Öztin Akgüç

Eski-yeni Türkiye

21 Aralık 2022 Çarşamba

Eski sözcüğü, köhne, yıpranmış, bozulmuş, geçerliliğini yitirmiş, etkinliği kalmamış, saygınlığı olmayan, yeniliklere karşı; yeni sözcüğü ise özgün, üstün nitelikleri olan, yıpranmamış, önceleri eşi görülmemiş, değişik, parlak anlamlarında kullanılır.

Eski Türkiye derken, dönem değersizleştiriliyor, küçümseniyor, kötüleştiriliyor hatta aşağılanıyor; yeni Türkiye derken de övünülüyor. Halbuki gerçek tam tersi, eski denilen Türkiye ile gurur, övünç duymak, yeni denilen dönemle ise kaygı duymak gerekir.

Tüm dünyaya bağımsız devlet olduğunu kabul ettiren, Cemiyeti Akvam’dan (günümüzde Birleşmiş Milletler) üyelik için davetiye alan, İngiliz kralının Mustafa Kemal Atatürk’ü ziyaret için geldiği, Hatay’ı ulusal sınırlara katan, mazlum milletlere örnek, lider olmuş, saygın, itibarlı eski Türkiye, AB-ABD tarafından istiskal edilen, kovumsanan, karasularındaki adaları dahi kaptırmış, itibarı zedelenmiş yeni Türkiye.

Yabancılara verilen imtiyazları, kapitülasyonları, Düyun-u Umumiye’yi kaldıran eski Türkiye, Rahip Brunson, gazeteci Deniz Yücel örneklerinde olduğu gibi, bir dış telefonla mahkûmları, tutukluları salıveren, Kaşıkçı cinayetinde olduğu gibi yargılama erkini talimatla devreden, adli kapitülasyonun yanı sıra yabancı sermayeye tanınan teşviklerle, vatandaşlık hakkının satışı gibi mali kapitülasyonu da ihya eden, geri getiren yeni Türkiye.

Ülkede yabancı devletlere ait demiryollarını millileştiren, milli ve yerli tesisler kuran eski Türkiye, yerli, milli tesisleri özelleştirme alalamasıyla yabancılara devreden, limanların yönetimini yabancılara veren, kabotaj hakkından vazgeçen yeni Türkiye.

Kalkınan, ünlü ekonomist Simon Kuznets ayrımıyla kalkınmada üçüncü aşamaya ulaşmış eski Türkiye, GSMH, kişi başına gelir dahil her olumlu göstergede dünya sıralamasında gerileyen, olumsuzluklarda ise ön sıralara yükselen yeni Türkiye.

Cari açık vermeden Osmanlı’dan kalan dış borçları da ödeyen eski Türkiye, sürekli dış açık vererek borçlanan, dış borcu 450 milyar USD yükselmiş, ekonomisi dünyanın en kırılgan ekonomilerinden biri derekesine düşmüş yeni Türkiye.

Osmanlı Devleti’nin Alman ve Avusturya bankalarında bulunan altın varlığına, İtilaf Devletleri tarafından el konulduğundan Cumhuriyete bir gram altın devri dahi olmayan ülkenin, 1950 yılında DP iktidarına 100 tondan fazla altın devrolan eski Türkiye; Merkez Bankası’nın döviz yükümlülüğü döviz varlığından daha fazla olan, aldığı borçla rezerv artışı olarak övünen yeni Türkiye.

Büyük ekonomik buhran ardından altı yıl süren II. Dünya Savaşı, olanaklarının çok üstünde ordu beslemesine karşın, açlığın olmadığı eski Türkiye, açlık fiyatlarının duyulduğu, çocukların bir bölümünün okula aç gittiği yeni Türkiye.

II. Dünya Savaşı’na girmemiş, şehit vermemiş eski Türkiye, basiretsiz dış politika ile terör örgütlerini güçlendirmiş, hemen her gün şehit haberi ile sarsılan yeni Türkiye.

Çocuklara, kadınlara değer veren çocuklar için dünyada ilk kez bayram günü oluşturan, kadınlara çoğu Batı ülkesiden önce seçme ve seçilme hakkı veren eski Türkiye, çocuk istismarının, kadına şiddetin yaşandığı yeni Türkiye.

Her alanda atılımcı, ilerici eski Türkiye, sürekli gerileyen yeni Türkiye.

Eski Türkiye’de aydınlığa, yeni Türkiye’de karanlığa gidiş var. Yeni Türkiye diye övünülen dönem, bir ara fetret dönemi olarak Cumhuriyet tarihimizde yerini alacak bir talihsiz dönem.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları