Davos'taki İt Dalaşı

04 Şubat 2009 Çarşamba

Bu köşe, sadece benim yazılarıma ayrılmış olsaydı, cumartesi günü yine yukarıdaki başlığı kullanacak ve aralarında sınır tartışmaları bulunan devletlerin askeri uçaklarının, hava sahaları üzerindeki iddialarını pekiştirmek amacıyla başvurdukları it dalaşı denilen gövde gösterileri ile Davosta sergilenen ağız kavgasını irdeleyecektim.

Konu üstünde perşembe akşamından bu yana çok şey yazıldı ve söylenildi. AKPliler, Başbakanı Davos Fatihiolarak karşıladıkları havaalanından sonra Üsküdardaki evinin bulunduğu sokağı güllerle örterek tam bir ulusalcılık gösterisi yaptılar. Yorumcuların iktidar partisinin 29 Mart seçimlerinde genel başkanlarının Davosta İsrail Cumhurbaşkanı karşısındakidik duruşunukullanarak daha şimdiden rakiplerine karşı sağladığı üstünlükten söz ediyorlar. Önce Bahçeli, daha sonra da -kısmen- Baykal; Başbakanın Peres karşısındaki tutumunu öven demeçler verdi.

Gazzeli Arapların yanı sıra Ahmedinejatın İranı da Erdoğanı destekleyen açıklamalar ve gösterilere kaynaklık ederken, AB ülkeleri suskunluğu seçti. Ama ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, üstü kapalı bir düş kırıklığı sergilemesi ile kendi medyasının önüne çıkmayı yeğledi. Ülkedeki Yahudi lobisi kızgınlığını saklamadı, İsrail ise Dışişleri Bakanının ağzından Türkiyeden ülkesine karşı saygınlık istedi.

Forum önerisi Erdoğan’dan!

Derken, Referans gazetesinde yayımlanan geniş bir haber-yorum, Davostaki Gazze forumunun Türkiye Başbakanının önerisi ile programa alındığını yazdı, cumartesi günü yayımlanan bu haber, pazar günkü Hürriyette de manşetten yinelendi ve yalanlanmadı.

O zaman, o tartışmada savunduğu tez ile, Erdoğanın Hamas yandaşlarının sözcülüğünü üstlendiğini ileri sürenlerin; Türkiye Başbakanını Arap dünyasının yeni Nasırı olarak gösterenlere karşı Referanstaki haberi referans göstererek şunu söylemek adeta vacip oluyor.

Demek ki Başbakan Davosa daha çok IMF yetkilileri ve Ermenistan Cumhurbaşkanı ile resmi görüşmeler yapmak yerine; düzenleyenlerin asıl amacı, her yıl bu İsviçre kasabasına daha çok turist çekmek olan geleneksel tartışmalardan birisinde özellikletarafolmak için gitmiş. Halk dilinde bir tür rol kesmek de denilen o münazara ya da tartışmayı yöneten moderatörün de öncelikle yönettiği forumun reytingini gözetmek olduğunu da herhalde hesap etmemiş.

Dahası Başbakanın, perşembe gecesinde gerçekleşen o tartışma forumunu, Türkiye ile İsrail arasında ve BM Genel Sekreterinin de gözetiminde yapılan medyaya açık bir toplantı olarak kurguladığı da söylenilebilir.

Ülkesinde ve tüm Yahudi dünyasında şahinliği ile tanınan Peres, elbette bütün dünya medyasına açık bir forumda kendi devletinin, klasik görüşünü ısrarla savunacaktı.

Erdoğan da İsrailin Filistin için öteden beri izlediği, o acımasız yayılmacı politikasına karşı koymanın yanı sıra, Hamasa yönelik özel sempatisinin de etkisi ile konuşmakla yetinmeyecek, forumun kendi üstünlüğü ile bitmesi için elinden geleni yapacaktı.

Erdoğan da Peres de kendilerinden istenileni yerine getirdiler. Başbakan bir adım daha atarak, oturum moderatörüne haklı olarak sinirlendi. Sadece forumu değil, şayet sonradan vazgeçmez ise, Davos gösterilerine de katılmama kararını açıkladı. Ama oradaki söylemi ile olgun ve barışçı bir devlet adamı yerine, tıpkı iç politikada da her karşısına çıkanı azarlamaktan vazgeçemeyen bir kişiliği temsil ettiğini de sergilemiş oldu.

Şimdi dünya âlem, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını bu yanı ile ve ayrıca Ortadoğu politikasında sekter Hamasçı tutumu ile tanıyor ve değerlendiriyor, Öylelikle, Başbakanı olduğu ülke, Ortadoğudaki İsrailin bölgede izlediği yayılmacı politikayı; silahsız, barışçı görüşmeler ile durdurmak için kendisinden beklenen o önemli rolünü yitirmiştir.

Hamasın hafta başında, yeniden başlayan füze atışlarına karşı, İsrailin verdiği tepki sürerse, çatışma daha da büyüyecek demektir.

İşte o zaman gözler Başbakana çevrilecek ve o ateşin söndürülmesi için ne yapabileceği, gerçekten merak konusu olacaktır.

***

Açıklama: Cuma günkü yazıda Adem Yavuz gemisinin eskidiği gerekçesi ile çürüğe çıkarıldığını, iki ay önceki gazete haberlerine dayanarak nakletmiştim.

İDO Basın Danışmanlığı geminin seferlerini sürdürdüğünü bildirdi.

Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları