Koca 23 yıl... Tarım şahlanabilirdi, çöktü...

16 Ağustos 2024 Cuma

Çarşı pazar alışverişine çıkan vatandaş bir dertli ise çiftçi üretici bin dertli. Kamyonlardan yollara dökülen domatesler, karpuzlar... Her yıl artık aşina olduğumuz, içimiz sızlayarak izlediğimiz haberler. Zerre değişmiyor. Et, süt, gıda fiyatlarında yaşadıklarımızı sadece enflasyona bağlarsak kafayı kuma gömmüş oluruz. Enflasyon sonuç, sorun ise yapısal ve derin. Tarımsal baş aşağı gidişin köşe taşlarını ortaya koymadan olmaz. Ve ne yazık ki daha da kötü haber; küresel iklim değişikliğinin etkileri ile gıda fiyatları daha da artacak. 

Bu dünyanın başlıca sorunlarından biri. Ülkeler bu yüzden tarım politikalarını çok daha titizlikle ele alıyorlar. Üstelik bunu çok uzun zamandan beri yapıyorlar. Üstelik bilimi ve teknolojiyi tarımın hizmetine sokarak yapıyorlar. Peki ya biz?

Doğruya doğru. Her şey güllük gülistanlıktı, AKP geldi tarımı çökertti dersek doğruyu tam söylememiş oluruz. Çünkü tarımın çöküşü AKP ile başlamadı. Dünya Ticaret Örgütü’nün GATT’si, Turgut Özal döneminin 24 Ocak kararları, Tansu Çiller döneminin 5 Nisan kararları Türkiye tarımını raydan çıkarmaya başlamıştı. Ama...

23 yıldır ülkenin başında AKP iktidarı, üstelik tek başına, koalisyon falan olmadan. Bu yüzden tarım politikalarının bugün geldiğini noktayı “sanki hiçbir sorumluluğu yokmuş” gibi hasır altı etmesinin imkânı yok. Suçu büyük. Üstelik şimdi kendi ittifakı içinde yer alan MHP ve Yeniden Refah Partisi, AKP eliyle nasıl tarımın çökertildiğini uzun raporlarla ortaya koymuşlar. 

Meraklısına, buraya bırakalım: 

https://www.mhp.org.tr › files › raporlar › tarim

https://yenidenrefahpartisi.org.tr/page/tarimimiz-gatt-ab-ve-bazi-hukumetlerimiz-eli-ile-cokertilmistir/2161

Ve birkaç örnek:

2004 yılında 5042 sayılı kanun ile yabancılara sertifika verdiği tohumların hakkını korumak için “Islahatçı Hakların Korunması Kanunu” ve Türk tohumlarının satışı ve takasının engellenmesi için 5553 sayılı “Tohumculuk Kanunu”.

2005 yılında, köylerimiz ve tarım için çok önemli olan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, YSE, toprak-su ve toprak-iskân genel müdürlüklerinin kapatılması.

2007 yılında çıkarılan yasa ile tarım teşviklerinin sembolik rakamlara düşürülmesi.

ÜRETMEZSEN DAHA İYİ OLUR POLİTİKASI

2002-2023 yılları arasında toplam tarım alanı 2.6 milyon hektar azaldı. Birçok ürün yurtdışı talebi karşılayamaz hale getirildi, dolayısıyla dışa bağımlılık arttı. Devletin açıkladığı alım fiyatları üretim maliyetinin altında bilinçli olarak bırakıldı. Bunların hesabını kim verecek?... “Ranta dayalı sermaye birikim modelinin en büyük kurbanı tarım sektörü ve tarım arazileri oldu” diyen Bayram Ali Eşiyok’un Herkese Bilim Teknoloji dergisi için kaleme aldığı “Tarımda çözülme, kan kaybı nasıl durdurulur?” başlıklı yazısı önümüzdeki hafta yayımlanacak. Tabloyu daha iyi anlamanız için okumanızı öneririm. 

Önümüzdeki günler pek parlak değil. Yapılan araştırmalar küresel sıcaklık artışlarının 2035 yılında gıda enflasyonunu yüzde 0.9 ila 3.2 arasında artıracağını öngörüyor. Yine araştırmalara göre eğer üreticiler yeni duruma adapte olmazlarsa yaşayacakları kayıplar her yıl daha fazla olacak. Ama eğer doğru politikalar yaşama geçirilirse gıda enflasyonunu dizginlemek mümkün olabilecek. 

Nature Geoscience’ta yayımlanan bir çalışma da mevcut tarlalara ekilenleri değiştirerek su kullanımını yüzde 10 azaltırken 825 milyon daha fazla insanı beslemeye yetecek kadar verimin artabileceğini gösterdi. 

Ürün verimini ve direncini artırmak, suyu doğru kullanmak, dronlar, sensörler gibi bilimsel ve teknolojik çözümlerden yararlanmak, kısacası iklim ve çevre dostu politikalara yönelmekten başka çıkış yok gibi.

Koca 23 yıl... Koca bir tarımsal çöküş. Oysa tarım şahlanabilirdi. Yeni bilimsel çıkış yollarını konuşabilir, bizim üniversitelerimiz öncü yeni çözümler üretebilirdi. Birçok ülkeye örnek olabilirdik.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hücum! 30 Ağustos 2024
Yaklaşan dalga 23 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları