Demokrasi Günü!

18 Eylül 2015 Cuma

15 Eylül “Dünya Demokrasi Günü” idi… Resmi bir yansıması olmadı! Ama Avrupa Birliği Türkiye’de “Demokrasi ve insan hakları konusunda bilinç oluşturulması ve tartışılması amacıyla 20 ilde halka açık etkinlikler” düzenledi… 17 Eylül Adnan Menderes’in 1961’de idam edilişinin yıldönümüydü. Herhangi bir anma duymadım. 27 Mayıs 1960’ta Albay Alparslan Türkeş’in, radyodan askeri yönetim duyurusunu çok iyi anımsarım:
“Sevgili Vatandaşlar! Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır.
Bu harekâta Silahlı Kuvvetlerimiz; partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında, en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi, hangi tarafa mensup olursa olsun, seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır. (…)
27 Mayıs öncesinde Demokrat Parti’nin (DP) basın özgürlüğünü engellemesi de belleğimde tazedir… Yazarlar cezaevindeydiler… Daha da ilginci, gazeteler baskıya girerken, polis matbaaları dolaşır, tüm haberleri okur, Menderes hakkındaki haberleri kazıtırdı. Gazeteler, o sütunları boş olarak çıkarlardı!

***

Falcılar, “üç vakte kadar” gibi bir söz söylerler… Bu üç gün, üç hafta, üç ay anlamına gelir… Böylece fala baktıran kişi istediği haberi umutla beklemeye başlar…
Fuat Avni de Türk demokrasisindeki siyasal falcılık rolünü başarı ile sürdürüyor. 26 Ağustos’ta “Cumhuriyet susturulacak. Doğan’a el konulacak…” duyurusunu yapmıştı.
Çok geçmedi Cumhuriyet’in internet sitesine, Telekom’dan sonra TTNET, Uydunet ve PTT Cell’den de erişim yasağı geldi. Ha Menderes’in polisleri gazete sayfalarında haberleri kazımışlar, ha Sultan’ın yönetimi gazete haberlerini internette engellemiş.
Cüneyt Arcayürek, Özgür Mumcu, Meriç Velidedeoğlu, Emre Döker, Ceyda Karan, Alican Uludağ’ın haklarında sultanlık fetvaları ile davalar açılması ayrı! Star gazetesi yazarı Cem Küçük bir TV konuşmasında, Can Dündar’ı boy hedefi yaparak “MİT öldürmeliydi” dedi… Ama ne demokratik meslektaş değil mi?

***

Adalet Bakanlığı, Sultan’ın AK Saray’daki ilk altı ayında Cumhurbaşkanı’na hakaretten, 235 kovuşturma istendiğini, 105’ine izin verildiğini, 8 tutuklamanın yapıldığını açıkladı.
Türkiye Yayıncılar Birliği raporuna göre, 2014-15 Haziran ayları arasında bir yılda 392 yazar ve yayıncı hakkında Sultan’a hakaret savıyla dava açıldı.

***

AKP İstanbul Milletvekili Abdürrahim Boynukalın’ın önderliğinde Hürriyet gazetesine saldırılar düzenlendi. Boynukalın, “Bunlar dayak yememiş hiç… Bizim hatamız bunlara zamanında dayak atmamak olmuş!” da dedi… AKP kongresinde Başkanlık Divanı’ndaki göreviyle onurlandırıldı!
Bakırköy Başsavcı vekili İdris Kurt, Güneş gazetesinin “Al sana belge” haberini ihbar kabul ederek “terör örgütü propagandası yapmak…” suçlaması ile Hürriyet’e dava açtı.
ABD Büyükelçisi John Bass, Hürriyet’i ziyaretinde “Basın özgürlüğü evrensel haktır. Olmazsa olmaz… Ben, bu hakların demokratik toplumlarda özgürce kullanılması gerektiğine bu kadar güçlü bir biçimde inandığımızı kesin biçimde göstermek için buradayım!” dedi…
Sayın Büyükelçi, haddinizi bilin karışmam, yoksa Sultan sizi “personanongrata (istenmeyen adam) ilan edip kovabilir!

***

Nokta dergisi, kapağında Sultanı şehit tabutu önünde “selfie (özçekim) yaparken gösteren bir resim kullandı. Dergi toplatıldı. Savcılık, yazıişleri müdürü Murat Çapan’ı gözaltına aldırdı, adli kontrol ile serbest bıraktı.
Sultan, “O kapağı yapan şerefsizdir. Bedelini ödeyecekler” sözleri ile hakaret ve tehdit etti… Bırakın dünyadaki bir devlet adamının böyle sözler söyleyip söylemeyeceğini, ben Menderes döneminde bile böyle bir konuşma duymadım…
Şöyle bir falcılık yapabiliriz… Sultan, aynaya baktığı bir gün, oradaki görüntüsünü bile dava edebilir!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları