Filler tepişirken... Asıl meseleden uzaklaşıyoruz

02 Ağustos 2024 Cuma

“Dükkânı kapatma kararı aldım” dedi. “Döndüremiyorum, önümü de göremiyorum.” 

Yakın arkadaşım bunu söyleyen. İstanbul’un en işlek, en popüler alışveriş caddesinde uzun yıllardan beri işlettiği çocuk giyim mağazasının sahibi. “Yerli müşterideki daralma zaten bir süreden beri vardı ama yabancılar geliyordu özellikle de Araplar. Artık fiyatlar onlara da pahalı geliyor” dedi. 

Ekonomideki daralma bir süreden beri sokağa da inmiş durumda. İyice hissediliyor. Yılın ilk yarısında kapanan şirket sayısı geçen yıla göre yüzde 25 artarken 605 firma için konkordato süreci başladı. Daha da artacak. Bu işten çıkarmaların da artacağı anlamına geliyor. Günü kurtarmak, ayı döndürmek isteyen kredi kartına yükleniyor. Veriler dudak uçuklatıcı: Bankaların kredi kartı alacakları 1.5 trilyona dayanmış durumda...

Bu ülkenin temel sorunu ekonomi. Tamam lüks tüketime vergi incelemesi başlatsın, vergi borçlarının peşine düşsün. Ama bir yandan da yapısal sorunları kabul etmeden ve ona yönelik yapısal çözümler üretmeden göstermelik olmaktan öteye gidemez yapılanlar. Şu ana kadar iktidarın yaptığı halkın ağır geçim derdine toplumsal çözümler üretmeye çalışan yani sosyal belediyecilik yapan CHP’li  belediyeleri ablukaya almak...

TEPAV Kurucu Başkanı Prof. Dr. Güven Sak’ın ekonomim.com’da çıkan yazısı önemli. 

Sak, TÜİK gıda fiyatları ile FAO gıda fiyatlarını kıyaslayan bir tabloyu gösteriyor “Bu işin soğan deposu basarak, işletmelere ceza keserek olmayacağını idrak edin. Ortada yapısal bir hadise var doğrusu” diyerek.

Ve şunları söylüyor: 

“İki gıda fiyat endeksi de 2005’ten 2014’e kadar birlikte gidiyor. Sonra 2014’te ilk kopuş gerçekleşiyor. TÜFE-Gıda dünyadan kopup yukarıya doğru gitmeye başlıyor. 2022 sonrası TÜİK vasıtasıyla Türkiye gıda fiyatlarında dünyadan kopmakla kalmıyor, bir başka boyuta geçiyor.

Nedir? 2021’den sonra 2018’de başlayan, ‘Bak babacığım faizi indiriyoruz ve dikkat edin kura hiçbir şey olmuyor’ deneyi, kurun patlaması ile sonuçlanıyor ve bugüne geliyoruz. Bakın orayı biliyoruz. Peki ama 2014 ve sonrasında ne oluyor? Orada başlayan ve hâlâ devam eden yapısal etki nedir?

Doğrusu ben Türkiye’nin bütünleşik tarım politikası tasarlama ve uygulama kabiliyetinin 2012 tarihli büyükşehir yasası ile birlikte ortadan kalktığını düşünüyorum. 2021 sonrası gıda fiyatlarındaki patlama sürecinde de etkili oldu bu yapısal tasarım hatası.

Nedir? Türkiye, tarım alanlarının yüzde 65’ini içeren 30 büyükşehir belediyesinde bu uygulamanın yürürlüğe girdiği 2014 yılından itibaren bütünleşik bir tarım politikası uygulayamıyor.”

Sak’ın sözleri önemli. Bu konudaki raporlara göz attım. 

Büyükşehir belediyesi statüsüne sahip 30 ildeki 16 bin 220 köy ve 1053 belde bir gecede mahalleye dönüştürüldü. Yasa çıkarılırken kimse köyde veya beldede yaşayanların görüşünü almadı. Ama malları ellerinden alındı. Mahalleye dönüştürülen köy ve beldelerin ortak mallarına el kondu. Meraları, işletmeleri, gayrimenkulleri yani köy veya beldenin ortak varlıkları tümüyle bağlandıkları belediyelere devredildi. Köylerin mahalleye dönüştürülmesi tarıma, kırsal yapıya çok büyük zarar verdi. Bazı meralar satıldı, bazıları imara açıldı. 

Sonuç: Kilosu 30 liraya soğan, 70 liraya limon, 900 liraya et, 500 liraya peynir...

Dünya kaotik, Ortadoğu’da savaş çanları, tehditler... İklim değişiminin küresel etkileri, göçler... Filler tepişiyor ve her zamanki gibi birileri eziliyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hücum! 30 Ağustos 2024
Yaklaşan dalga 23 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları