Libya’daki iç savaşın bize etkilerini irdeleyen yazımın üstünden tam bir hafta geçti. O yazı ile ilgili iletiler ve mektuplardan en önemlilerinden birisini de Sayın Devlet Bakanı Zafer Çağlayan gönderdi ve 2007 yılında Ankara milletvekili olduktan sonra ticari işlerini kardeşlerine devrettiğini bildirdi. Sayın Çağlayan, benim yazımda ileri sürdüğüm ve Türk işadamlarının bu Kuzey Afrika ülkesindeki başkaldırı nedeni ile uğradığı kayıpların da “söz konusu olmadığını” ileri sürüyor. Dahası Maliye Bakanlığı’nın yayınladığı 45 sayılı bildirinin sumen altı edildiğini belirten görüşümün de doğru olmadığını, çünkü ilgili Bakanlığın vergi dairelerine gerekli uyarıları yaptığını da anımsatıyor.

Gazeteci olarak, Libya ile devamlı iş yapan 200’ü aşkın Türk işadamlarından aldığım şikâyetlerden birisinin sahibine Sayın Çağlayan’ın yanıtını aktardım. Devlet Bakanı’nın verdiği yanıtın gerçeklerle örtüşmediğini belgeleyen açıklamalar aldım.

Okurumun Ankara Cumhuriyet Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne 24 Mart’ta 45 sayılı sirkülerden yararlanarak “Libya’daki olayların süresiz devam etmesi nedeni ile vergilendirme ödevleri yerine getirilememekte olup bu neden ortadan kaldırılıncaya kadar ilgili sürelerin işlememesi için Vergi Usul Yasası’nın 15. maddesi ile diğer ilgili hükümlerden faydalandırılmasını” istediklerini gösteren yazıları elimde.

Adı geçen vergi dairesi, bu başvuruyu 8 Nisan günü yanıtlamış ve Libya’daki olaylarda tüm iş makineleri parçalanmış, çalışanları anavatana dönmek zorunda kalmış olan bu inşaat firmasının sahibinden 524 milyon lira dolayındaki vergi borcunun ertelenebilmesi için, borç tutarı kadar teminat mektubu getirmeleri istenilmiş.

Politikaya atılmadan önce Ankara’nın tanınmış işadamlarından birisi olan, halen kardeşleri de taahhüt işleri ile uğraşan Zafer Çağlayan, o teminat mektubunun alınması için ne kadar masraf gerektiğini benden çok daha iyi bilmez mi?

Binlerce işçiyi anavatanlarına göndermek zorunda kalmış, yüzlerce iş makinesi çalışamaz duruma gelmiş Türk müteahhitlerinin Libya’daki mücbir sebepten yararlanarak anavatanlarına olan vergi borçlarını erteletmek için bankalardan güvence mektubu almaları gerektiğini söylemek, o işadamlarına yardım etmek olarak mı değerlendirilecek ve Sayın Bakan’ın da üyesi olduğu hükümete artı puan olarak gösterilecektir?

Bir yanda, yönetimi bırakmamak için direnen Libya diktatörü. Öte yandan bu ülkenin yeraltı servetlerinden yararlanmak amacı ile, başkaldırıyı başlatıp sürdüren ABD, Fransa ve İngiltere gibi devletler... İki tarafın arasında kalmış olan, günahları ülkeye döviz kazandırmak olan işadamlarımız... İşçilerimiz.. Hükümetimize göre, Libya’daki olayların bizim işadamlarımıza ve orada çalışan işçilerimize olumsuz etkisi olmamış!

Dahası, o işadamlarına merhem olacağına, vergilerinizi hemen ödeyin diye direnen Maliye Bakanlığımız!

İnsaf sözcüğünü bu son cümlenin neresine ekleyebilirim Sevgili Bakan?