Örsan K. Öymen

Ayasofya ile çağ atlamak!

27 Temmuz 2020 Pazartesi

Bizanslılar tarafından kilise olarak yapılan, Osmanlılar tarafından camiye dönüştürülen, Mustafa Kemal Atatürk tarafından ise müzeye çevrilen Ayasofya’nın, neo-Osmanlıcı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yeniden camiye çevrilmesinin sonucunda, laiklik karşıtı kitleler mutluluktan kendilerinden geçtiler.

Bu insanların mutluluğunun kaynağı nedir? Ayasofya’yı camiye çevirerek çağ mı atladılar? Ayasofya cami olunca, Türkiye, bilimde, teknolojide, felsefede, sanatta, siyasette, hukukta, ekonomide, eğitimde, sağlıkta çağ mı atladı? Bir bilimsel, felsefi, sanatsal, kültürel, siyasal devrim mi yaşadık?

Avrupa, ortaçağdan sonra Rönesans ve aydınlanma devrimleriyle ileriye doğru çağ atladığı için övünürken, 21. yüzyılda Türkiye’deki bazı çevrelerin, Ayasofya’nın camiye çevrilmesini tarihsel önemde büyük bir gelişme olarak görmeleri, onların cehaletinin ve zavallılığının göstergesidir.

Aslında, kendi hastalıklı zihinlerindeki kurgularla yaşayan bu insanlar gerçekten de çağ atlamışlardır, ancak bu çağları ileriye doğru değil, geriye doğru atlamışlardır! Atladıkları yer ortaçağdır!

Atatürk’ün işgalden kurtardığı Ayasofya’yı “fetih” ettikleri sanrısıyla yaşayan, 21. yüzyılda hâlâ “fetihten”, “kılıç hakkından”, hukuken geçerliliği kalmamış padişah vasiyetinden söz eden bu insanlar, hayaletler âleminde yaşamaktadırlar.

***

Bu fetihçi anlayış aynı zamanda, uyuşmuş tembel zihinlerin de bir ürünüdür. Çünkü, Da Vinci, Raffaello, Botticelli, Michelangelo gibi bir sanatçı olmak; Kopernik, Galilei, Kepler, Newton, Einstein, Pasteur gibi bir bilim insanı olmak; Platon, Aristoteles, İbn Sina, İbn Rüşd, Aquinas, Locke, Descartes, Spinoza, Hume, Kant, Rousseau, Hegel, Marx, Nietzsche gibi bir filozof olmak; Washington, Jefferson, Lafayette, Robespierre, Atatürk, Gandhi, Lenin, Mao, Castro, Ho Chi Minh gibi bir devrimci olmak; Watt, Volta, Trevithick, Ronalds, Diesel, Edison, Tesla gibi bir mucit olmak, zordur. Bu insanların açtıkları yoldan ilerlemek de zordur.

Ismarlama bir “Danıştay kararıyla” ve hükümet emriyle bir müzeyi camiye çevirmek dünyanın en kolay şeyidir! Bunlar bir marifet değildir. Kurnazlık, bu işleri becermek için yeterlidir. Bunun için herhangi bir analitik ve yaratıcı akıl gerekmez!

***

Sorun bununla da kalmıyor. Bir ülkede siyasetçiler, “kim daha dindar” yarışına girmişse, saygınlık dindarlıkla ölçülür hale gelmişse, ayrıca cami, namaz ve ezan, milli bir değer olarak ortaya konmuşsa, bayrak ve ezan ilişkilendirilerek, bayrak milli bir simge olmaktan çıkarılmışsa, o ülkenin ortaçağ karanlığında boğulması kaçınılmazdır.

Cami Türkiye’de kimlerin ibadet alanıdır? İslam dininin Sünni mezhebinden olan vatandaşların. Namaza çağrı olarak bilinen ezan da cami geleneğinde olan bir şeydir. İslam dininin Alevi mezhebinden olanların ibadet alanı cemevleridir, cami değildir. Türkiye’de on milyonu aşkın Alevi vatandaş yaşamaktadır. Aleviler Müslümandır, ama camide ibadet etmezler. Ayasofya’yı camiye çevirirken, ezanı bayrakla birlikte milli bir konu olarak ele alan Erdoğan’ın, Alevi vatandaşları bu milletin bir parçası olarak görmediği bir kere daha ortaya çıkmıştır!

Alevilerin dışında, Türkiye’de İslam dininin Sünni mezhebinden olan, ancak Müslümanlığın özünde caminin, namazın ve ezanın bulunmadığını düşünen, İslamı, Allah’ın varlığının ve Muhammed’in onun elçisi olduğunun kabul edilmesiyle ve Kuran’daki ahlak anlayışıyla ilişkilendiren, ayrıca laiklik ilkesini benimseyen, onlarca milyon vatandaş bulunmaktadır.

Bunun dışında, Türkiye’de, Müslüman ve dindar olmayan, kendisini ateist, agnostik ve deist olarak tanımlayan beş milyonu aşkın vatandaş, ayrıca on binlerce Hıristiyan ve Musevi vatandaş bulunmaktadır.

Erdoğan, camiyi, namazı ve ezanı milli bir simge olarak görerek, Türkiye’deki bu kesimleri ve vatandaşları da milletin bir parçası olmaktan çıkarmıştır!

Ay yıldızlı bayrak milli bir simgedir, çünkü vatandaşları ayırmaz. Bayrak, bütün vatandaşların bayrağıdır. Ama cami, namaz ve ezan, milli bir simge değildir!

Bunun aksini savunan da bilin ki, kesinlikle milli değildir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Anormal hükümet 18 Kasım 2024
Emperyalizmin tuzağı 11 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları