G20’de Türkiye’nin Geleceği! (1)

13 Kasım 2015 Cuma

İngilizce “group” sözcüğünün baş harfi “g” ile simgelenen “G20” doruğu pazar - pazartesi günleri, Türkiye’nin ev sahipliğinde Antalya - Belek’te toplanıyor. Türkiye’de, bu gruba “Gelişmiş 20’ler” de deniliyor.
Bu söyleyiş dünyanın “en gelişmiş 20 ülkesi” demek değildir! Örneğin İsviçre, Norveç, Venezüella, Tayvan; bazı üye ülkelerden daha da gelişmiş olmalarına karşın G20’de yer almıyorlar!
Ayrıca tümü de ülke değil… 19 ülkeye ek olarak “Avrupa Birliği” de bir bütün olarak 20. ülke konumunda katılıyor. Başlangıçta G7 olan ve Rusya’nın katılımıyla G8’e dönüşen yapılanma süreci boyunca, zaman içinde değişik konularda çalışmalar yapılmıştı.
Örneğin uluslararası serbest ticaretin düzenlenmesi, gelişen ülkeler ile işbirliği, enerji, çalışma, çevre sorunları, insan hakları, terör, suç ve uyuşturucu, kara para aklama, silahsızlanma konularına da el atılmıştı. Bir anlamda dünya sorunları, “Birleşmiş Milletler” dışında, sanki bir alt komisyonda imiş gibi irdelenmekteydi.
1999 Köln’de G8’lerin Maliye Bakanları’nca “bir danışma grubunun oluşturulmasına” karar verilince, aynı yıl Vaşington toplantısında “küresel işleyiş için önemli ülkelerin katılımıyla” G20 yaratıldı. Türkiye de aynı yıl katılımcılardan biri oldu.
2008’de dünyadaki küresel ekonomik bunalım nedeniyle bu konular ikinci plana atılarak ekonomik kalkınma ve alanı etkileyen sorunların ele alınması yoluna gidilmiştir. Bu dönemde 80 milyon kişinin işsiz kalması ile dünyada işsiz sayısı 200 milyona çıkmıştı. Bu dönemden sonraki toplantılara “gelişmeyi” engelleyen “gelişememe nedenleri” damgasını basar oldu.
G20 artık çeşitli “bakanlıklar” yerine Kasım 2008’den sonra “Devlet Başkanları düzeyinde” toplanmaya başladı. Toplantılara üye olmayan bazı ülkeler de konuk olarak davet edilebiliyor. Geçen yıl Avustralya’da toplanan G20’ler, Antalya’dan sonra, gelecek yıl Çin Halk Cumhuriyeti’nde bir araya gelecek.

***

Şu anda G20’ler dünya ekonomisinin yüzde 90’ına ve ticaretinin de yüzde 80’ine sahip! Bu olgu ilginç bir sonucu ortaya koyuyor. Öteki, yaklaşık 180 ülke ise dünya ekonomisinden bir “hiç” oranında pay alıyor, demektir!
Antalya toplantısında, Çin’in dünya ekonomisini de olumsuz etkileyen ekonomik bunalım olgusu kuşkusuz öne çıkacak.
“Uluslararası Para Fonu’nda” ne gibi yapısal değişikliğe gidilmesi ise bir başka konuyu oluşturacak.
Türkiye’nin haklı olarak gündeme getirmek istediği “Suriyeli göçmenler sorunu” ve bu olayın “mali, ekonomik, toplumsal, ahlaki” boyutlarının ne ölçüde ele alınacağı henüz belirlenemedi. Kısa bir süre önce Almanya ile Türkiye arasında bu konuda yapılan yüksek düzey görüşmelerde olumlu sonuç alınamayışının bir benzeri sonucun, bu toplantıda da çıkması öngörülüyor.

***

Antalya toplantısına konuk ülkeler ile birlikte üyelerden 13 bin kişinin yanı sıra, 3 bin gazeteci ve televizyoncunun katılması bekleniyor. Ayrıca bu ülkelerden gelecek yüzlerce işadamı da değişik oturumlara katılacak. Toplantı boyunca 7 ana oturum düzenlenecek.
Doruğun toplanacağı Belek’te olağanüstü güvenlik önlemleri arasında, 11 bin polise ek, bin jandarmanın yanı sıra hava ve denizde de bazı önlemlerin alındığı açıklandı.
Ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğü’nce köprüler, kavşaklar, alt- üstgeçitler ve yollarda bir çeşit altyapı yenilenmesine gidildiği bildiriliyor. Sağlık Bakanlığı’nın, her konuk heyete en az bir sağlık heyetini görevlendirdiği, hava ambulans sayısının da artırıldığı söyleniyor.
Toplantıyı, ev sahibi olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açacak, ayrıca konuklar ile ikili görüşmeler de yapacak.
G20’de Türkiye’nin geleceğini irdeleyeceğiz…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları