Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Davutoğlu: Savaşçı Dil

10 Ekim 2011 Pazartesi
\n

\n

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CNN Türkte yayımlanan söyleşide, Mehmet Ali Birandın Suriye ile savaşa mı gidiyoruz sorusuna verdiği yanıtta Biz Suriye halkına yönelik baskıların artık kabul edilemez aşamaya geldiğini düşünüyoruz diyor. \n

\n

Bir dakika! Kabul edilemezlik ölçünüzden, Türkiye kamuoyunun haberi yok? Şu şu tarihe kadar iktidarı bırakmadı.. mı dediniz de bilgimiz yok? Bahane arayan için, bahane çok...\n

\n

Davutoğlunun, bazı köşe yazarlarıyla da bilgilendirme toplantısı yaptığını ve günah bizden gitti...” anlamına gelecek tutumunu aktardığını öğreniyoruz. Bu toplantıya katılanlardan bazılarının, Suriye aleyhtarı, iktidarın tutumu lehine yazılarını okuduk! İyi bilgilenmişler!\n

\n

Bir dakika! Suriye bağımsız bir devletse, sizin istediğiniz şeyleri (hemen) yerine getirmedi diye, Suriye üzerine ordu mu yürüteceksiniz? Bu hakkı nereden alıyorsunuz? Yoksa, muhalifler size çağrı mı yapacak?\n

\n

Veya, geçen perşembe günkü yazımda dikkat çektiğim muhtemel -gizli- anlaşma gereğince, ABDden aldığınız onay üzerine mi, kabul edilebilirlik sınırını aştı biçiminde bir savaşçı dil benimsediniz?\n

\n

Birand dikkatlice ve akıllıca soruyor: Şunu diyebilir misiniz: Türkiyenin Suriyeye askeri müdahalesi söz konusu olamaz. Olsa olsa kendi topraklarına bir göç olursa, önlem alır. Davutoğlu evet demiyor, Bu sizin çıkarımlarınız diyor; Suriyedeki her iç gerilimin Türkiye dahil bölgeyi etkileyeceğini belirtiyor ve Türkiyede bir risk oluşturduğunda tabii ki tedbir alınır diyor. (Aydınlık, 8 Ekim 2011)\n

\n

Yani Davutoğlu, ordumuz müdahale ederin tam sınırında. Bunu doğrudan söylemese de yanıtlarında bu tutumu açık ve net görmemek için ne olmalı?\n

\n

Davutoğlunun çağırdığı gazeteciler arasında olsaydım şunu sorardım:\n

\n

- ABD Suriye ile dost olsaydı, iktidarınızın Suriyeye karşı bu müdahaleye hazır tutumu ve birtakım yaptırımların devreye sokulması söz konusu olur muydu?\n

\n

Bu, ayırt edici, turnosol kâğıdı sorudur!\n

\n

***\n

\n

Başbakan(*), Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Suriyeye yaptırımı reddetmesinden hoşnut değil! Hayal kırıklığı içinde! Ama Biz yaptırımlarımızı alacağız ve sürdüreceğiz diyor.\n

\n

Bu sözler, ABD yönetimi, Obama ve hükümeti tarafından büyük bir takdirle karşılandı. Obama hükümetinin bir yetkilisi, takdirlerini şu sözlerle belirtmiş:\n

\n

Türkiye şimdi Suriyeye gerçekten tokmakla vuruyor. Birdenbire çok hızlı hareket ediyorlar.” \n

\n

Haberi veren New York Times... Aktaran Sabah gazetesi (Anka Ajansı, 6 Ekim 2011) Amerikalılar bile bu hıza şapka çıkartıyor!\n

\n

***\n

\n

Yazının ayrıntısına bakalım:\n

\n

Türkiye, Suriyedeki gelişmeler konusunda bir Vahşi Kart (joker gibi) olmaya devam ediyor... Bir zamanlar Esadın en yakın müttefiklerinden Erdoğan... Artık Suriye Cumhurbaşkanı ile iletişim kurmayacağını söyledi. Türk yetkilileri de yakında yaptırımlar getireceklerini açıkladı, böylece potansiyel olarak Suriyenin ekonomik zorlukları daha da derinleşecek..\n

\n

Erdoğan, Güney Afrika ziyareti sırasında da gazetecilerin sorularını yanıtlarken Biz yaptırım paketini ister istemez devreye sokacağız. 910 kilometre sınırımız ve akrabalık bağlarımız var. Bu noktada sessiz kalmamız söz konusu değil dedi (Sabah, 6 Ekim).\n

\n

***\n

\n

Bir dakika! “Akrabalık bağı var sözünün içini açmalı; hem Başbakan Erdoğan, hem Davutoğlu! Çünkü bu akrabalık bağı, müdahale için sanki ana bahaneyi oluşturuyor!\n

\n

Bu neden demek? Bölgede bütün ülkelerin birbiriyle akrabalık bağları var! Türkiye ile akrabalık bağı olan ülkeleri sayalım mı?!\n

\n

Ülkelerin birbirleriyle ilişkisinde akrabalık bağımız var, dikkat et gibi yeni bir müdahalestandartı mı oluşturuyoruz?\n

\n

Kürt meselesine odaklanmışız, buna bağlı gelişen Suriye meselesi arka planda. Bu köşede Suriye ile savaş güncesi izliyoruz adeta!\n

\n

Yarın: Türkiye barış göstergelerinde Kırmızı Listede!\n

\n

\n

\n

(*) Annesi için başsağlığı diliyorum. Bu yaşına kadar annesi ile birlikte olduğu için sevinmesi, güçlü bir teselli olabilir. Tenzile Hanım, annemden 28 yıl fazla yaşamış!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları