‘Bilinçaltı Boşalması!’

05 Ocak 2016 Salı

Sultan’ın Suudi Arabistan’a yaptığı resmi ziyaret ve sonrasında İstanbul’daki sözleri basında geniş yankı uyandırdı.
Yandaş basınımız, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz El Suud’un, Kâbe’nin kapısını Sultan’a açtırmasından övgüyle söz etti. Bu nedenle, heyet üyeleri ve geziye katılan gazeteciler de Kâbe’nin içine girmişlerdi.
Bu emrin Sultan’a özgü bir olay olmadığı unutuluyor! 1986’da Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Suudi Arabistan ziyaretinde de gizemli Kâbe’nin içine girildiğinde, ben de oradaydım. İçeride görülecek önemli bir “gizem” bulunmuyor! 2009’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve heyetine de o kapı açılmıştı.

 

***

Sultan, İstanbul havaalanında “Üniter devlette başkanlık sistemi yoktur, diye bir şey yok. Şu anda bunun zaten dünyada örneği var. Yani Hitler Almanyası’na baktığınızda orada da bunu görürsünüz!” dedi.
Bu sözler Türkiye’den çok, dünya basınında birinci sayfalara oturdu. Yandaş basın ve Anadolu Ajansı bu sözlere yer vermedi, Sultan’ın sözcüsü “çarpıtıldı” derken, Ak Saray’ın resmi internet sitesinde bile makaslandı!
İngiliz gazetelerinden Times Erdoğan Türkiye’nin Hitler’i olmak istiyor”, Guardian ise, “Erdoğan Hitler Almanyası’nı başarılı bir hükümet olarak gösterdi” diye yazdılar. Amerikan Nev York Times gazetesi, “Başkanlığı yenilemeyi araştıran Erdoğan Hitler Almanyası’nı iktibas ediyor” başlığını attı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, “Şimdi her şey netlik kazandı” sözleri ile dalga geçti!

***

En iyi yönetim biçiminin “başkanlık” olduğu savını önceleri de sıkça diline dolayan Sultan, başkanlığın uygulandığı ülkelere nasıl demokrasi ve kalkınma sağladığını söylerken, ABD’den, Avrupa’dan örnekler vermişti. Ancak Adolf Hitler’in acısını çeken Almanya’yı göz ardı etmişti. Almanya’da en güçlü kişi “şansölye (başbakandır). Hatta günümüzde Angela Merkel, neredeyse tüm Avrupa Birliği’nin şansölyesi gibidir.
Libya’da Muammer Kaddafi, Mısır’da Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek, Irak’ta Saddam Hüseyin, Suriye’de baba Hafız Esad ve oğul Beşşar Esad’da “başkanlık” koltuğunda oturmuşlardı. Sonları ne oldu? Yoksa bizim Sultan da mı bu sevdada?
Kimilerine göre bu sözler bir “gaf”, sözlüğe göre “yersiz, beceriksiz söz ya da davranış, pot, patavatsızlık...” kimilerine göre de “dil sürçmesi...” Bana göre “bilinçaltı boşalması!”

Nimet Özgüç’ü Yitirdik!
23 Aralık’ta gözlerini yaşama kapatan Prof. Dr. Nimet Özgüç; 15 Mart’a kadar yaşasaydı, o gün 100. yaşını kutlayacaktı. Değerli arkeolog ve Hititolog Prof. Özgüç, birkaç ay önce 99 yaşında iken, “Acemhöyük” kitabını da bilim dünyasına kazandırmıştı.
Ankara Kız Lisesi’ndeki tarih öğretmeni Prof. Dr. Afet İnan’ın önerisiyle, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Eskiçağ Tarihi Bölümü’ne kayıt oldu. Üniversitede, arkeoloji öğrenimi yanında Hititçe dersleri de aldı.
1936’da meslektaşı Prof. Dr. Tahsin Özgüç’le evlendi. 1958’de profesör oldu. Özellikle araştırmaya ağırlık verdi, çeşitli kitaplar yayımladı. Özgüç’ler Kayseri Kültepe kazılarında önemli buluntular elde ettiler. Bu kazılarda ele geçen Asur çivi yazılı tabletlerin pişmiş topraktan zarfları üzerindeki silindir mühür baskılarında yoğunlaştı.
Aksaray ili Yeşilova beldesindeki Acemhöyük kazılarını 1972’de yönetmeye başladı. İÖ 3. binin sonuna, 2. binin başında yapılmış, Anadolu’nun en görkemli sarayını ortaya çıkardı. Adıyaman’ın baraj suları altında kalan Samsat kurtarma kazılarında orasının önemli bir Sümer kenti olduğunu kanıtladı.
Atatürk hayranı bu Türk bilim insanını, şimdi gittiği yerde Hititler, Sümerler ve Asurlular saygıyla karşılamış olmalılar!

Teşekkür!
Dikkatli okurlarıma sonsuz teşekkürler! Son yazımda 22 Aralık’tan gece gündüz eşitliğinden söz etmiştim. Oysa en uzun gece ve en kısa gündür...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları