Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Anayasa nasıl egemen olacak?
İyi ya da kötü bir anayasamız var şu anda! Ama bu anayasa ne yazık ki yürürlükteki rejimde egemen değil ve onu koruyabilecek, egemen kılacak Anayasa Mahkemesi’nden başka bir merci (makam, kurum, kuruluş) yok. Dahası şöyle bir soru bile sorabiliriz: Anayasayı Anayasa Mahkemesi’ne karşı ne ve nasıl koruyacak?
Yüksek Seçim Kurulu’nun, bağımsız olması gereken Danıştay, Yargıtay, Sayıştay gibi iktidarı denetleyecek kurumların da kendilerini ve anayasayı koruyacak yetkileri yok. Kala kala TBMM kalıyor ki o da yürütmenin kuklası durumunda. Bu da ülkemizde demokrasinin “Sizlere ömür” durumunda olduğunun yadsınmaz kanıtı.
Seçim döneminde Yüksek Seçim Kurulu’nun anayasa ve yasaları ödünsüz olarak uygulaması gerekir ki demokrasi egemen olsun ve yaşasın. Şu anda cumhurbaşkanı olan kişi yasalara ve anayasaya göre bir kez daha aday olamaz ama “Ben olurum, olacağım!” diye tutturdu. Yüksek Seçim Kurulu’nun geçerli mevzuata bağlı kalarak adaylık talebini geri çevirmesi mümkün görünmüyordu. Mümkün olmadığı da Yüksek Seçim Kurulu’nun R.T. Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adaylığını onaylayarak anayasanın ilgili 101. maddesini ayakaltına almasıyla belgelendi. Bu nasıl bir korku ya da adanmışlıktır ki anayasa ve hukuku yok saymak göze alınmakta? Bunun nasıl olduğunu ancak iktidar değişirse anlayabiliriz.
Yasalara ve anayasaya bağlılık ve saygı duymayan birinin seçime girip kazanması durumunda bir meşruiyetten söz etmek mümkün değil. O halde ne olacak? Ülkeyi gayri meşru bir tek adam nasıl yönetecek? Yürütme (hükümet) anayasaya karşın koruyucu kalkan ve aygıtları hurdaya çıkarmışsa devlet kendini koruyacak kalkan ve aygıtlardan yoksun kalmışsa artık bıçak kemiğe dayanmıştır... Halk ayaklanması çağları sona erdiğine göre hesap ancak seçim sandığında sorulabilir. Ama anayasanın bizzat Yüksek Seçim Kurulu tarafından çiğnendiği, adaylardan birinin devlet olanaklarını keyfince kullanabileceği bir ortamda seçimin adil olması mümkün mü?
Aklıma İspanya’nın 31 Ekim 1978 tarihli anayasasının 8. maddesi geliyor: “Kara, deniz ve hava ordularından oluşan silahlı kuvvetler İspanya’nın egemenlik ve bağımsızlığını güvence altına almak, ülkenin toprak bütünlüğünü ve anayasal düzenini korumakla görevlidir.”1
İspanya Anayasası’nın 8. maddesi “Anayasal düzenini korumak” görevinden söz ediyor. Şimdi hemen geçmişin “Yetmez ama evetçiler”i, ikinci cumhuriyetçiler ve İslamcılar ayağa fırlayıp askeri vesayetten söz edecekler, beni darbecilikle suçlayacaklar. Ben onlardan çok daha fazla “vesayet” karşıtıyım! Tamam olmasına tamam da anayasa nasıl korunacak, laik Cumhuriyet nasıl egemen olacak?
Şimdi ciddi bir tarih muhasebesi yapalım: 1978 İspanya Anayasası’nın 8. maddesi demokrasiye göre bir askeri vesayet rejimini mi çağırmakta? Radikal İslamcılara, yetmez ama evetçilere, ikinci cumhuriyetçilere göre bu madde askeri vesayete izin vermekte. Amma velakin, bu İspanya 1982 yılında NATO’ya, 1986 yılında Avrupa Parlamentosu’na ve Avrupa Birliği’ne üye... Nasıl oluyor bu iş? NATO, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği budala mı?
TSK İç Hizmet Kanunu’nun “darbe maddesi” diye suçlanan 35. maddesi (“Silahlı kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır”), AKP’nin TBMM’de 13.7.2013 tarihinde yaptırdığı değişiklikle “Silahlı kuvvetlerin vazifesi; yurtdışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak...” haline getirildi. Ve böylece Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollayacak ve koruyacak hiçbir güç kalmadı.
AKP, hayal ettiği Başyücelik rejimini 13.7.2013’ten sonra kurmaya başladı ve başarılı oldu. Şimdi, AKP ile MHP, TBMM’nin kapanmasına günler kala TSK’yi “Kapıkulu”na çevirmek için personel kanununda değişiklik yapmak istiyor. TSK’yi kuklaya çevirecek bu fesattan kim koruyacak?
Millet İttifakı iktidara gelirse eski 35. madde mutlaka anayasaya girmeli.
1 “Las Fuerzas Armadas, constituidas por el Ejército de Tierra, la Armada y el Ejército del Aire, tienen como misión garantizar la soberanía e independencia de España, defender su integridad territorial y el ordenamiento constitucional.”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!