Öner Yağcı

İnsan romanın neresinde?

23 Mart 2024 Cumartesi

Kutsal kitaplarda, “Önce söz vardı” dense de aslında insanı insan yapan da tanrıları yaratan da insandır.

Goethe, “Önce eylem vardı” der çünkü sözden önce yaşam, insan ve eylem vardır.

Söz, insanın başkalarıyla birlikte yaşaması zorunluluğuyla yani toplumsallaşmasıyla birlikte gerçekleştirdiği eylem içinde ortaya çıkan bir kavram olarak doğmuştur.

Dilin, sanatın, edebiyatın ölümsüzlüğüyle insanın ölümsüzlüğü eşdeğerde, eşanlamdadır.

SANAT ÖLÜMSÜZDÜR

Yazılı sanat ürünlerinin en eskisi olan Gılgamış’ın ölümsüzlük arayışı serüveni, insanlığın ve sanatın da serüvenidir.

Bu serüveni aktarmadaki başarı, sanatın ölümsüzlüğe doğru attığı adımları da gösterir bize.

Bu nedenle, bir sanat yapıtının başarı ölçütlerinden biri de ele aldığı dönemin insanlarını, yaşam biçimlerini gelecek dönemlere aktarmasındaki başarıdadır.

ROMAN TÜKENMEZ

İnsanlığın ölümsüzlük arayışı tükenmeyeceğine göre, bu arayışın önemli araçlarından biri olan romanın da tükenmeyeceğini söylemek gerekir -ki bu tüm yazın dalları için de geçerlidir-.

İnsanın kendini tanımasındaki en önemli araçlardandır roman. İnsanın kendisiyle ilgili özellikler bulabileceği durumlar, olaylar, duygular, düşünceler vardır her romanda.

Zamanı aşan, yaşama ışık tutan romanlar, bunu başardığı için ölümsüzlüğe doğru gider. Bu ölümsüzlük, iletişim araçlarının bunca yenilik ve çeşitliliğine karşın hâlâ klasik romanların dünyanın dört bir yanında okunmakta olmasından da bellidir.

Özgürlük, mutluluk, ölümsüzlük için ne yapmamız gerektiğini en iyi yaşamdan ve başka tarihsel dönemlerde, başka coğrafyalarda insanların neler yaptığını anlatan romanlardan öğrenebiliriz.

Aynada ne görüyorsak biz oyuz ve aynada ne olduğunu, bize en iyi romanlar gösterir.

ROMAN KAHRAMANLARI ÖLÜMSÜZDÜR

Don Kişot’un serüvenlerine hâlâ gereksinmesi var dünyanın. Ekmek çaldığı için yıllarını cezaevinde geçiren çocuklar var olduğu sürece Jean Valjean da Sefiller’in öteki kahramanları da aynı zamanda günümüzün de kahramanıdır.

Aşk var olduğu sürece Romeo ve Juliet, Anna Karenina, Madam Bovary, Eugéne Grandet, Carmen, Cemile de günümüzün kahramanıdır.

Savaşlar olduğu sürece Savaş ve Barış’ın, Çanlar Kimin İçin Çalıyor’un, Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’un, Paris Düşerken’in, Ateş’in, Durgun Don’un kahramanları hep aramızda yaşar.

Raskolnikov (Suç ve Ceza), Kaptan Ahab (Moby Dick), Bazarov (Babalar ve Oğullar), Julien Sorel (Kızıl ve Kara), Martin Eden, Jean Christophe ölümsüz kahramanlarıdır dünyanın.

Ölü Canlar’ın, Gazap Üzümleri’nin, Germinal’in, Bitmeyen Kavga’nın, Fırtına’nın, Ana’nın, Fontamara’nın kahramanları hâlâ yaşıyor dünyanın çeşitli yerlerinde.

Bizim romanımızın da Ahmet Cemil’i, Kuyucaklı Yusuf’u, İnce Memed’i, Meryemce’si, Murtaza’sı, Irazca’sı, Temeloş’u, Zübük’ü var.

Sinekli Bakkal’ın, Çalıkuşu’nun, Yeşil Gece’nin, Üç İstanbul’un, Aşk-ı Memnu’nun, Yılanların Öcü’nün, Kurtlar Sofrası’nın, Toz Duman İçinde’nin, Cemo’nun, 47’liler’in kahramanları var...

GÜNÜMÜZDE ROMAN VE ROMANCI

Romancı, gerçeği araştırmak, bulmak, gerçeği söylemenin zorluklarını aşmak, yöntemlerini aramak zorundadır.

Romancı, değerlerin aşınmasına dur demek zorundadır.

Romancı, dünyanın büyük çoğunluğunu oluşturan yoksulluğa, büyük insanlığa sırtını dönemez çünkü bu, romanın değerlerini hiçe indirmektir.

Romancı yurdumuzda ırkçı ve dinci bağnazlıkların kök salmasına karşı durmak zorundadır.

Yaşamın da romanın da öznesi insandır.

***

Günümüz romancısı sormalı kendine: Ben neresindeyim nu romanın?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Edebiyat direniştir 27 Nisan 2024
Eğitim ve kitap 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları