Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Diyalog’ mu, ‘Monolog’ mu?

26 Eylül 2017 Salı

Gazeteciliğe, Milli Birlik Komitesi’nin kurucularından Kur. Alb. Alpaslan Türkeş ve arkadaşlarının (14’ler) gözaltına alınıp yurtdışındaki elçiliklere sürüldükleri, 13 Kasım 1960 sabahı, Cumhuriyet’te başladım!
Yakın tarihlere değin, yabancı elçiliklerin genç diplomatlarının, “Türkiye’de her gün, siyasal, ekonomik olaylar değiştiği için, izlemekte güçlük çekiyoruz!” yakınmalarını birkaç kez yazmıştım.

***

Bırakın yabancı diplomatları, haftada bir kez yazan bir köşe yazarının bile Türkiye’deki olaylara günümüzde yetişmesi olanaksız. Her gün gündem değişiyor. Acaba bugün hangisini yazmalıydım?
İlk örneği, AKP Reis-i Umumisi’nin, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinden verelim. Reis, kadim dostu iken düşmanı olan FETO’yu Trump’tan isteyecekti. Sonuç ne oldu?
“Kuzey Atlantik Örgütü Anlaşması (NATO– KAÖA)”, Moskova ve ortaklarına karşı kuruldu. Türkiye ve ABD üyedirler. Ne var ki ABD, Türkiye’yi bölmeye hevesli, PKK’nin uzantısı PYD’ye TIR’lar dolusu silah yardımı yapıyor.
Reis, “Ankara ve Vaşington’un, KAÖA üyelikleri yetmezmiş gibi, stratejik ortaklıklarını” anımsatıp Trump’tan “PYD’ye silah yardımını durdurmasını” isteyecekti. Sonuç ne oldu? “Diyalog”, “monoloğa” dönüştü!

***

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, perşembe günü Ankara’ya geliyor. TC’nin, Rusya’ya karşı kurulmuş KAÖA üyesi ABD ile “monoloğu” sürerken, Putin ile “diyaloğu” başladı…
Rusya, PYD hedeflerini vurmakla kalmıyor, KAÖA üyesi Türkiye’ye S-400 füzeleri de satıyor… Gel de, çık işin içinden!

***

Reis’in bir başka KAÖA üyesi olan Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel ile “diyaloğu” koptu. Reis’in, Almanlara “seçmeyin” dediği Merkel, 4. kez seçildi. Peki, şimdi ne olacak?

***

Reis’in FETÖ gibi dostluktan düşmanlığa giden siyasası sonucu, bu satırlar yazılırken Kuzey Irak’ta Mesud Barzani’nin, ayrılıkçılığı amaçlayan “halkoylaması” uygulanıyor, Türk tankları da sınırda verilecek “hücum” emrini bekliyordu? Bakalım ne olacak?

***

24 Nisan 2009’da Kavşak’ta “Kutlu Doğum Haftası Kimin?” başlıklı yazım şöyleydi:
Galatasaraylı Hakan Şükür 27 Nisan Pazar günü Fenerbahçe ile yapılacak şampiyon adaylığı maçı öncesinde, “izleyicileri şiddetten uzak davranmaya” çağıran bir demeç verdi. Bir sporcu için elbette soylu bir davranış! Ancak şu sözleri çok tartışıldı:
“Futbolda alınan sonuçlar, kimilerine göre önemli, kimilerine göre hayati önem taşıyabilir. Fakat biz öyle güzel bir haftanın içinde bulunuyoruz ki, bunun kıymetini bilmek durumundayız. ‘Kutlu Doğum Haftası’ içindeyiz ve ona layık olmalıyız. Peygamberimize layık olmalıyız. Çocuklarımızı, gençlerimizi de Peygamberimizin hoşgörüsü etrafında hayata hazırlamalı, yaşantılarımızı ona göre şekillendirmeliyiz.”
Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinde yer alan “Kutlu Doğum Haftası” konusuna göz atalım. Ramazan- Şeker ve Kurban bayramları, her yıl “Kameri (ay)” takvimi ile İsa’nın doğumuyla bağlantılı “Miladi” takvim farkından dolayı 10 gün öne alınarak gerekleri yapılır. Bu uygulama Muhammed’in doğum günü için “mevlit” kutlamalarında da geçerliydi.
Müslüman ülkelerinde yalnızca Türkiye’de, Başbakanlık ve Diyanet Vakfı’nın kararları ile 1989’da “Kutlu Doğum Haftası’nın” kutlanmasına başlandı. 1994’te ise “kameri” takvimden “miladi” takvime geçilerek peygamberin doğumu 20 Nisan’a sabitleştirildi. Kimi yıllarda 20-26, kimi yıllarda 16-22 Nisan tarihleri arasında kutlandı. Her nedense Ramazan-Şeker ve Kurban bayramlarında miladi takvime geçilmedi! Haftanın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na rastlaması üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı daha sonraki yıllarda “Kutlu Doğum Haftası”nı 14-20 Nisan tarihleri arasında dondurdu.
Şimdi gelelim Şükür’ün “Kutlu Doğum Haftası’na”... Galatasaray- Fener maçı ne gün oynandı? 27 Nisan Pazar günü! Peki, “Kutlu Doğum Haftası” Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dondurmasına göre bir hafta geride kalmadı mı? O halde Şükür, bu haftayı neden 27 Nisan Pazar günü kutladı? Yanıt açık! 27 Nisan 1941’de dolar milyarderi, çağdaş peygamberimiz Fethullah Gülen Efendi Hazretleri doğmuştu!

***

Bu çelişkiye, bu köşede çok dikkati çektim!
Yeni Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Kutlu Doğum Haftası’nın” bundan böyle “miladi” değil, “hicri” takvime göre kutlanacağını açıkladı.
Böylece Reis’in FETÖ ile düşmanlığı bu konuda da tescil edildi!
Not: “Türkiye Rabia Cumhuriyeti’ne Doğru!” yazılarımı sürdüreceğim…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları