Özlem Yüzak
Özlem Yüzak ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Habibler Mahallesi'nin Kadınları...

08 Haziran 2011 Çarşamba
\n\n\n

İstanbulun adını duyup ayak basmadığım ilçelerinden birindeyim. Sultangazide... 15 mahalleden oluşan 505 bin nüfuslu bir yerleşim yeri. Türkiyenin her yerinden göç almış. Yoksulu bol, çocuğu bol... 2008’de İstanbulun yeni ilçe haritasının çizilmesi ile Gaziosmanpaşaya bağlı 14, Eyüpe ve Esenlere bağlı birer mahallenin katılımıyla kurulan bir ilçe. Hemen her yerde olduğu gibi kentleşme ve altyapı sorunları devasa.. 5 bini aşkın gecekondu var. CHPnin 2. bölge milletvekili adayı Gülseren Onanç ile dolaşıyoruz. İkimiz, Sultangazi İlçe Kadın Kolları Başkanı Tijen Çolakoğlu ve birkaç kadın üye daha... Onanç 15. sıradan aday. Seçilme şansı yok denecek kadar az. Bunu biliyor olmasına karşın aldırmadan her gün seçim bölgesindeki ilçeleri arşınlıyor. Hem oradaki insanları tanıyor, hem de siyaseti daha yakından öğreniyor. Enerjisi takdir edilmeyecek gibi değil... İlk durak CHP İlçe Başkanlığı. Başkan Ali Boztaştan, ilçede 300 bin seçmen olduğu bilgisini alıyoruz. 60 bini geçen yerel seçimlerde sandığa bile gitmemiş. Tahmin edebileceğiniz gibi AKPnin ağırlığı ezici, oralara hâkim. Yoksul halka maddi ve ayni yardımlar, çığ gibi artan tarikatçı yapılanmalar iktidar partisinin ana destekçileri. Ancak Boztaşa göre Kılıçdaroğlunun halkçı söylemleri ile birlikte ilçede bir kırılma da yaşanmaya başlamış. BoztaşÜye sayımız 8 bine çıktı. 1 ay önce Kılıçdaroğlu geldiğinde 25 bin kişi toplandı ve bir anda miting havasına döndü” diyor. Başkaları ile de konuşuyorum. Özellikle İsmetpaşa, Malkoçoğlu ve 50. Yıl mahallelerinde İsmailağa, Süleymancılar, Cüppeli Ahmet Hocacılar, Fetullahçılar yoğunlukta. Bir de özellikle AKPnin ikinci iktidar döneminde Seyyid Hocacılar diye bir tarikat güçlenmiş. Kadınlar gruplar halinde apartmanların ya bodrum ya da çatı katlarındaki bu tarikat evlerinde toplanıyormuş. Önce mevlit ve dualar ardından sohbet yani beyin yıkamaca....

\n

Habipler Mahallesine gidiyoruz. Çöp Yolu dedikleri bölgeye. Eskiden günde 200 kamyon çöp dökülüyormuş. Ardından İstanbula yoğun göç başlayınca bir gecekondu mahallesi doğmuş. 30 yıldır oturanlar var... Sokakların adı bile yok. 2770. Sokak... 2725. Sokak... Saadet Hanımın evine konuk oluyoruz. 30a yakın kadın toplanmış. Erzurumlusu da var, Tuncelilisi de, Rizeli, Trabzonlusu da... Sorunları çok ama hepsinin önceliği tapu... Evlerinin tapularını istiyorlar ve daha da önemlisi her seçim döneminde ortaya çıkan burayı boşaltacaklar, bizi evlerimizden atacaklar korkusunu yoğun olarak yaşıyorlar. Çocuk sayısı en az 3... Ya işsiz, ya günübirlik işlerde, asgari ücretle çalışan kocalar... Evlerini çekip çevirmeye çabalayan kadınlar, kendi ilçelerinden dışarı adım atmamış olanlar var içlerinde. Sağlık ocağı gittikleri en uzak mesafe... En büyük çabaları çocuklarını okutabilmek. Ziyaret ettiğimiz ikinci evin sahibesi Zarife Hanım Tamam okul yakın; ama öğretmen ödev veriyor, internetten araştırma yapılacak, sonra kâğıda bastırılacak. İnternet kafe çok uzakta, kızımı kışın karanlıkta oralara gönderemiyorum ki, ortalık tenha, balicisi, tinercisi ortalıkta.. diye yakınıyor. Bir diğeri kocasının asgari ücretli olmasından yakınarak Yardım için başvurmaya gidiyorum senin kocan ücretli yardım alamazsın diyorlar. Bakıyorum diğerlerine bizden çok yardım giriyor. Keşke dışardan çalışıyor olsaydı kocam diyor. Çolakoğlunun mesleği kadın kuaförlüğü; ama seçim döneminde tüm mesaisini ev ev dolaşmaya adamış. Referandumda neden hayır dediğimizi anlatmaya çok zorlanıyorduk. Şimdi ise yeni CHPnin 41 vaadini özellikle de aile sigortasını çok daha rahat anlatıyoruz. Öyle çok soru soruyor ve anlamaya çalışıyorlar ki... diyor. Selda, Habipler Lisesini bitirip kendi döneminde üniversiteyi kazanmayı başabilmiş tek kişi. Bilecik Üniversitesinde işletme okuyor. Ben Selda ile konuşurken komşusu söze karışarak Mahallenin kızları biz de Bilecikte okuyacağız diye Seldayı örnek alıyorlar diyor.

\n

Özetlersek, çocuklarının eğitimi, tapuları kendilerine ait bir ev ve geçinebilecek makul bir ücretin evlerine girmesi, ortak ve haklı talepleri. Görüştüklerimin çoğu CHPye inanıyor, bir kısmı anlamaya çalışıyor ama onlar 500 binlik Sultangazi nüfusu içinde küçük azınlık. Habiplerin kadınlarını dinlerken Saadet Hanımın yaşadığı mahalleye içinde birkaç bilgisayarın olduğu bir kültür odası kurmak aslında zor değil diye düşündüm. Bugüne kadar önlerine tek seçenek sunulmuş: Tarikatlara teslim olmak ve geçinebilmek için mahalli idarelerden yardım dilenmek... Önemli olan bu sistemin kırılması. Boş vaatlere karınları tok... CHPnin bu atılımı ve söylemi buranın kadınları için sadece başlangıç... Yaşamlarına dokunulduğu sürece o kadınlar CHPye başka gözle bakmayı sürdürürler... Yoksa...

\n\n\n

Doğan Katırcıoğlu’nun Ardından...

\n

Doğan Abinin ölüm haberi beni Cumhuriyetin Cağaloğlu günlerine götürdü. Daima özlemini çektiğim o günlere... Koltuğunun altında gazetelerle kapıdan içeri girer karşısına çıkan herkesle sohbet ederdi... Cumhuriyetin kedileri ile bile.. Daima söyleyecek bir lafı, önerecek bir haberi olurdu..Tam bir Babıâli gazetecisiydi. O dönemin ruhunu sonuna kadar kendi kişiliğinde yaşatabilmiş ender insanlardan biriydi. Ruhu şâd olsun...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları