelektüel zekâ, kişinin usa vurma, çözümleme, düşünme, çözüm üretme, bilgi edinme yetisi olarak tanımlandığında, “anlama, kavrama, çözme, yargılama gücü yeterince gelişmemiş” tanımında “ahmak” sözcüğü bilişsel zekâ ile ilgili bir niteleme, düzey belirleme olur.

Hakaret değil olsa olsa yanlış özleştirme olarak nitelendirilebilecek bir fiil için, kişinin siyasal haklarının elinden alınması, iki yıldan daha uzun süreli hürriyeti bağlayıcı ceza ile cezalandırılması; hak, doğruluk, saygı temeline dayanan, herkesin hakkının verilmesinin ana ilke olduğu, etik değerler de içeren adalet kavramına aykırıdır. Kaldı ki hakaret fiilinin suç sayılabilmesi için muhatabın belirli olması gerekir. YSK’nin üstlenmesine karşın olayda muhatap da belirsizdir.

Bir fiilin suç olup olmadığı en azından tartışmalı iken, suç kabul edip orantısız bir ceza uygulamak adalet anlayışına aykırıdır. Keyfi uygulamalara tepki vermek toplu yaşamanın gereğidir. Adalet, haksızlık konularında hadis ve ayetler vardır.

Öfkelenme adaletsizliğe neden olmamalıdır. Ayet “Bir cemaat hakkında öfkelenme, adalet etmemekle sizi vebale sürüklemesin.”

Haksızlık Tanrı katında cezalandırılır. Ayet “Kim haksızlık ederse onu görülmemiş şiddetle cezalandırırız ve azap ederiz.”

Haksızlığa tepki vermek insanlık görevidir. Hadis “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Elinle, dilinle hiç olmazsa kalbinle karşı çıkmalısın.”

“Hamakat davası” olarak nitelendirilecek dava, adalet ve etik ilkelere aykırı olduğu gibi siyasal bir yönü amacı da bulunmaktadır.

Resmen cumhurbaşkanlığı seçimi adayları belli olmamakla beraber, bu bağlamda isimler ortaya atılmakta, lanse edilmekte, olası adaylara ilişkin anketler düzenlenmekte, sonuçlara ulaşılmaktadır. Olası adaylar arasında, hemen tüm anketlerde, seçimde Erdoğan’a fark atacak adaylar arasında Ekrem İmamoğlu da bulunmaktadır.

R. T. Erdoğan ve E. İmamoğlu, metafor, eğretileme, benzetme, yaparak sonuç çıkarmak alacak ama İBB seçiminde yarıştılar. Binali Yıldırım gölge, Erdoğan asıl adaydı. Seçimde İmamoğlu, açık ara sekiz yüz bin oyu aşkın fark yaparak kazandı. Bu yenilginin rövanşı İmamoğlu’nu ekarte ederek 6’lı masayı belli adaya yönlendirme yoluyla değil, sandıkta alınmalıdır. Siyasal etik de rakibe çelme değil, sandıkta yarışmayı gerektirir.

Türkiye Cumhuriyeti’nde egemenlik hakkı vatandaşındır. Egemenlik sorgulamayı da gerektirir. Dava olayı aydınlatmaz, kamuoyunu ikna edemezse dünya hukuk tarihine, ilginç, ders alınacak davalar arasına “ahmaklık davası” olarak girer. Adalet, siyasal etik bir yana Cumhuriyetin 100’üncü yılını kutlayacak Türkiye’nin dünyadaki saygınlığına da uygun düşmez.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları