Özdemir İnce

Şeriat mahkemelerinin kaldırılması

09 Nisan 2024 Salı

Her yıl mutlaka yazı yazmam gereken konuları yazı takvimime işaretlerim. Bu yıl bir yanlışlık yapmış şeriat mahkemelerinin kaldırılması konusunu mart yerine nisan ayına kaydetmişim. İhtiyarlık! Bir ay gecikmeyle yazıyı bilgi ve ilginize sunuyorum.

Halifelik ve şeriat şakşakcısı Akit TV’nin 8 Mart 2022 günü yaptığı yayından aktaracağım:

[İtalya’dan kopya edilen Ceza Kanunu henüz kabul edilmeden önce, 1924’te Şeriat Mahkemeleri kaldırılmıştı. Bundan sonrasında da, adım adım Hristiyan Batı’nın kanunları alınmaya başlanmıştı. Nitekim 1 Mart 1926’da, Türk Ceza Kanunu isimli, İtalya’dan kopya düzenleme TBMM’nde görüşülürken, zamanın Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt gerçeği şöyle ifade ediyordu: “İnkılâbın ve Cumhuriyetin vazettiği esaslar, prensipler ve vücuda getirdiği eserler, başka bir tabirle inkılabın davası, ... halihazırdaki ceza kanunumuzda kâfi derecede müeyyidelerle takviye edilmiş değildir... Ceza Kanunu bu maksatla hazırlanmıştır.”

Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, asıl amacın “hukukta adalet”i sağlamak olmadığını itiraf ederek diyordu ki: “Memleketin, inkılâbın ve efradın hukukuna tecavüz edenler, ekseriye Ceza Kanunumuzun noksaniyetinden dolayı yakayı kurtarmaktadırlar... İnkılâbı ve Cumhuriyeti ifade ve onun menafiini müdafaa imkânı yoktur.”

Mahmut Esat, getirdikleri Ceza Kanunu’nun niteliğini ifade ederken, “Ceza Kanunumuz çok serttir, çünkü inkılâp çok kıskançtır” dedikten sonra, yeni ceza kanunu ile ne yapacaklarını ifade sadedinde, olacakları Meclis kürsüsünden şöyle ilan ediyordu: “Bundan korkacak olanlar ve korkması lâzım gelenler, ... Türk milletinin hukukuna ve inkılâbına karşı tekin olmayanlardır ve bunların korkması lâzımdır. Fakat memleketimizi sevenler, bizden olanlar, Türk İnkılâbına hayırhah olanlar, ... bu sert Ceza Kanununda kendilerine bir masuniyet melcei bulacaklardır.”]

***

Laik Cumhuriyet ve devrimlerinin yeminli düşmanı olmaktan maruf (herkesin bildiği, tanınan) Eski ya da Yeni Akit gazetesinden başka bir yorum beklemek saflık olur. Uygar ve laik ilkeli bütün ülkelerin yasalarının (Medeni Kanun, Ceza Kanunu, Borçlar ve Ticaret kanunları vb.) yüzde 99’unun birbirine benzemesi çok doğal. Bu doğallık, Türk Ceza Kanunu’nun İtalyan Ceza Kanunu’dan ilham almasına izin verir. Uygarlık bağlamında bütün suçlar evrenseldir! Bir ulusa, bir bölgeye, bir yöreye özgü suç hemen hemen yoktur. Bu nedenle medeni kanunu falanca ülkeden, filanca kanunu falanca ülkeden kısmen almak, belli bir oranda aktarmak ne yasa yapımına ne de ahlaka aykırıdır. Ama sağ gericilik ve dinci bağnazlık, laik Cumhuriyet düşmanlığı bu türden budalalıklara yol vermektedir.

Türk Medeni Kanunu’nu hazırlayıp çıkaran insanlar, günümüz entellolarıyla İslamcıları, yeni mürtecileri ile kıyaslanmayacak oranda bilgili ve entelektüel idiler. Yasanın mimarı, Adliye Vekili Prof. Dr. Mahmut Esat Bozkurt’un hazırladığı gerekçede Cumhuriyetin temel perspektifi toplumsal ilerleme ve gelişme idi: “Yasaları dine dayanan devletler, kısa zaman sonra memleketin ve milletin isteklerini tatmin edemezler. Çünkü dinler değişmez hükümler ifade ederler. Hayat yürür, ihtiyaçlar sürekli değişir, din kanunları, mutlaka ilerleyen hayatın huzurunda şekilden ve ölü kelimelerden fazla bir değer, bir anlam ifade etmezler. Değişmemek, dinler için bir zorunluluktur... Esaslarını dinlerden alan yasalar uygulanmakta oldukları toplumları, indikleri ilkel devirlere bağlarlar ve gelişmeye engel belli başlı etken ve unsurlar sırasında bulunurlar.” (Ferit İlsever, Cumhuriyet Devrimi Kanunları, Kaynak Yayınları, s. 54.)

Yıllarca önce Aziz Nesin’le tartışmaya giren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı R.T. Erdoğan, “Aziz Nesin dinsiz olduğunu söylemekte özgür olduğunu söylüyor ama benim şeriatçı olmamı eleştiriyor” derken sapla samanı karıştırmaktaydı. Türkiye Cumhuriyeti’nde dinsiz ya da ateist olmak bireysel özgürlük olarak anayasa ve yasalar tarafından korunmaktadır. Şeriat ise din devletinin anayasası olduğu için yasadışıdır. 8 Nisan 1924 tarihli ve 469 sayılı yasa şeriye mahkemelerini kaldırmış ve yerine Cumhuriyet’in çağdaş mahkemeler teşkilatı kurulmuştur. Şeri mahkemeler kapatılmışsa şeriat da yasadışıdır.

Ama günümüzde laik Türkiye devletinin cumhurbaşkanı şeriatı gururla savunmakta ve şeriatçı olduğunu dünyaya ilan etmektedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları