“Tüm kesimleri kucaklayan, anlaşılır ve sürdürülebilir bir kültür politikasının altyapısını hazırlama kararlılığındayız” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin eşgüdümünde 8 Ekim 2021’de İstanbul’da 127 kültür sanat insanının katılımıyla gerçekleşen Türkiye Kültür Stratejisi Forumu ’21 ve Sonuç Bildirgesi, “CHP’nin kültür sanat alanının sorunları belirlenerek politikalarına zemin oluşturacak kurucu bir belge” tanımıyla kitapçık halinde yayımlandı.

TEMEL BİR HAK: KÜLTÜR

Yayıncılık, müzik, film, tiyatro ve gösteri sanatları, görsel sanatlar, yaratıcı endüstriler, kültürel doğal miras ve müzecilik, festivaller, sanatçının statüsü, kent ve kültür atölye çalışmalarında,  “Kültürün değer zincirini yaratım, üretim, dağıtım ve paylaşım aşamalarında yer alan kültür insanları ve sanatçılar kendilerinin ve sektörlerinin içinde bulundukları sorunları açıkça tanımlayarak geçerli olabilecek çözüm yollarını ortak akılla çözebilecek bir yetkinlikte oldukları” ortaya konulan ve iktidara yürüyen bir siyasal partinin yaşamsal sorunumuza parmak basması açısından büyük önem taşıyan forumda sanat alanlarının sorunları saptanıyor ve çözüm önerileri sunuluyor.

“Kültür, devlet sisteminin temel bileşenleri arasında yer almalıdır... Anayasadan başlayarak kültür hakkını temel haklar arasında kabul edeceğiz” cümlesiyle başlayan “CHP ne yapacak?” bölümünde de umut verici sözler var:

“Anayasanın 64. maddesinde yer alan kültür ve sanata dair maddeye işlerlik kazandıracağız... Kültür alanını turizmin gölgesinden kurtaracağız... Kültür ve sanatın tek tipleştirilmesine izin vermeyeceğiz... Kültürel mirasımıza sahip çıkacağız.”

HÜMANİST KÜLTÜR

Kemal Kılıçdaroğlu’nun açılış konuşmasında, “Kültür sanatın olmadığı bir ülke çöldür. Sanatın derinliği hayatın her aşamasında var... Bu işin öznesi sizsiniz...” diyerek “Her şeyi siyasetin belirlediği bir ortamda sanatla ilgili konularda sanatçıların görüşünü almak istediklerini” söylemesi, “Bize düşen görev size danışmaktır” vurgusu ve şu sorusu da anlamlı, umut vericidir:

“Acaba sanatçılar güçlerinin ne kadar farkında?”

Tüm sorunların çözümü siyasettedir ama kültür insanlarının da siyasete yol gösterme sorumluluğu vardır.

Küresel ideolojinin kültürümüzü yapılandırma ve geleceğimizi tasarlama politikalarına karşı rotamız, çağdaş kültüre devrimci atılımlarla geçilebileceği görüşüyle “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” diyerek yola çıkan Atatürk’ün “Cumhuriyet sizden fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller ister” sözündedir.

Bunun içindi saltanat ve hilafet yerine yeni bir ulus yaratma projesi olan Cumhuriyet, eğitimde birlik, devrimler...

Yeni bir “yaşama kültürü” arayışıydı bu.

Atatürk’ün arayışını ilk duyumsayanlardan biri olarak Türk Rönesansı’nı oluşturmaya ömrünü adayan Hasan-Âli Yücel, “Biz, yarınların insanlarıyız. Emeklerimizi, bilgi ve duygularımızı, yaptığımız bütün işleri bizden sonra geleceklere bir miras değil bir vasiyet olarak terk ediyoruz” diyerek yeni yaşama kültürünü tanımlamıştı:

“Nerede insan zekâsının bir eseri varsa onu içine alan bir hümanizma kurma yolundayız...”

Amaçlanan yaşama kültürü ve bilinçlendirme çabaları üzerine söylenecek çok söz var.

*

Kaynağı egemenlik, zenginlik tutkusu olan savaşların, silah satışlarının sonu gelmiyor.

Brecht’in “Her savaştan geriye üç ordu kalır: Ölüler ordusu, yas tutanlar ordusu, hırsızlar ordusu” sözüne yetimler ve göçmenler ordusunu da ekleyerek her çeşit emperyalist saldırıya, kışkırtıcılığa, savaş tüccarlığına, ırkçılığa karşı haykıralım:

“İnsanlık vicdanı göreve!”