‘Tek Başına, İşbaşına!’

03 Kasım 2015 Salı

Pazar günkü seçim, kuşkusuz herkes için, hatta Sultan için bile sürpriz sonuçlar verdi. 7 Haziran’da Sultan’ın “başkanlık yönetimi için anayasa değişikliğini gerektiren” 400 sandalye istemi değil gerçekleşmek, AKP’nin tek başına bile hükümet kuramayacak bir konuma düşürmüştü. AKP, koalisyon olasılığını defterden silmek için, son seçime “Tek başına, işbaşına!” söylemiyle, yelken açtı.
Bu hedefi, beklenenin çok üstünde sandalye kazanarak başardı. Oysa partinin kıdemlilerinden bazıları “5. partiye” heveslenmişlerdi. Örneğin Bülent Arınç, “300’ün üzerinde sandalye kazanımını beklemiyordum!” itirafında bulundu.
AKP’nin “abileri” denilen 3 dönemliklerden adaylık için başvuran 27 kişiden 24’ü, TBMM’ye geri döndü. Şimdilik AKP’de bölünme başka bahara kaldı.
Veziriazam, 317 sandalye ile koltuğunu korudu. Sultan’a gelince… Koalisyonun kurulmasını önleyip yeniden seçime gidilmesi kararından olumlu sonuç alması ile kendine güveni iyice arttı… Bundan sonra yabancı basında “diktatör” yazıları daha çok çıkarsa şaşırmamak gerekir.
17 - 25 Aralık yolsuzlukları ile bağlantılı gerçeklerin aydınlanması ise bir başka bahara kaldı. İnsan, ister istemez kendisine soruyor: “Yolsuzlukla suçlanan 4 bakanın günahları neydi? Neden yalnızca onlar istifa ettirildiler?”
Pazar gününün sonucu, Türkiye’de “demokrasi” ve “istikrar” için önemli olabilir. Yarım yüzyılı aşkın bir süredir Türkiye’yi “üyeliğe” almayan Avrupa Birliği, bir “jest” yaparak seçimden önce “ilerleme raporunu” açıklamamıştı.
Çok şiddetli eleştiriler içeren bu raporların daha da ağırlaşması bundan sonra Sultan’ın davranışlarına bağlı olacaktır. Eleştirilerin kapsamının azalabileceğini sanmıyorum! Çünkü perşembenin gelişi çarşambadan bellidir…

***

CHP’nin sandalye sayısındaki 2 artış, yerinde saymadır… CHP’nin silkinip, kendine gelmesi, Türkiye’nin sorunlarını, halka indirgenecek biçimde yeni söylemleri saptaması gerekir.
Türkiye’nin en eski partisi CHP, 35 ilde hiç milletvekili çıkaramadı. Sorumlu o ildeki yöneticiler mi, yoksa genel merkez mi? Ne demişler? “Balık baştan kokar…” CHP, önümüzdeki kurultayda iyice silkinmeli, silkelenmelidir…

***

Bir zamanlar Türk filmlerinde başroldekiler “hayır” yerine “nayııırrr!” derlerdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de 7 Haziran’dan sonra “nayııırrr”cı oldu…
7 Haziran seçimleri öncesine bir taksiye binmiştim. Genç şoför, iktidara veryansın edip duruyordu… Dayanamayıp hangi partiden olduğunu sorduğumda “MHP” yanıtını almıştım. Ardından hemen eklemişti: “Bahçeli ayrılmadıkça MHP’ye şans yok…”
Bu yargı, son seçimde parti tabanından AKP’ye önemli kaymalara yol açtı. 7 Haziran’da yüzde 16.4 oranında oyla 80 milletvekili çıkarırken pazar günü yüzde 11.9 oyla yarısı kadar, 40 sandalye kazanabildi. 58 ilde bir tane bile sandalye kazanamadı…
Dünyanın neresinde, 9 seçim yitirmiş bir parti başkanının koltuğundan ayrılmayışı görülmüştür? Bahçeli’nin inatla “istifa etmeyişi” yalnızca partisine değil, Türk demokrasisine de zarar veriyor.

***

HDP her ne kadar TBMM’de dördüncülükten üçüncü sıraya yükselmişse de bu bir başarı değildir. Bu yer değişimi MHP’nin olağanüstü başarısızlığından kaynaklanmıştır.
HDP’nin 5 ayda 1 milyon oy yitirmesinin nedeni, birbirine karışan IŞİD ve PKK terör olaylarıdır. PKK’ye destek çıkan dolaylı açıklamalar, ayrıca IŞİD’in marifeti olsa da, Suruç ve Ankara katliamları Kürtleri hedef alsa da 7 Haziran’da HDP’ye oy verenleri ürkütmüştür.
HDP, kalesi sayılan Bitlis, Muş, Ağrı ve Bingöl’de yüzde 11 oy yitirdi. Geçen seçimde birinci çıktığı Kars ve Ardahan’da bu kez en çok oyu AKP’ye kaptırdı.
Koalisyonun istikrarsızlığı, tek başına iktidarın istikrar getirip getirmeyeceği Sultan’ın izleyeceği siyasaya bağlı olacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları