Sultan ve Feto! (2)

12 Eylül 2014 Cuma

Sultan, İngiltere’de yarım saatlik ikili görüşmesinde ABD Başkanı Barack Hussein Obama’dan, Fethullah Gülen’in (Feto) ABD’den “deport (sınır dışı)edilmesini istemiş ve “gerekli belgelerin Vaşington’a gönderileceğini” söylemişti!
Anımsayalım! Geçen yıl Sultan, yardımcısı Bülent Arınç ve bazı bakanlarla Nev York’ta idi. Arınç dönüşünde 23 Mayıs’ta, “Gezi Parkı” olaylarından 5 gün önce TRT’deki konuşmasında Feto ile neden ve nasıl görüştüğünü şöyle anlatmıştı:
“Konu Amerika olunca ve eşim de olunca, ben doğrusu Türkiye’den ayrılmadan mümkün olursa Hoca Efendi’yi bir ziyaret edebilir miyim diye gönlümden geçirmiştim. Hanım da bu işe çok sevindi, ‘Keşke imkân bulabilirsek gidelim, ziyaret edelim’ dediler. Washington’dan bulunduğu yer 4-5 saatlik bir mesafe ama gidilebilecek bir şey. Sayın Başbakanımıza da gitmeden önce konuyu açtım. ‘Fırsat bulursam böyle bir ziyaret yapmak istiyorum. İzin verir misiniz, uygun görür müsünüz?’ dedim. Çok memnun oldu. Hatta ‘Keşke bizim için de mümkün olsa, biz de görüşebilsek. Selamlarımı, sevgilerimi götürürsünüz!’ dedi. Ama programları çok yoğundu.”
Gülen’i 1975 yılından beri tanıdığını, kendisine büyük saygısı, sevgisi olduğunu söyleyen Arınç şöyle devam etmişti:
“Gülen’i o yıllarda Edremit’ten Manisa’ya vaiz olarak atandığında tanıdım. Orada avukatlık yapıyordum. Vaazlarını, sohbetlerini, konferanslarını hiç aksatmadan takip etmeye başladığımda, çok beğendim ve sevdim.
Konuşmaları çok etkiliydi, çok bilgiliydi. O da bizi sevdi.
Hatta o zaman bekârdım, annemle birlikte kalıyordum. Annem rahmetli kendi elleriyle yemek hazırlar, cuma günleri vaazdan sonra kendisini alır evimize davet ederdik. Bir küçük dost grubuyla birlikte yemekler de yerdik.
Sonra İzmir’e gittiler. İzmir’deki çalışmalarını yakinen takip ettim. Daha sonra zaten Hoca Efendi’nin hizmetleri büyüdü. Kendisini sevenlerin halkası genişledi. Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada kendisinden bahsedilmeye başlandı.
Şüphesiz 28 Şubat sürecinde de çok büyük sıkıntılar oldu. Kendisine büyük iftiralar atıldı. Şahsı, davası, hizmeti, çilesiyle ilgili birbirinden kötü yalanlar ve iftiralarla cezaevleri yolları gösterildi, davalar açıldı, örgütle suçlandı, laikliğe aykırı suçlar işlendiği ifade edildi. O davalar sırasında da kendisini yakinen tanıdım.
O zamanlar milletvekiliydim. Her aşamada kendisini destekleyen, kendisinin böyle suçları işlemediğine gönülden inanan bir insan olarak şahsım ve milletvekili sıfatımla da destek olmaya çalıştım. O davaların hepsi hamdolsun ki beraatla sonuçlandı. Yargıtay’dan geçti, kesinleşti.”
Erdoğan-Fethullah bağlantılı bir soruya, Arınç şu yanıtı vermişti: “Başbakan, ‘Bizden bir emirleri olur mu bir tavsiyeleri olur mu? Onu da öğren!’ dedi…”
Emirlerini soran Sultan, bugün hesap soruyor! Hükümetle Feto arasında bir sorun olmadığı sorusunu da Arınç şöyle yanıtlamıştı:
“Bunlar bence basit sorular. Sadece belli köşe yazarlarında veya belli siyasetçilerde hükümetle camia arasında veya cemaat arasında bir soğukluğun, bir çekememezliğin, hatta bir rekabetin olduğu söyleniyor. Ben bunları kesinlikle reddediyorum.
Kesinlike Sayın Başbakanımızın şahsını çok seviyor. Bunu her vesileyle ifade ediyor. Onun şahsına karşı çok büyük duaları var. Onun çok büyük hizmetleri olduğuna inanıyor. Hükümetimizin on yıldır yaptığı, başarılı olduğu icraatların hepsini takdir ediyor. Ancak bazı konularda şüphesiz daha dikkatli olunmasını, daha temkinli olunmasını, belki üslup konusunda bazı konulara daha fazla dikkat edilmesini istiyor.”
Nereden gelip bir yıl içinde nereye gidildiğine devam edeceğiz!

Hacı Bektaş Veli’nin yanında!
İstanbul’da Cağaloğlu’nda eski binadaki odamda çalışıyordum. Telefonum çaldı. O gün gazeteye gelemeyen İlhan Selçuk, günün değerlendirmesi için arıyordu. Hal hatırdan sonra “Ne o Rahmaninov mu dinliyorsun?” diye sordu. Çalışmaya o kadar dalmıştım ki ne dediğini algılayamadım!
“Rahmaninov’un 2. Piyano Konçertosu en sevdiğim parçadır!” diye ekledi. O anda CD çalarımda Rus besteci Sergey Rahmaninov’un 2. Piyano Konçertosu çalıyordu. Kısık sesle dinlememe karşın telefonda müziği duymuştu. Zaman zaman klasik müzik üzerine söyleştiğimizde bu sanat dalında da ne kadar birikimli duygular içinde olduğunu öğrenirdim.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunda önemli katkıları olan yeniçerilerin piri Hacı Bektaş Veli ile ağabeyi Turhan Selçuk’un, Türkiye Cumhuriyeti’nde aydınlanma pusulası İlhan Selçuk’u “Kevser Şarabı” ile dün karşılarken, ilginç bir rastlantı, TRT 3’te Rahmaninov’un 2. Piyano Konçertosu çalıyordu!
Bu olayı 25 Haziran 2010’da bu köşede yazmıştım. Salı günü Selçuk kardeşler için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bir anma günü düzenledi. O gün TRT Radyo 3 “Sabah Kuşağı” programında yine Rahmaninov’un 2. Piyano Konçertosu çalıyordu! Teşekkürler “Sabah Kuşağı”

İki kıyaslama!
Birincisi…
TRT’de bir programda konuşan taze Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan “Yeni Türkiye’nin inşasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun uyumu Türkiye’yi şaha kaldıracak!” dedi.
Anımsayalım… 2003 Temmuzu’nda Sultan, Bayrampaşa Şehir Parkı’nda bir atı şaha kaldırmak istemişti. Ama at onu sırtından atmıştı. Bir atı bile şaha kaldıramayan Sultan, şimdi Türk halkını da acaba öyle mi şaha kaldıracak?
İkincisi…
İzlanda 3 – Türkiye 0…
İzlanda 320 bin - Türkiye 75 milyon…
Litvanya 73 – Türkiye 61…
Litvanya 3 milyon – Türkiye 75 milyon…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları