Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Meral Akşener’in kaybet kaybet oyunu

09 Ekim 2023 Pazartesi

İYİ parti lideri, 81 ilde kendi adaylarını çıkarma kararlılığını anlamak için geçmişe bakmalı. Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken sergilediği ve sanki zik zak gibi görünen politik manevraları ile şimdiki yerel seçim kararlılığı arasında bir fark yok. Aynı Akşener.

Akşener “Millet İttifakı” sürecinde güvenilmez politikacı profilinden çok, bilinçli, ne yapacağını bilen bir lider görüntüsünü veriyordu.

Kafalar karışmasın, açıklamaya çalışalım.

Akşener, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adaylığında, Kılıçdaroğlu’nu asla benimsemedi. CHP’nin adayı aylar önceden Kılıçdaroğlu olduğunu biliyordu. Kılıçdaroğlu’nun has arkadaşı Bülent Kuşoğlu 16 Eylül 2022’de “Kılıçdaroğlu seçilmezse masa dağılır” diyerek bunu ilan etmiş, Akşener’in tepkisi “Biz noter değiliz” olmuştu.

CHP ile İYİ Parti arasında, aslında karşılıklı tavırların kesin dışa vurulduğu andı bu. Kuşoğlu bu mesajı şüphesiz Kemal Bey’in onayıyla vermişti.

Masa’daki diğer dört partinin adayı zaten Kemal Bey’di. Çünkü bu dört parti için önemli olan, Meclis’e CHP listelerinden garantili sokacakları milletvekilleriydi. Parti başkanları başkan yardımcıları olacaktı.

Meral Hanım, Kılıçdaroğlu’na karşı tavrının dozunu giderek artırdı. İmamoğlu ve Yavaş’ı öne çıkardı. “Kazanabilecek aday” ana politikası oldu. Kemal Bey’in kazanamayacağı propagandasını parti ileri gelenleri ekranlarda açıkça söylüyorlardı. 6’lı masa çalışmaları görünüşte birliktelikti.

Dananın kuyruğunu, 6’lı masada Kemal beyin adaylığı resmileşince 2 Mart toplantısında kopartacaktı

RAKİBİ CHP VE BAŞKANI

Yani diyorum ki Akşener, başından itibaren CHP’nin adaylığını, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olmasını istemiyordu. Muhalefetin lideri kim olacak, Akşener’in ana meselesiydi.

“Kılıçdaroğlu seçilemez” politikasının Kılıçdaroğlu’nu zayıflatacağını, seçmende “Daha kendi aralarında anlaşamıyorlar, iktidara gelseler ülkeyi yönetemeyecekler” dedirteceğini, belki de seçilememesinde önemli rol oynayacağını görerek, bilerek. Yani arkada “seçtirmeme cinayeti”nin planı var.

CHP’nin iktidar olması, İYİ Parti’yi daha çok gölgede bırakması demekti.

Oysa Meral Hanım kendisini ve partisini iktidara taşıyacak olan muhalefet odağı olabilmesiydi.

SEÇİMİ KAYBETME OLASILIĞI

Dananın kuyruğunun koptuğu 2 Mart toplantısından önce, masada neler olacağının işaretlerini vermişti. Mansur Bey üzerinde kararlıydı. Dahası “masa dışından da aday olabilir” seçeneğini ileri sürecekti.

2 Mart günkü “Bugün 2 Mart, ne beklemeli?” başlıklı yazım www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orhan-bursali/bugun-2-mart-ne-beklemeli-2056725  aslında o gün olacakları haber veriyordu.

Yazımdan: “Dağılma?... Meral Hanım sanki bunu göze almış gibi... Fox TV’deki konuşmasında bir muhalefet liderinin yapmaması gereken bir olasılığı gündeme getirdi ve “Mesela Erdoğan kazanırsa” dedi... RTE “Kazanırsa, beş yıl sonraki seçimi biz kazanacağız, o zaman da parlamenter sistem söz konusu olmayacak” dedi.

Yani stratejisinde, seçimi kaybetmek olasılığı bayağı güçlü vardı.

HIRS DAĞLARI AŞIYOR

Şunu demek istiyordu: “Cumhurbaşkanlığı seçimini Kılıçdaroğlu/CHP’nin kaybetmesi bizim için iyi olur, CHP ve lideri gözden düşer, biz muhalefette büyür ve 1. parti olur, sonraki seçimi kazanırız, ben de RTE’nin yerine onun yetkileriyle en güçlü insan olurum.”

Hırsı gemileri yakacak ve bu ülkeyi beş yıl daha AKP iktidarına teslim etmeyi göze alacak kadar büyüktü.

Kılıçdaroğlu seçilseydi, kaybedecek bir şeyi olmayacaktı, başkan yardımcısı olacaktı! Hep beraber kazanmış olacaklardı, kendisine rağmen!

Seçim 1.2 milyon oyla kaybedildi. Daha önce yazdığım gibi, Akşener’in bunda rolünü herkes tartsın biçsin.

İYİ’Yİ BIRAKAN SEÇMEN KAYBETTİRDİ

Ve seçimin kaybedilmesinde, İYİ Parti’nin oyunun anketlerde yüzde 14’leri aşmışken, niye ve nasıl yüzde 10’un altına indiğini düşünün.

Yüzde 4 oy kaybı, kaba hesapla, 2.5 milyon oydan fazla yapar. Hadi bunun bir kısmını sandığı gitmeyen seçmenlere sayarsak, en az 1.5 milyon oy yapar.

Bu 1.5 milyon oy, muhalefete oy verecekken, salt Akşener’in olumsuz, oyun bozucu, güvenilmez politikaları nedeniyle, İYİ Parti’den Cumhur İttifakı’na dönmüş oy değil mi...

Bence kesin evet. MHP’nin anketlerdeki oyunu (yüzde 7) ve kesin oyunu (yüzde 10,2), AKP’nin yüzde 32-33’lerden yüzde 35 küsur oy almasını yorumlayın.

2 Mart’ta seçimi kesin kaybettiren Akşener’in hayallerini analiz eden sonraki üç yazım önemli.

Akşener, seçimleri kaybettirme tutarlılığını, şimdi yerel seçimlerde sürdürecek... Devam edeceğim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları