Tarihsel Heykeller!

19 Mayıs 2015 Salı

Cuma günü Cumhuriyet’te Evrim Altuğ, “Kent ‘heykelkondu’ları memleketin her köşesinde” başlıklı haberiyle beni atlattı! Nicedir bu konuyu yazmak istiyordum. Yine de Anadolu’nun tarihsel geçmişini bugüne bağlayan bazı heykellerden söz edebiliriz.

Denizli Horozu
“Denizli Horozu” ötüşü ile ün yapmış bir ırktır. Ötüşü 25 saniyeye kadar çıkmaktadır. Ses tonu ince, davudi, kalın olmak üzere üçe, niteliğine göre net, hüzünlü, cırtlak, alaycı ses olmak üzere dörde ayrılır. Denizli’nin horozları bellidir…” türküsünü de anımsatırız.
Denizli’de kentin ana alanındaki horoz heykeli kaldırılmış, yerine hangi maddeden yenisinin yerleştirilmesi istendiği halka sorulmuştu. “Cam” öne çıkınca Fatih-Ömür Duruerk çifti 7 bin el yapımı camdan horoz heykelini gerçekleştirdi. 2.60 cm yüksekliği ile en büyük cam heykeldir. Denizli’deki Laodikya antik kentinde Prof. Dr. Celal Şimşek, 2007’de Roma Dönemi’ne ait 2 bin yıllık horoz kabartmaları bulmuştu. Demek ki Denizli horozu varlığını bunca yıldır sürdürüyor.

İnandık Vazosu
Çankırı’nın İnandık köyünde bulunan anıtsal seramik şarap kabı, Hitit sanatının görkemini kanıtlar. Dış yüzü kabartmalı ve renkli olan vazo, çizgi roman niteliğindedir.
Alttaki sıranın ilk karesinde çanak-çömlek işliği, sonrasında şarap ustasının mayalama çalışması yer alır. Üst sırada yeni mevsimin şarabı müzik eşliğinde törenle Hitit kralına sunulur. Üstündeki sırada ise kral, yeni şarabı tanrı Tarhunda’ya yine müzik eşliğinde sunarken görülür. Tanrının yeni şarabı kutsaması, en üst sırada müzik, dans, cambazlık eşliğinde kutlanır. Son kare ise kutsal evlilik denilen gelecek yılın döllenmesi ile son bulur.
Bu vazoyu Çankırı Belediyesi kentin ana caddesine dev boyutta yaptırtarak dikmişti.

Amazonlar
Söylencebilimin ünlü kadın savaşçıları Amazonların birer heykeli Samsun’da ve Terme ilçesinde caddeleri süsler.
Haklarında çeşitli söylenceler olan Amazonların erkeklerden nefret ettikleri anlatılagelmiştir. Kimilerine göre erkekleri başka yerde savaşırken pusuya düşürülerek öldürülünce kadınlar silahlanmışlardır. Kimilerine göre de köle erkeklerin, Anadolu’da Zeus adlı bir erkek baştanrının ortaya çıkması ile övünmelerine kızmışlardır. Bu kızgınlıkla tüm erkekleri öldürüp cinsel organlarını ana tanrıçaya sunmuşlardır.
Çok iyi savaşçı olan Amazonların iyi ok atabilmeleri için göğüslerinden birini kestikleri de söylenir. Amazonların Sinop, İzmir ve Efes kentlerini kurdukları da anlatılır. Antik Yunan’da Efes’teki Artemis tapınağına Amazon heykeli yapımı için yarışma düzenlenmişti. Ancak günümüze ulaşan Roma Dönemi kopyaları Avrupa müzelerinde sergileniyor.

Priapos
Priapos’un öyküsünü Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın kaleminden tanıyalım:
“Anadolulu olup da Yunanistan’a ve İtalya’ya giden mitoloji tanrıları arasında en garibi ‘Priapos’dur. Bu tanrı Lâpsekilidir.(...) Bu kentte Priapos adlı bir tanrı peyda oldu. Priapos, şarap tanrısı Dionysos’un Lâpseki ormanlarında gezen aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’ten olan çocuğuydu. Baştanrı Zeus’un karısı Hera, çocuğu kıskanmış, ona aşırı büyüklükte bir erkeklik organı vermişti. Böylece nur topu gibi olan Priapos çirkinleşmişti.
Priapos, erkeklik organı aşırı büyüklükte olduğu için pek küçük yaşta çapkınlığa kalkışmış, rastgeldiği kadına tebelleş olmuş, kendinden yaka silktirmişti. Sonunda tekme- tokat Lâpseki’den kovmuşlar da rahat nefes almışlar.
Priapos’un kovulması üzerine kent halkına bir hastalık dadanmış. Öfkelenen Priapos, tüm kent erkeklerinin adı geçen organını kendininkine benzetmiş! Artık tüm kent halkı gece gündüz durmamacasına birbirlerine rahat vermez olmuş!
Halk bu musibetin, tanrıça Afrodit’in oğlu Priapos’a saygısızlık ettiklerinden ileri geldiğini anlayarak, Priapos’u bulup kente getirip aralarına almışlar...”
Priapos simgesini taşıyan kent sikkesinin kadınlarca da kullanıldığı unutulmamalıdır!
Antik coğrafyacı Strabon“Priapos” adlı bir kentten şöyle söz ediyor: “Priapos deniz kıyısında bir liman kentidir. (...) Kent adını orada kutsanan Priapos’tan almıştır. Halk, Priapos’u tanrı olarak kabul etti.” Lâpseki’nin komşusu antik Priapos kentinin günümüzdeki adı Karabiga’dır.
Efes’te bulunmuş pişmiş topraktan küçük bir Priapos heykelciğinin anahtarlıklarını turistler kapışıyor. Acaba Lâpsekililer, Karabigalılar kentlerine birer Priapos heykeli dikseler, turist akımı yaratabilirler mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları