Türkiye Sultanlığı!

26 Ağustos 2014 Salı

“Türkiye Cumhuriyeti”nin yerini, bu hafta “Türkiye Sultanlığı” alacak! Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı, Başbakan ve ‘cumhurun başı’ olarak herhalde “Çok Yaşa Padişahım!” haykırışları arasında tahta çıkacak...

***

Biri Amerika’dan, ötekisi İngiltere’den olmak üzere basından alıntılar yapalım. Yorumlarında genelde ABD Dışişleri Bakanlığı’nın katkıları olan başkentin Vaşington Post gazetesindeki “Türkiye’nin Erdoğan’ın Baskısından Kurtulması Gerekiyor” başlıklı değerlendirmeden:
(...) Başbakan Erdoğan’ın dengesiz ve rahatsız edici davranışları sebebiyle Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu’da önemli rol oynama fırsatını kaçırdı. Gezi Parkı protestolarında hükümet, tüm konuşma ve toplanma özgürlüğü gibi değerleri paramparça eden önlemler aldı (...).
Ses kayıtlarında oğlunu paraları sıfırlaması için uyardığı, Tvitter ve YouTube yasaklamalarının anımsatıldığı yazı “Sayın Erdoğan’ın sözünü ettiği ‘Yeni Türkiye’ bu mu” sorusu sorulduktan sonra şöyle devam ediyor: (...)
Cumhurbaşkanına daha fazla yetki verilecek herhangi bir anayasal değişiklik öncesinde, Başbakan Erdoğan’ın temel demokratik ilkelere saygı duyduğunu göstermesi gerekiyor. Türkiye Başbakanı Erdoğan ilk kez halkın seçimiyle oyların yüzde 51.7’sini toplayıp cumhurbaşkanı seçildi.
Ülkenin 12 yıldan beri lideri konumundaki Erdoğan, ‘Yeni Türkiye’yi inşa etmek istediğini ve seçimden sonraki konuşmasında derin bir şekilde kutuplaşmış ülkenin tümünün taleplerine saygı duyacağını duyurdu.
Ancak geçen yılki eylemleri Sayın Erdoğan’ın demokrasiye yaklaşımı ve ötesindeki dünyaya ilişkin bakışının sorgulanmasına yol açıyor. Yeni Türkiye eskisinden farklı mı olacak? (...) Ne dersiniz farklı olacak mı? Bize göre daha kötü olacak... Gazete de aynı kanıya ulaşıyor: (...) Sayın Erdoğan, Türkiye cumhurbaşkanlığını daha yetkili bir makam konumuna getirecek biçimde güçlendirmeye yönelik arzusunu saklamadı. Anayasayı değiştirmede başarılı olup olamayacağı henüz net değil. Ancak böylesi bir çabadan önce Sayın Erdoğan, temel demokratik ilkelere saygı duyduğunu göstermelidir. Aksi halde, cumhurbaşkanlığına daha fazla yetki verilmesi sadece bir adamın önemini arttırmak için kullanılacaktır. Bu ise bir ülke olarak Türkiye’nin çıkarına en uygun olanı değildir! (...)
Dünya ekonomisini yakından izleyen haftalık İngiliz Economist dergisinin, “Erdoğan dorukta” başlıklı değerlendirmesi ise şöyle:
(...)Erdoğan, son seçimle birlikte 9 seçimden de zaferle çıkmayı başardı ve 11 yıllık Başbakanlığı boyunca Türkiye’yi hiçbir liderin yapamadığı büyük bir değişimden geçirdi. Erdoğan’ın iktidara geldiğinden bu yana ekonomik ve siyasal alanda değişimler yaşandı. Bütün bunlara karşın Erdoğan’ın, Çankaya Köşkü’ne çıkması kaygı verici!
Cumhurbaşkanlığı makamının simgesel kalması Türkiye için daha iyi olacak. Asker, laik yapılanma ve siyasi muhalefet sindirilince Erdoğan giderek otoriterleşti (...).”

***

Zeytinburnu’nda görüntü kirliliği yarattığını söylediği 16/9 gökdelenlerinin silueti bozan katlarının yıkılmasını istemişti. Gerçekten gecikmiş, ama olumlu bir karardı. Yıkım kararı alındı, henüz uygulamaya geçilmedi.
Ama Ankara’da sit kararına karşın Atatürk Orman Çiftliği’nin yeşilliğini yok eden AKSaray’ını 1 milyar lira harcayarak yaptı. Her türlü yasal yıkım kararlarını bu kez kendisi takmadı. Çünkü Çankaya Köşkü Atatürk’ün “Cumhuriyeti” idi, AKSaray ise ‘cumhurun başı’nın...
İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’ndaki çalışma alanı artık uzun adamın boyuna göre değil. Çengelköy’de hem devlet konukevi hem de ‘cumhurun başı’nın yazlık çalışma yeri ve ikameti hazırlanıyor.
Osmanlı sultanları nerede yaşardı? Elbette İstanbul’da... O da sultan olduğuna göre, ona da İstanbul’da bir saray gerekliydi. 65 dönüm koruluk içindeki Köçeoğlu Köşkü, Kadın Efendi Köşkü, Ağalar Dairesi ve tahta çıkmadan önce Vahdettin’in yaşadığı köşk de onarılıp emrine verildi. Özel kişilere satılan bazı bölümler kamulaştırıldı. Elbette o, Atatürk’ün değil Vahdettin’in köşkünü tercih eder.

***

‘Cumhurun başı’ olunur da ABD Başkanı’nın uçağından geride bir uçağa binmek elbette doğru olmaz. 120 milyon dolara “Airbus 330-200 Prestige (itibar)” modeli uçak alındı.
Alman ve Fransız dekoratörler, ABD’nin San Antonio kentinde iç düzenlemesini özel olarak hazırlıyorlar.
Gereğinde 382 yolcu taşıyabilen bu model uçak, ‘cumhurun başı’ için 50 kişiye indiriliyor. İki yatak odası, bir banyosu bulunuyor. Gereğinde uçak harem-selamlık da olabiliyor!
Ayrıca Savarona yatı da yabancı konuklarını ağırlaması için emrine veriliyor!

***

Alışılmışın dışındaki bir protokol uygulamasıyla “tahta çıkma törenine”, başta ABD’den Barack Hussein Obama ve Rusya’dan Vladimir Putin de olmak üzere yabancı devlet başkanlarını davet etti. Ancak bu iki başkan bakanlarını gönderiyorlar.
İzmir Fuarı’ndaki Lunapark bölümünde bir zamanlar “Kahkahalar Evi” adlı bir yer vardı. İçbükey ya da dışbükey aynalarda insanlar kendilerini çeşitli biçimlerde görürlerdi. Kısa bir insan çok uzun ya da çok şişman bir kişi zayıf olarak aynaya yansırdı. Galiba ‘cumhurun başı’ kendisini dev aynasında görmeye başladı. Güleriz ağlanacak halimize...

***

Acaba Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Halifesi Ebu Bekir Bağdadi de davet edildi mi? Belki gelirken aralarında 10 aylık Ela bebeğin de bulunduğu 49 Türk rehineyi de getirir!

Bir Kitap
Adı: Millî Mücadele
Yazarı: Teoman Ergül
Yayımlayan: AkılÇelen Kitaplar
Sayfa: 663
Bağımsızlık Savaşı “Vahideddin-Mustafa Kemal Ekseninde” okura anlatılıyor. 69. Yunus Nadi Sosyal Bilimler Araştırma Ödülü’nü kazanan kitabın ikinci baskısı. Günümüzdeki gelişmelere bakınca insanın acaba tarih tekerrür mü ediyor, diyeceği geliyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları