Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Günde 250 Milyon Dolar Açık
Ekonomimiz İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana sürekli, dış ticaret açığı vermektedir. Dış ticaret açığı bir yerde üretim-tüketim dengesizliğini, ekonomide yapısal bozukluğu göstermekte, kanıtlamaktadır. Ekonomimiz süreğen, kronik açık vermekle beraber, dış açık AKP döneminde dramatik boyutlara ulaşmıştır. 2010 yılında 71.0 milyar USD’yi aşan dış ticaret açığının, içinde bulunduğumuz yılda 90.0 milyar USD’ye yükselmesi beklenmektedir. Bunun anlamı, Türkiye ekonomisinin günde ortalama 250 milyon dolar açık vermesidir. Açığın büyük bölümü dış borçlanma ile finanse edildiğinden Türkiye’nin dış borçları sürekli artmakta, 2011 yılında 300 milyar USD’yi de aşması beklenmektedir.
\n***
\nTürkiye’nin dış borçlarının GSMH (gayrisafi milli hasıla) oranının göreceli olarak düşük oluşu, kanımca anlamlı bir gösterge değildir. Paraları gerçekten konvertibl olan ülkelerde “Dış Borç/GSMH” oranı anlamlı bir göstergedir. TL, gerçek anlamda konvertibl bir para olmadığından, TL ile dış borç ödeme olanağımız yoktur. TL ancak USD ve/veya Euro’ya çevrildikten sonra dış borç ödenebilir. Sorun da buradadır.
\nEn azından altmış beş yıldır sürekli dış açık veren bir ülkenin sorunu, geçici, konjonktürel bir sorun olarak nitelendirilemez ve döviz kuru ayarlamaları ile de çözülemez. Nitekim 1946 yılından bu yana yapılan -büyük boyutlu olanlar da dahil- devalüasyonlar, dış açık sorununu, geçici hafifletmeler dışında çözememiştir. Döviz kurundaki değişmeler dış açık sorununu çözemez ama, izlenen aşırı değerli TL politikası da sorunu ağırlaştırmakta, dış açığın büyümesinin yanı sıra İhracat-İthalat oranı, ihracatın ithalatı karşılama oranı düşmekte, bazı aylar yüzde 60.0 düzeyinin dahi altına inmektedir.
\n***
\nTürkiye’nin aşırı değerli TL politikası izleme yanlışlığına tahammülü yoktur ama; sadece TL’yi aşırı değerli olmaktan çıkarmak da dış açık sorununu çözemez. Yine de aşırı değerli TL politikasından kaçınmak gerekir. Aşırı değerli TL, ithalat iç üretim ikamesine yol açmakta, iç üretim yerine ithal girdiler kullanılmakta, sanayi giderek montaj sanayi haline dönüşmekte, ihracat artışı beraberinde hızlı ithalat artışını da getirmekte, daha açık bir deyişle ithalat artışı ihracat artışı için zorunlu olmaktadır.
\n***
\nSorunun çözümü Türkiye’nin üretim yapısını değiştirmek, ara malı ve sermaye malı üretimini artırmaktır. Üretim, ihracat için, yurtdışından girdi, sermaye malı ithal ettiğimiz sürece sorunu çözemeyiz. Üretim yapısını, kompozisyonunu değiştirebilmek için de yatırımların dağılımını, önceliklerini değiştirmek gerekir. Günümüzde izlenen politikalarla, sözde serbest pazar ekonomisi yaklaşımı ile, mevcut gümrük birliği anlaşması çerçevesinde yatırımların dağılımını değiştirmek hemen hemen olanaksızdır. Türkiye, 1980, hatta 1970’li yıllardan itibaren izlediği, dış güçlerin aşıladığı, zorladığı ekonomik politikalardan vazgeçmek zorundadır. Politika değişikliği kolay değildir; önemli ölçüde vatandaş desteğini, vatandaş özverisini gerektirir. Gidilen yolun tehlikeli ve çıkmaz olduğu; sonunda büyük sıkıntılara yol açacağı konusunda vatandaşı uyarmak, ikna etmek gerekir. Önümüzde bir Yunanistan örneği vardır. Yunanistan sürekli dış açık, sürekli dış borçlanma, kamu olanaklarının savurganca kullanılması sonucu, bu duruma düşmüştür. Önümüzde somut Yunanistan örneği varken benzer hataları sürdürmenin akılcı bir yönü yoktur.
\nHer vatandaşın vazgeçilmez hakları olduğu gibi, ülkeye karşı sorumlulukları da vardır. Bu sorumluluk zaman zaman özveri de gerektirir. Vatandaş, her gün 250 milyon USD açık veren bir ülkenin sonuçta ne gibi tehlikelerle karşılaşabileceğini görmeli, ülkesine sahip çıkmalıdır.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Kızı devlet korumasına alınmıştı!
- Yuvarlak ekmek alınınca evi terk etti...
- Pazara giden eli boş dönüyor!
- Uzmanlar uyardı!
- Türkiye Obezitede Avrupa Birincisi! Diyetisyen Elvan Oda
- Doğum Uzmanından gebelere uyarı!
- Turizm öğrencilerinden çarpıcı yanıtlar
- Babadan Asker oğluna duygusal karşılama
- Dikkat! Kavimler Göçü 2.0 başlıyor mu? Dr. Cenk Özatıcı
- İBB'de yeni uygulama: Ücretsiz HPV aşısı
En Çok Okunan Haberler
- Asgari ücrete 'ara zam' gelmezse ne olur?
- 'Gezi'nin Vali'si avukat oldu!
- AKP’li belediye yeni evlere kepçeyi vurdu
- Hamas'tan ilk açıklama geldi!
- 'Mourinho ile konuştum, Fenerbahçe'ye...'
- Almanya'daki çifte vatandaşlık yasası değişiyor
- Aziz Yıldırım'dan transfer müjdesi
- Özer Uçuran Çiller hayatını kaybetti
- CHP’liler hastalarla görüşemedi, vali kapıyı kapattı
- Ali Koç'tan sağlık ekibi kararı!