Okan Buruk’u anladım da (Çünkü onun için lig önemli. Düşme korkusunu derinden hissettiğinden 7 oyuncusunu saklaması gayet doğal.) Mancini ne iş? İyi düşünse (Galatasaray camiasını lig ikinciliği kesmez. Şampiyonlar Ligi’nde belki yürür de, dün akşam dahil 11’i bırak iskeleti bile belli değil.) kupa, gelecek zorlu maçlara 11 hazırlamak için biçilmiş kaftan. Tamam, stoperlerin yok ama gitti gidecek denen Dany oynar mı? Elazığ biraz kıpırdasa, hırpalayacak Galatasaray’ı ama başta da dediğim gibi Okan Buruk ligi düşünüyor.
Dün gece bakmayın siz, 23’te Bilica’nın Drogba’ya ikramı olmasa, 38’e kadar yani Ceyhun’un sallapati golüne dek Galatasaray oyunun içinde yok.
Çünkü kimin ne yaptığı belli değil. Sağ-sol ön ve arkalara bakın yeter. Devamlı buralarla oynuyor Mancini; Sabri, Eboue, Salih, Ceyhun en az 2 kez mevki değişikliği yaptılar. Hayret ki hayret. Sağlam adamların (Semih-Melo-Selçuk) kenarda, tamam; cıvıl cıvıl gençler (Emre Can-İbrahim Coşkun- Umut Gündoğan) niye yanlarında sür sahaya, son 10 dakika oyuna almışın neye yarar
Drogba’da modaya uydu. En ufak bir darbede yere yıkılıyor. Sakatlık sonrası kendine geleceği maçlar ancak gücünden çok şey kaybetmiş. Bu görüntüsüyle, lig ve Şampiyonlar Ligi maçlarını nasıl kaldıracak merak konusu. Gelelim asıl meseleye, Alex Telles ve Hajroviç’e hâlâ lisans çıkartılamaması, komik bir durum. Adamların tam oynayacağı karşılaşmalar, Bülent Tulun Bey her şeyi çok bilir ya! Merakla beklediğim ve ona sormak istediğim, lisanslar ne zaman çıkaracak? Mancini, ona iyi isyan etmiyor. Dün gece Galatasaray’da en doğru yapılan iş, maçın Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynanmasıydı. Kritik maçlarda Galatasaraylı futbolcuların, iyi bir sahaya çok ihtiyacı olacak. Bu bakımdan TT Arena ne kadar dinlenirse o kadar iyi…