Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

O Fotoğraf! (09.10.2011)

09 Ekim 2011 Pazar
\n

\n

\n\n\n

Habertürk gazetesinin, sırtına yediği koca bıçağı ile öldürülen kadının fotoğrafını sansürsüz yayımlaması tartışılıyor. Eleştiri konusu, bu fotoğrafla kadınlara karşı şiddete çağrı yapıldığı ve kadının özel hayatına saldırıldığı yolunda. Öyle ki bizim Gazeteciler Cemiyeti bile işlem başlatmış”.\n

\n

Siz ne düşünürsünüz bilemem; ben, konunun o kadar sıradan ve basit olmadığı kanısındayım. Nedenine gelince...\n

\n

Gazeteçarpıcı bir gazetecilikyapmak ve dikkatleri üzerine çekmek istemiş olabilir veya kadınların uğradığı şiddeti bugüne kadar görülmemiş bir fotoğrafla sergilemek ve dikkati konuya çekmek istemiş de. Yayıncıların niyetini bir kenara bırakalım.\n

\n

Kadınlara karşı erkek şiddeti olağanüstü derecede tırmanıyor. Özellikle bu iktidar altında, kadınların çok daha sahipsiz kaldığı; toplumsal ve ekonomik hayatın dışına itildikçe üzerlerindeki şiddetin arttığı görülüyor. \n

\n

Kadın, yaşaması için her bakımdan erkeğe muhtaç kılındığı sürece, çoğunlukla ve genellikle erkeğin en alt sınıfının (belki de erkeğin değişik bir çeşidinin) şiddeti artarak devam edecektir.\n

\n

***\n

\n

Alt sınıf diyorum, bu alt sınıfın sahip olduğu genlerin, 5 milyon yıllık insan olma sürecinde, hangi ilkel dönemin yaratıklarının genlerini taşıdıklarını ve bunu benzer biçimlerde dışa vurduklarını bilemem. \n

\n

Ama biliyorum ki en mükemmel ülkede, en mükemmel bir sosyal entegrasyon (bütünleşme), yani erkek vahşetinin en baskılanmış ortamında bile bu genler, azalmış sayıda da olsa insan ve toplum üzerinde terör estireceklerdir. \n

\n

Tamam, hormonları erkekleri saldırgan kılıyor, bunun biyolojik hayatta kalma ilkel güdüleriyle de ilişkisi var ama kendisinden her bakımdan fiziksel ve güç olarak katbekat zayıf kadınlara uygulanan şiddetin, erkeklerin hayatta kalma içgüdüleriyle ne ilişkisi olduğunu da birileri izah etmeli. Bu şiddetin, eğitimsizlikle, yoksullukla, çaresizlikle, erkek cinselliğiyle ve toplumsal ortamla mutlak ilişkisi olduğu, bir gerçek olsa bile... \n

\n

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü Müdürü Prof. Sabahat Tezcan, Ahmet Şefikin haberine göre, Kadınların yüzde 92si, uğradığı şiddeti sineye çekiyor diyor. 15-59 yaş evli kadınların yüzde 39u, eşleri veya birlikte oldukları erkekler tarafından, hayatlarının çeşitli dönemlerinde fiziksel, yüzde 15i de cinsel şiddete uğruyor. Yılda 4 bin kadar kadın cinayete kurban gidiyor.\n

\n

Kadınlar üzerinde yükselen bir alçak düzen ki sormayın!\n

\n

***\n

\n

Bu koşullarda, tartışılan fotoğrafın sadece tek bir olumlu katkısı olabilir: Toplumu dehşetle irkiltmek ve kitlesel bir toplumsal tepki yaratarak kadınların durumunu iyileştirmeye yönelik çok şiddetli bir istek yaratmak. Bazılarımızın vicdanı, o fotoğrafla sarsılmış, iyi iyi! Halının altına süpürülmüş bir sorun, masa üzerine konulunca, neden korkuyorsunuz? \n

\n

O çıplak gerçeğin ta kendisi!\n

\n

Kadını koruyamayan bir toplum, onun alçakça uğradığı cinayet karşısında, başını kuma gömüyor! Onu, kadın çıplaklığı olarak görüyor! Bu bile sapıklığın, farkında olmadan içimize işlemiş olduğunu gösteriyor!\n

\n

Kadın, o fotoğrafıyla hemcinslerinin durumu üzerine vahşi bir çığlık atıyor!\n

\n

Çocuklarımıza bunu nasıl anlatırızı düşünenlere: Bu da sizin sorununuz!\n

\n

Çinde, panda vurmanın bedeli idamdır. Sayıları 1000’in altına düştü; panda sadece Çinde yaşıyor ve Çinin milli gururu, ayrıca insanlığın bir emaneti onlara.\n

\n

Arkadaşlarıma sorduk, ne düşünüyorsunuz bu idam konusunda. Hiçbiri karşı çıkmadı, destekledi.\n

\n

Şüphesiz burada idamı bir metafor olarak kullanıyorum. Panda cinayeti muamelesi çekilse, erkeklerin en az yüzde 10u gider bu ülkeden!\n

\n

Ama aramızdaki canileri, bir daha asla toplum içine karıştırmayacak bir yasal düzenlemeden yanayım. Neredeyse bütününün erkeklerden oluşan adalet sistemimizin ve siyasal yapının, buna da yine aynı sözcükle, asla izin vermeyeceğini de biliyoruz.\n

\n

***\n

\n

Fotoğraf konusunda sabit kalalım: \n

\n

Nobel ödüllü ünlü davranış bilimci Konrad Lorenz dünyayı bekleyen çevre ve iklim felaketine en az 20 yıl önce dikkat çekmişti. Ancak dünyayı yönetenlerin de bu felakete doğru gidişi durduracak hiçbir radikal önlem almayacağını da biliyordu.\n

\n

Bu nedenle şu görüşü dile getirdi: \n

\n

Çevre konusunda büyük bir bilinç sıçraması yaratılabilmesi için, örneğin San Francisconun, bir çevre felaketiyle yok olması gerekir.”\n

\n

Fotoğraf, bir çevre felaketi değerindedir ve bu amaçla onu kullanabilirse, medya, siyasi partiler ve liderler, ilgili ve ilgisiz sivil toplum örgütleri, özetle toplum, uzun soluklu mücadele programıyla, kadınlara yönelik şiddette öncelikle bir azalma sağlayabilir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, basına yasakla bu işin üzerinden gelemeyeceğinin farkında olmalı. İşin içine hükümeti de bütünüyle katmayı düşünmeli.\n

\n

Kadınları evlere kapatan, çocuk doğurma ve büyütme ile görevli sanan ve çalışma hayatından dışlayan (kadın çalışan oranı en düşük ülkeler arasındayız) politikaların, kadını daha çok şiddete maruz bıraktığının farkında mıyız?\n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları