Küresel korku toplumu

20 Eylül 2024 Cuma

Bir bip sesi ve bommm... Lübnan’da çağrı cihazlarının patlatılması teknolojinin karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanların belirttiğine göre çağrı cihazlarının gömülü yazılımında belirli bir değişiklik yapılmış. Bu, uygun mesaj gönderildiğinde bir patlamanın tetikleneceği anlamına geliyor. Dünyaca ünlü fizik profesörü bir dostum, “Yüksek teknolojiye sahip olmamanın bedelini ödemek zorunda kalacağımızın en belirgin örneğini Lübnan’da yaşadık” sözleriyle durumu özetledi. 

Adım adım küresel korku toplumu olmaya doğru ilerliyor insanlık. Kimse kendini güvende hissetmiyor ve bunun için haklı nedenleri var herkesin. 

İşin bir boyutu şu: Ortadoğu’da savaş sürdüğü sürece kimse güvende değil. Batı dünyası da buna dahil. Üstelik göçü de tetikliyor. Bugüne kadar hiçbir güç tarafından dizginlenmeyen İsrail’in yaptıklarının sınırı olmadığını ve olmayacağını gördük. 

Bir diğer boyut teknolojinin ve yapay zekânın geldiği nokta. Yüz tanımayla, DNA dizilemeyle, otomatik silahlarla donatılmış robotları hayal edin. Bir kuş hatta arı formatında olacaklar. Bir ateşli silah ya da bir tüp şarbon taşıyacaklar. Herkesin erişimine açık. Kötü aktörlerin güçlenmesi böyle bir şey. 

TEKNOLOJİ VE GÜÇ 

Önümde Mustafa Süleyman’ın Yaklaşan Dalga kitabı açık duruyor. Süleyman, dünyanın en ileri yapay zekâ şirketlerinden biri olan DeepMind’ın kurucularından biriydi. Konunun tam kalbinden gelen biri olarak yazdığı kitap önemli. Teknoloji dalgasının bir yandan büyük bolluk yaratırken öte yandan küresel düzenin temeli olan ulus devleti nasıl tehdit edeceğini anlatıyor. Kırılgan devletlerimiz bir felakete sürüklenirken varoluşsal bir ikilemin içindeyiz: Bir yandan hayal bile edemeyeceğimiz felaketler, öte yandan her saniye gözetim ve baskı altında yaşamak.

Arabalardan, uçaklara, buzdolaplarına, veri merkezlerine kadar her şey geniş kod tabanlarına dayanıyor. Yapay zekâlar zayıflıkları tespit etmeyi ve bunlardan yararlanmayı her zamankinden daha kolay hale getiriyor. Finans, hukuk, iletişim sistemleri hepsi tehlike altında. Her şey bu kadar değil... Süleyman, aynı zamanda insan psikolojisini, zayıf yönlerimizi ve önyargılarımızı da kullanma konusunda yapay zekâ diyor. 

Bugüne kadar o kadar maliyetliydiler ki ulus devletlerin elinde kaldılar. Ama o kadar hızlı evriliyorlar ki yeni özel girişimlerin, hobi garajlarında bir şeyler kurcalayan meraklıların ellerine geçiyor. Tek bir kişinin geniş çapta ciddi eylemler yapmasını kim önleyebilir?

Peki bir devlet “vatandaşının güvenliğini temin etme” gibi en temel vaadini yerine getirmekte başarısız olursa vatandaşlarının güvenini nasıl elinde tutar ve günlük yaşamın hasteneleri, bankaları, okulları vs ile sürdürülebilmesini nasıl sağlayabilir? Evimize gelen elektrik, bizi taşıyan ulaşım sistemleri... Bunların dağılıp gittiğini hissedersek sistemin temelleri çökme noktasına gelmez mi?

İnsanlığın yüz binlerce yıllık tarihine bakalım. Ulus devleti başlatan unsur savaş biçimleriydi. Sonunu getiren de aynısı olabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Küresel korku toplumu 20 Eylül 2024
Hücum! 30 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları